yazar-49
Verilen ceza az bile!
İsviçre Milli maçından sonra çıkan olaylardan sonra FİFA’nın vereceği cezayı herkes merak ediyor, ulusal basınımızın çok bilmiş futbol tüccarları da, “Şu kadar ceza gelir, şu kadar futbolcu da şöyle ceza alır” şeklinde ballandıra ballandıra yorum yapıyorlardı. Evvel ki gün karar açıklanınca da bu ünlü yorumcularımızın hepsi vıyyak vıyyak bağırmaya başladılar. Şimdi o güne geri dönelim; Diyelim ki Türkiye maçı kazandı (5-2) ve elemelere katılmayı hak etti. Ama yine de ufak tefek olaylar çıktı. Ne yazacaktı bu yazarlarımız. Bence diyeceklerdi ki “Alpay’ın ne kadar kazanma arzusu içinde olduğunu İstiklal Marşını okurken gözlerinden anladık. Hakemin bütün olumsuzluklarına ve İsviçreli oyuncuların bütün tahriklerine rağmen kazandık. Bütün futbolcularımız çok iyi motive olmuşlar, başta Fatih Hoca ve tüm emeği geçenleri tebrik ediyoruz” demeyecekler miydi? Biz tüm ulusal basın ve medya olarak ne yaptık. Son 3 yılda hiç yenilmemiş İsviçreyi 4-2 yenmemize, hakemin aleyhimize verdiği tüm kararlara rağmen, İsviçreli idareci ve oyuncularının provakasyonlarına kapılarak (Galatasaray’ın Roma’da başına gelen olayların 10/1’i bile olmayan) ufak-tefek tekmeleşmelerin olmasına rağmen, bizim basın ve medya bilirkişileri, maçtan öncesi havaalanından başlayarak maç sonuna kadar bulabildikleri aleyhimize olan tüm görüntüleri kare kare günlerce gösterdiler. Sürekli ahkam kestiler. Oysa bir hafta önce İsviçre’de oynanan maçta Milli Takımımız sürekli tacizle karşılanmış, maç içinde bir oyuncuları yedek kulübesinde duran hocamıza ve futbolcularımnıza küfür ederek topu yüzlerine atmış, İstiklal Marşımıza hakaretler edilmiş, hakemin aleyhimize verdiği kararlar kolayca geçiştirilmişti. İllada varsa da yoksa da Türkiye’deki maçta çıkan olaylar. Aman Allahım neler olmuş neler. Ne olmuş? 1- Havaalanında çok kötü karşılamışız, yumurta atmışız. 2- Seyircilerimiz mükemmele yakın bir anlayış içinde olmuşlar, tek bir aleyhlerinde delil yok. 3- Maç oynanırken Fatih Terim eliyle işaret ederek falanca oyuncuyu indirin demiş. 4- Alpay Özalan İstiklal Marşını çok hırslı bir ifade ile söylemiş. 5- Maç bitince İsviçreli futbolcular koşarak soyunma odasına gitmeye başlayınca, bizimkiler de doğal olarak koşarak gittiler. (İsviçrelilerin koşarak gitmesi tahrik değil, bizimkilerin koşması suç oldu.) 6- İsviçreli futbolcular koşmaya başlayınca sahadaki herkes (TV başındakiler dahil) şaşırdı. Bu arada Milli Takım Antrenörü Mehmet Özdilek de herkes gibi etkilenmiş ve gelen İsviçreli oyunculara ayağını uzatmış. (Kesinlikle yaptığı doğru değil) Ne olmuş ayağını uzatınca, İsviçreli oyuncu komaya mı girmiş? Yooo, hafif bir sendelemeyle koşusuna devam etmiş. Kesinlikle Mehmet Özdilek’in bir darpı yok. Teşebbüs var. Arkadan gelen İsviçreli olayı görmüş ve bizim hocaya okkalı bir tekme atmış. Onun arkasından gelen Alpay da ne yapmalıydı? İsviçreli’yi yakalayıp eline sağlık mı demeliydi? Oda gelip İsviçreli’ye aynı şekilde mukabele etti. 7- Koridorlarda ne oldu ne bitti bilen yok. 8- Bir İsviçreli futbolcuya tekme atılmış, hastanelik olmuş.Bakar mısınız İsviçreli futbolcunun süt kuzuluğuna. Benim kanaatime göre tüm bu yukarıda İsviçreliler’in yaptığı provakasyonlara bizim ulusal medya ve basının futbol bilirkişilerinin kapılması. Günlerce İsviçreliler’in basın sözcüleri gibi olayı taze tuttular. Şimdi de kalkıyorlar; bu ceza çok ağır oldu diyorlar. FİFA az bile ceza verdi. Hiç kimsenin kalkıp da şöyleydi, böyleydi demeye hakkı yok. Madem bu kadar olayı yapmışız, yine bundan sonrada ezilmeye devam, haklarımızın yenmesine seyirci kalmaya devam. Böyle bir kararın çıkacağı belli iken Devlet Bakanı M.Ali Şahinin Haluk Ulusoy ile ilgili Mahkeme Başvurusunu çok garip karşıladım. Tam birlik ve beraberlik mesajının verileceği bir ortamda Bakan’ın böyle bir davranış içine girmesini hala kaybetme şokunu üzerinden atamadığına ve olayı kişiselleştirdiğine bağlıyorum. Eski Başkan Bıçakcı, Haluk Ulusoy’un yanında çaba gösterirken Bakan Beyin yaptığı çok yanlış. Ne dersiniz sevgili okurlarım, aleyhimize verilen bu cezaları biraz hafifletirler mi dersiniz? Haydi Hayırlısı.