Mustafa Yiğit
Yandaş medyada eşcinsel ilişki
Muhafazakâr demokratlığın geldiği son nokta:
Yandaş medyada eşcinsel ilişki
Aslında şu sıralar gezi yazıları üzerine yoğunlaşmıştım.
Öyle siyasete, milletin perişan haline, aldatılmışlığına, kandırılmışlığına falan değinmeyecektim.
Ama dün gözüme çarpan bir haber bu yazıyı yazmaya mecbur etti…
Evet dostlar, şu yaşadıklarımıza, şu gördüklerimize bir bakar mısınız?
Daha ne günler göreceğiz, daha neler yaşayacağız bilemiyoruz….
Ama bildiğimiz ve gördüğümüz bir şey var ki, bugün bu ülkede adı “yandaş medya” olarak hafızalara kazınan, iktidara çok yakın bir televizyonda hayasızca “eşcinsel ilişki” sahneleri gösteriliyor.
Hem de prime time da.
Yani televizyonların en çok izlendiği bir dönemde.
Ailelerin televizyonu en çok izlediği bir saat diliminde.
Muhafazakâr demokrat kimliği öne çıkaranlar, bu kimlikle seçimleri kazanırız diyenler, gazetelerinde televizyonlarında eski Marksist yeni liberalleri ağzını geve geve konuşturanlar, anlaşılan o ki, işi biraz abartmışlar demokratlığı eşcinselliğe kadar götürmüşler.
Bu dünyanın seçimini bu yöntemlerle kazanırsın da, öbür alemin seçimi ne olur bilmem!
Ama bildiğim bir şey var ki, bu medyayla, bu yazar çizer takımıyla kendini İslamcı, muhafazakar demokrat diye niteleyenler iyi bir yerlere gitmiyorlar….
Milleti de iyi bir yerlere götürmediği kesin.
Gelelim bu kepazeliğe!
Dizinin adını vermeyeceğim, ama yayınlandığı televizyondan tutunda senaristine, yapımcısına kadar hepten muhafazakar olan kişiler ve hepten yandaş olan bir ilişkiler ağı söz konusu.
Bu dizide emeği (!) olanların neredeyse tamamı yandaş!
Ve bu kişilerin yaptığı dizi Türk televizyonlarına “eşcinsel ilişki”yi de taşımak gibi bir unvana sahip artık.
Düşünebiliyor musunuz bunu “bir kısım medya” yapsaydı yıllar önce bizler neler demezdik neler?
“Bunlar dinsiz, bunlar imansız, bunlar kafir, bunlar İslam düşmanı, bunlar ahlaksız” diye başlar, köşelerimizden zehir zemberek cümleler sarf ederdik.
Bakıyorum hiçbir İslamcı yazar, hiçbir İslamcı medya bu konuya değinmiyor.
Sizin İslamcılığınız, Müslümanlığınız nerede?
Michel “iktidar bozar, mutlak iktidar mutlaka bozar” diyordu.
Ne kadar haklıymış!
Bu kadar mı bozuldunuz, bu kadar mı iktidar denen gücün kölesi oldunuz Allah aşkına.
İçinizde hiç mi cesur adam kalmadı, hiç mi iktidardan nemalanmayan adam kalmadı?
Bu kadar mı iktidar nimetleriyle yanıp tutuşuyorsunuz?
Bu kadar mı dilsiz şeytan haline getirildiniz?
İsterseniz tekrar anlatayım bu dizi iktidara yakın bir grubun televizyonunda oynandı!
Yani her fırsatta bu ülkenin dini değerlerini, manevi değerlerini siyaset pazarına oy kaygısıyla süren bir siyasi harekete çok mu çok yakın televizyonunda oynandı…
Ve bu dizi “prime time” da oynadı!
Bu sahneler televizyonların en çok seyredildiği bir saatte gösterildi!
Ve bu dizi yeniden söylüyorum, “Muhafazakâr demokrat “ bir televizyonda oynadı!
Yani bizim öve öve bitiremediğimiz, doldurup doldurup sattığımız, halka böbürlene böbürlene anlattığımız “Müslüman demokrat” kimliğin kalelerinden birinde oynandı.
Anlaşılan o ki, Müslümanlık hak getire.
Sadece demokratlıkmış aslolan…
Hem de nasıl bir demokratlık, bırakın öpüşme sahnesini, “eşcinselliği” ekrana taşıyan, hatta gözümüzün içine sokan bir demokratlık.
Öyle sosyal demokratların falan yapamayacağı, beceremeyeceği bir demokratlık!
Yaptığında da yandaş medya tarafından anında infaz edileceği bir demokratlık!
Bravo “Müslüman demokratlara”!
Bundan sonra sizden çok daha iyi eserler bekliyoruz, öyle “cinsel ilişki” gösterimi falan bu ülke halkın kesmez.
Daha etkili demokratlık gösterileri bekliyoruz….
Sahi referandum sonrası Türkiye daha çok demokrat olacak diyorlardı, buymuş demek ki, muhafazakar demokratların ilk gösterimi!
Biz diğer yandaş medya kanallarından daha demokrat (!) şeyler bekliyoruz peşinen söyleyeyim.
Öyle tek kanalla yetinmeyiz, bütün yandaş ve candaş medyanın demokratlığını görmek istiyoruz!
Haydi, aç, aç aç!
Aç ı lım!
Türkiye açılsın, saçılsın!