Dün sürpriz bir şekilde ziyaretimize İl Afet ve Acil Durum (Konya AFAD) İl Müdürü Yıldız Tosun geldi. Yıldız Hanım’la AFAD’ın çalışmalarından Konya’daki Suriyelilerin durumuna kadar pek çok konuda görüş alışverişimiz oldu...

***

Geçtiğimiz hafta, yılın son günlerinde İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen ‘Doğal Afetlerde Güvenlik, Emniyet ve Afet Yönetimi İlk Uluslararası Fuar ve Konferansı’na Türkiye’yi temsilen AFAD katılmış... İran Afet Yönetimi Başkanı ve Azerbaycan Özel Riskli Kurtarma Hizmetleri Başkanı, AFAD’ın standını bizzat ziyaret ederek Yıldız Hanım’dan bilgiler almış...

Standda AFAD Konya ‘deprem veri madenciliği’, AFAD Samsun ise ‘bölgesel afetler’ konusunda katılımcıları bilgilendirmişler...

***

Konferansın açılış konuşmasını da AFAD Konya İl Müdürü Yıldız Tosun gerçekleştirmiş ve 2011 Van Depremi’nden önemli dersler alınarak afet yönetimi kapasitesinin çok ciddi şekilde geliştirildiğini ifade etmiş...

***

Konya AFAD’ın bir yandan kurum, kuruluş ve okullarda acil durum eğitimlerine devam ederken diğer yandan uluslar arası bir fuara katılarak ülkemizi temsil etmesi de bizi umutlandırdı.

***

Yıldız Hanım’la sohbetimizde Suriyeli misafirlerimizle ilgili de bana ulaşan şikâyetleri aktardım...

Özellikle, kış şartlarının yaşandığı bugünlerde yakacak ihtiyacının had safhada olduğunu belirttim.

Kış mevsimi gelemeden çözülmesi gereken bu sıkıntının çözümünde geri kalındığı, bizlere kadar ulaşan ‘yardım’ çağrılarından da anlaşılıyor.

***

Konya’da resmi kayıtlara göre 59 bin Suriyeli barınıyormuş...

Bunların ihtiyaçları çok yönlü olarak AFAD tarafından giderilmeye çalışılıyor.

Şimdi bir de Rusya’nın Suriye’ye yönelik saldırıları başlayınca; göç hareketi ‘kış’ dinlemiyor...

Hemen her gün Konya’ya 15-20 Suriyeli hicret ediyor.

***

Kış dolayısıyla odun, kömür, soba gibi ihtiyaçları var misafirlerimizin...

Fakat diğer önemli bir konu da barınacakları yer konusu...

Bununla ilgili de çalışmalar yapılması gerektiği muhakkak.

***

Bazı kurum ve kuruluşlarımızın gerekirse lojmanlarını Suriyeli misafirlerimize tahsisi aklıma geliyor...

Emniyet Müdürlüğü’nün lojmanları mesela...

TÜMOSAN’ın lojmanları...

Bayındırlık lojmanları...

Ne bileyim...

Daha düşünülse başka yerler de çıkacaktır...

***

Geçen hafta “Ertuğrul 1890” filmini izledim...

Filmde Japon karasularında batan Osmanlı firkateyni Ertuğrul’un hikâyesi ve 1985’te 215 Japon vatandaşının, Başbakan Turgut Özal’ın talimatıyla THY tarafından İran-Irak savaşından kurtarılması anlatılıyor.

Irak-İran Savaşı’nda kurtarılan Japon iş adamı Junichi Numata filmi izledikten sonra, o tarihte Avrupalı havayolları şirketlerinde yer bulamadıklarını söyleyerek, “THY’nin Tahran’dan kurtardığı 215 Japon’dan biriydim. Bundan dolayı Türkiye’ye ne kadar teşekkür etsek azdır” diyor...

***

Aradan 30 yıl geçmiş...

Ama yapılan iyilik unutulmuyor...

Türkiye’nin Esad rejimine karşı tutumu da, Suriyeli misafirlere olan ev sahipliğimiz de bu yüzden çok önemli...

Yoksa Türkiye’nin büyüklüğüne olan inancımızın içini nelerle dolduracağız?