İlk ve orta dereceli okullarımız uzun bir tatile girdi. Çocuklarımızın din eğitimi almaları için tatil süreci iyi bir fırsat oluşturmaktadır. Elbette düzenlenecek yaz kurslarında, yoğun bir öğretim faaliyetinden daha çok eğitimi öne alarak sosyal etkinliklere ağırlık verilmelidir.

Açılacak yaz kurslarında ortam ve muhteva büyük önem taşımaktadır. Özellikle büyük şehirlerimizde mevcut Kur’an Kursları binaları yaz kursları için yeterli olmamaktadır. Bu sebeple camilerimizde de kurslar düzenlenmektedir. Son zamanlarda bu meseleye Diyanet İşleri Başkanlığımız,  Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte ortak bir çözüm buldular.  Yaz kursları için yetersiz kalan Kur’an Kurslarımıza ilaveten İmam-Hatip Liseleri ve bazı İlköğretim okulları devreye sokuldu. Böylece öğrencilerimiz daha ferah mekânlarda ve sosyal aktivitelere uygun ortamlarda Kur’an eğitimi almaya başladılar.  Elbette açılan yaz kurslarından amaç,  öğrencilerimize sadece Kur’an eğitimi vermek değil, bununla birlikte, spordan musikiye, yüzmeden bilgisayar kullanmaya varıncaya kadar kültürel ve sosyal aktivitelere katılmalarını sağlamaktır. Bu anlamda yaz kursları için camilerimiz elverişli ortamlar değildir.

Son zamanlarda bazı sivil toplum kuruluşları da bu eğitim faaliyetlerine el atmışlardır.  Bazı yerlerde gözlemlediğimiz kadarıyla pedagojik açıdan uygun olmayan mekânlarda yapılan eğitim-öğretim faaliyetleri verimli olmadığı gibi, iş biraz da rantçılığa dönüşmektedir. Bu konuda ilgili kurumların ciddi denetlemelerde bulunması gerekir.

İşin bir başka boyutu da bu kurslarda görev alacak olan eğitimcilerin pedagojik biçimlemeyle ilgilidir. Hz. Peygamber (s. a.v): “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve başkasına öğretendir” buyurmaktadır. Bu çifte övgüye mazhar olabilmek için gayret sarf etmeliyiz. Kurslarda görev alacak olan öğreticilerimiz mutlaka yeni metotların anlatıldığı hızlandırılmış hizmetçi eğitim seminerlerinden geçirilmelidir. Bunun planlaması mutlaka yaz tatilinden önce yapılmalıdır.

Öte yandan Diyanet İşleri Başkanlığımızın yaz kurslarında görev alan din görevlilerimize ve öğretmenlerimize ek ders ücreti verilmiş olması her türlü takdirin üzerindedir.  Hiç kuşkusuz bu durum verimliliği artıracaktır.  İş hayatında verimliliği artırmak için insanın şevklendirilmeye ihtiyacı vardır.

Öte yandan yaz kurslarında öğrencilerimize Kur’an öğretmekle birlikte dini ve dini değerleri sevdirmeyi, ayrıca dinin insan için bir ihtiyaç olduğunu kavratmayı hedeflemeliyiz. Ayrıca  yaz kurslarında öğrencilerimize yönelik sözel ve fiziksel şiddetten uzak durmalıyız. Din, bir sevgi işidir.   Eğitimde çocuğa uygulanacak şiddet ömür boyu bu çocuğumuzun dine ve dindarlara soğuk bakmasına vesile olur. Unutmayalım ki, sevgiyi temel almayan hiçbir din,  kitlelerde taban oluşturamaz.  Özellikle din eğitimiyle ilgilenen insanlar mutlaka insana sevgi temelli bir yaklaşımı genel ilke kabul etmelidirler.

Bu yıl düzenlenecek kurslarda yenilik olmalı ve hocalarımız büyük bir heyecan ve aşkla bu işe dört elle sarılmalıdırlar. “Allah’ın dinine çağıranlardan daha güzel kim vardır?” ilahi öğretisine mazhar olmak kadar insana hangi duygu, müjde ve davranış mutluluk verebilir?

Selam olsun, eğitim cihadına katkıda bulunan peygamber varislerine!..