yazar-2
Yeni Milletvekillerimize Açık Mektup
23. Dönem Milletvekilleri’ne Açık Mektup
Bu mektup, 23 Temmuz’da milletvekilliği mazbatasını alacaklara seçim öncesi birkaç hatırlatmada bulunmak için yazılmıştır…
Saygıdeğer milletvekili adayları,
Size tanınan yetkilere, ekonomik, sosyal, idari haklarınıza, dokunulmazlıklarınıza, her kapıyı açan özel kimliklerinize, maaşlarınıza, VIP hizmetlerinize kısacası bütün saygınlıklarınıza diyecek sözümüz yok. Sorumluluk duygusundan uzak, şahsi çıkarları adına asayişi bozarak caka satan onlarca milletvekili gördük. Ancak sizi tenzih ederiz… Milletten aldığı yetkiyi unutup saygınlığını lekeleyenler hem siyasetten hem de milletin gönlünden düştüler. Kendisini milletin hizmetkarı olarak görenler ise yüreklerde abideleşti…
Sözümüz, liderinin değil, milletin vekili olacaklara…
Çok kıymetli adaylar,
Ben, bu seçimlerde insan hakları ve özgürlüklerini koruyacak ve geliştireceklere, onların partisine ve adaylarına oy vereceğim. Nedenini sorarsanız, insan hak ve özgürlüğü için “başörtüsü”nün artık bir “sembol” haline geldiğini, size de bu noktada büyük görevler düştüğüne inanıyorum. Topum da bu sorunun çözümünü, kurumsal mutabakatta değil, Meclis’te görüyor. Bu nedenle başörtülülerin üniversitede öğrenimlerini sürdürmelerini ve kamuda görev yapmalarını engelleyen yasağın artık evrensel bir boyut kazandığı ve yasağın TBMM tarafından dahi kaldırılmasının mümkün olmadığı düşüncesinde olan yargı bürokrasinin yetki sınırlarını tartışmaya açarak, üst düzey kamu çalışanlarına görevlerini ve sorumluluk alanlarını hatırlatmalısınız. Yasağın devamı yönünde “gerekçe” uyduranların tezlerinin hiçbiri hukuken de ahlaken de savunulabilir değil çünkü…
Bu anlamsız ve ahlaksız yasak; cesaretlerini güç odaklarına sığınarak kuşanan dayatmacı bürokrasinin zorlaması ile varlığını idame ettirebilmektedir. Zihin konforlarını bozmayan yasak savunucularına karşı “egemenliğini halktan alan” çatı altında yürekli bir ses olmayacaksanız, size verilecek emanetin bir gün geri alınacağını unutmayınız.
Demokrasiyi sekteye uğratma sevdalılarına, işbirlikçilerine ve hukuk katillerine, işkence/yargısız infaz gibi insanlık suçu işleyenlere karşı sessiz kalmayınız. Millet size vereceği oyu emanet olarak vermektedir ve emanetini bir sonraki seçimde sizden alabilir…
Sizden isteğimiz, bu seçimden sonra koltuklarınıza oturduğunuzda bir toplumdan “İki Türkiye” çıkaran, yasakçı, şabloncu ve dayatmacı toplum mühendislerinin üzerinde çalıştıkları yeni projeleri gerçekleştirmelerine fırsat vermemeniz.
AİHM'ye yapılmış 96 bin başvurunun yaklaşık 10 bin’inin Türk vatandaşlarından gelen davalar olması sizlerin de dikkatini çekmeli… Şiddetin, işkencenin, hukuk cinayetinin, cezasız kalmaması için 59. hükümet tarafından bir takım yasa değişiklikleri yapılmış olmakla birlikte, alınan yasal, idari ve pratik önlemler istenen düzeyde değildir...
Ulusalcı/ırkçı/şiddet yanlısı söylemlerin yerini, artık barışın diline ve sakinliğine bırakmasını istiyoruz. ‘Vatansever’lik adı altında vatana kasteden, vatandaş düşmanı, devlet içinde yuvalanmış çetelere karşı, her zaman vatandaşın yanında olunuz. Ancak, terörü ve çeteleşmeyi yok etmek adına, ülkeyi biraz daha “polis devleti” yapan, güvenlik güçlerine sınırsız yetkiler tanıyan son yasal düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesini isteyiniz. Özgürlük ve hukuk devleti için “özgürlüklerin kısıtlanamayacağı”nı biliniz.
Değerli adaylar,
Size oy veren seçmeniniz bir gün çarşıda pazarda karşınıza çıkacak olursa, kapıya gelmiş dilenci gibi bakmayınız. Belediye başkanlarının haberi olmadan hacet kapılarından boş dönmüş bir yoksul, olur ya sizin gölgenize sığınmış olabilir. Sıcak bir çorba ikram etmekten, yüreğini kazanmaktan korkmayın, adresini alın, ilgili kuruluşlarla irtibata geçerek, sürekli yardım görmesini sağlayınız.
Sokakta yaşayan barınmasızların, korunmaya muhtaç insanlarımızın sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Bu insanlar aç, bu çocuklar sevgiden yoksun bir ortamda yaşamakta ve her türlü şiddete maruz kalmakta, suç şebekelerinin kollarına bırakılmaktadır…
Huzur kenti olduğu söylenen şehirde bile sokağa bırakılmış, evsiz, barınmasız, otogarda sabahlayan, tecavüze uğradığı halde tehdit edildiği için polise gidemeyen, genç, yaşlı, kadın ve çocuklarla karşılaşabilirsiniz. Ne olur onlara sahip çıkın... Bu insanlar için çok acele barınma evleri, yurtlar, rehabilitasyon merkezleri, darülacezeler, gençlik evleri, huzurevleri yapılmasını sağlayın. 16 milletvekili el ele gönül gönüle bir şefkat ve merhamet hareketi başlatın, bu amaçla kurulmuş sivil toplum örgütlerinin sesine kulak verin...
İktidar da olsanız, muhalefet de bu şehir insanının öncelikli ihtiyaçlarına kulak verin. Şehre yapılacak hizmetleri takip edin, sorun üreten mekanizmaları durdurmak için çaba gösterin. Hatta bunları ifşa edin... Şehre nefes aldıracak çalışmaların, hangi maksatla olursa olsun, ertelenmesine iktidar mensubu olsanız da fırsat vermeyin...
Her ne konumda olursanız olun halkın vekili olduğunuzu unutmayın. Bu milleti temsil etmek için seçilmiş bir görevli gibi durun, bu milletin efendisi gibi değil... Bir daha aday gösterilmeyeceğiniz endişesi yaşamamak için lider vekili olacaksanız, şimdiden biletinizi iptal ettirin…
Sizlere sunduğum bu “öncelikli vatandaş dilekleri”ni dikkate alacağınızı umuyorum… Bu mektubu sabırla okuduğunuz için de size teşekkür ediyor, mazbatasını alıp bizi temsil etmek için yola düşeceklere şimdiden hayırlı yolculuklar temenni ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum…