Dr. Faik Özdengül
Yol
Taş sokaklar
Yokuş iniş
Binalar eski
Balkonlar çiçekli
Çamaşırlar
Beyaz, renkli
Pencereler açık
İçerisi
Rüzgarla oynaşan
Tül perdelerde
Gizli
Yol ihtiyar
Tecrübeli
Yüzü yerde
Sırtı düğmeli
Yorgun
Çok sigara içmiş belli
Titrek nefesli
Üstü başı kirli
Üstünde
Denize doğru
Yürüyenlerin ayak izi
Yüzler ve yerler
Güneşli
Rüzgar
Ilık ve mütebessim
Güneşle birlikte
Hem evlerin
Hem dükkanların
Hatırlı misafiri
Herkesle senli benli
Kimi diyor kuşluk
Kimisi
İkindi vakti
Gözlüklü olanı da var
Bazılarının alnında eli
Üstler başlar afilli
Ana baba
Çoluk çocuk
Hepsi keyifli
Bir sükunet
Var havada
Ev ev
Oda oda
Dağda kırda
Yolda
Acelesi yok
Hayatın
Zamanın
Saatin
Yavaş ve sakin
Usulca uçuşuyor
Perdeler
Sarı pembe
Mavi beyaz
Sabah ve akşam
Sarmaş dolaş
Estikçe meltem
El sıkışıp
Kucaklaşan
Birbirleriyle hoş
Dost arkadaş
Yaşlısı kadını
Yeni yetme delikanlısı
Çocuğu
Annesi babası
Karpuz sergisinde
Tentenin altında
Dilimlenmiş karpuzlarıyla
Dişlerini kırmızıya boyayıp
Bir yandan da hararetle
Dün akşamki olayı
Tartışıyorlar
Yol diyor sevmez
Gürültüyü
Evin en büyüğü
Denize doğru
Yürünür hepsi bu
Yürüyen saygı görür
Yürümeyen susar
Oturur sessizce
İşine gücüne bakar
İsterse yürümek
Yeniden yürüyenlerle
Oturduğu yerden kalkar
Ve paçaları sıvar
Yol yürüyeni sever
Yürümeyenden korkar
Hep gördük duyduk
Bildik öğrendik
Yürümeyip oturanlar
Gürültü yapar
Su küçüğün
Söz büyüğün yolda
Konuşulanlar yeterli
Zaten karpuzlar da bitti
Herkese afiyet olsun dendi
Bu işte hepsi
Bir gölgede dinlenmek
Bir bardak su içip
Bir dilim karpuz yemek
Rızkın varsa
Bir parça da ekmek
Yaşamak denilen şey
Bumuymuş demek
Sonra sessiz bir düdük
Sadece yolcunun duyduğu
Bu kadar mola yeter
Sen guruptan ayrıl
Bizimle gel
Daha yürüyecektik ama
Çoluk çocuk eş dost
Bitti
İyi de bunca emek?
Yolda
Yol kesenler var
Yavaşlatan
Denizi unutturan
Kenarlarda oturan
Durmadan söylenen
Yoldan alıkoyan
Ya da yürürken
Kulağa fısıldayan
Kenara çağıran
Zor diyen
Üfleyen püfleyen
Bir de kılavuzlar var
Gitmiş ve gelmiş olan
Yolu bilen
Denizi anlatan
Hadi diyen
Dayanın
Uyanın
İnanın
Güvenin
Aldanmayın
Hele bir kulağını tıka
Bir an olsun
Gözlerini kapa
Hisset
Yosun kokusunu
Duyuyor musun?
Gidenlerin hikayelerini
İşitiyor musun
Kılavuzdan
Az sabır
Yokuş bitecek
Denize ulaşınca
Deyince suya
Gövden
Damlan
Deniz olacak
Bunca zahmet
Merhametmiş
Meğerse
O gün
Anlaşılacak