Yüz felci tedavisinde Türk doktorun büyük başarısı

Yüz felci tedavisinde Türk doktorun büyük başarısı

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı Doç. Dr. Karaaltın, gecikmiş yüz felci tedavisinde dünyada bir ilke imza atarak, ayak üzerinde bulunan, yüzün dokusu ve hareketleriyle çok yakın davranan normallerden farklı ve küçük bir kas sayesinde, iki ameliyat

İSTANBUL (AA) - UĞUR ASLANHAN - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı Doç. Dr. Mehmet Veli Karaaltın, gecikmiş yüz felci tedavisinde ilke imza atarak, ayak üzerindeki, yüzün dokusu ve hareketleriyle çok yakın davranan normallerden farklı ve küçük bir kas sayesinde iki ameliyatla alınan sonucu tek ameliyatla elde etmeyi başardı. 

Normalde nakledilen kaslardan daha küçük kas sayesinde, dudak ve burun kenarı hareketleriyle göz kapağını kapatma sorunu ortadan kalkacak, göz, dudak ve burun hareketlerinde simetri sağlanacak, kas küçük olduğu için yüzde herhangi bir olumsuz fiziki görünüm olmayacak.

Karaaltın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüz felcinin gerek doğuştan gerekse sonradan yaşanan bir travma sonucu yaşanabildiğini söyledi.

Yüz felcinin tedavisinin hemen tedavi edilebilen ve gecikmiş vakalar olarak iki ana başlıkta toplanabileceğini dile getiren Karaaltın, hemen tedavi edilebilen vakalarda tedavi algoritmasının farklı olduğunu aktardı.

Karaaltın, yüz felci tedavilerinin büyük kısmını gecikmiş vakaların oluşturduğunu kaydederek, "temeldeki siniri onarmak veya oraya sinir nakletme"nin faydalı olmadığını, bu tip hastalarda statik yöntemleri veya dinamik denilen kas nakli uygulamasını hayata geçirdiklerini dile getirdi.

Bu yöntemde farklı bölgeden alınarak nakledilen canlı kasın, yüzde işlevini yitiren kasın görevini yerine getirdiğini bildiren Karaaltın, bu yöntemin plastik cerrahi envanterinde 50 yıldır olduğunu ancak son yıllarda mikrocerrahinin gelişmesiyle yöntemlerin daha da geliştiğini anlattı.

Mehmet Veli Karaaltın, şu bilgileri verdi:

"Ancak burada bir problemimiz vardı. Bu problemi ben de hastalarda uyguladığım nakillerde yaşıyordum. Naklettiğimiz kaslar genellikle ya büyüktü ya da hareket kabiliyeti kaba ve yetersizdi. Yüzdeki karşı tarafın simetrisini sağlayamıyordu. Sağlarsa da ancak bir vektörde, yönde sağlıyordu. Bu da bizi de hastaları da tatmin etmiyordu. Çünkü naklettiğimiz kas hacimsel olarak normal yüz kasından daha büyük olduğu için orada bir şişlik, büyüklük oluyordu. Biz de hekimler olarak bu durumdan mutlu değildik."

- Dünyada ilk

Bu konuda işlevsel açısından daha iyi verim alabilmek için çeşitli araştırmalar yaptığını belirten Karaaltın, meslektaşlarıyla konuya ilişkin istişarede bulunduklarını söyledi.

Yüz felci nakillerinde ayağın uyluk kısmından, bacaktan veya göğüsten nakledilen kasın ince hareketlerin gerçekleşmesine imkan vermediğini, boyut olarak da yüzü deforme edecek kadar büyük olduğunu aktaran Karaaltın, şunları kaydetti:

"Son yıllarda ayaktan ele nakil yaparken her zaman küçük bir kas gözüme çarpıyordu. Ayakta bulunan bu küçük kas 4 parmağa 2 iş gönderiyor. Yedek de sayılabilecek bir kas. Onun görevini diğer kaslar yerine getirebiliyor. O kası oradan almak bir güç veya fonksiyon kaybına neden olmuyor. Acaba bu olabilir mi diye araştırırken doğuştan yüz felci olan bir genç hastamızda bunu uyguladık. Hakikaten çok güzel sonuç aldık. Burada en temeldeki aldığımız sonuç, kasın hem ince olması hem de 4 kirişten oluştuğu için dudak ve burun kenarı hareketleriyle göz kapağını kapatma sorunununu çözmemiz. Bunu aynı anda yapmak bugüne kadar söz konusu değildi. İlk defa uygulandı. Hep 2 ameliyatın kombine edilmesiyle gerçekleştiriliyordu. Yani iki ameliyatla yapılan işi tek ameliyata indirdik, yüz hareketleri için daha uygunu kası bulduk, kas küçük olduğu için yüzde herhangi bir olumsuz fiziki görünüm de olmadı. Bu açıdan büyük bir gelişme."

Karaaltın, araştırmalarında Türk meslektaşlarının Kocaeli Üniversitesi'nde bu konuya ilişkin anatomik inceleme yaptığını gördüğünü dile getirdi.

- "Uygulanan 5 hastada başarılı sonuçlar aldık"

Bu çalışmaya rastladığında Türk meslektaşlarının kendisiyle paralel düşündüğü için mutlu olduğunu ifade eden Karaaltın, "Şimdiye kadar 5 hastada uyguladık ve çok güzel, başarılı sonular aldık. Göz, dudak ve burun hareketlerinde simetriyi sağlamış durumdayız" diye konuştu.

Karaaltın, hasta sayısının artmasıyla cerrahi deneyimin de artacağını kaydederek, şu anda bu yöntemin çok güzel göründüğünü bildirdi.

Nakil edilen kasların sinir başına düşen lif sayısının önemli olduğunu vurgulayan Karaaltın, diz eklemleri gibi daha kaba hareketleri sağlayan kasların kalın olduğunu, yüz için ayaktan alınan kalın kasın da hareketlerinin yüz için kaba kaldığının altını çizdi.

Doç. Dr. Karaaltın, "Genelde beyin ameliyatı olan, doğuştan ya da yaralanma sonucu yüz felci geçiren ağız, göz ya da mimik hareketlerini gerçekleştiremeyen hastalarda uygulanacak bu yöntem ile ayaktan kas almamız sonucu yürüme ile ilgili de bir sorun yaşanmamakta" ifadesini kullandı.

Ameliyat sonrasında 4 ila 5 hafta arasında fizik tedavi ve akupunktur gibi yöntemlerle mimiklerin belirginleştiğini aktaran Karaaltın, "Dünya literatüründe bu kasın kullanıldığı başka bir örnek yok. Biz artık hastalarımızda sadece bu yöntemi uyguluyoruz. Bu sayede de sosyal yaşantılarına hızlı bir geri dönüş sağlıyorlar" dedi.

- "Türkiye adına literatüre geçecek"

Karaaltın, kendisinin ilk kez uyguladığı ve başarılı olduğu daha küçük kasın hareket kabiliyetinin daha fazla olduğu, bu durumun yüzdeki mimik kaslarını olumlu etkilediği bilgisini verdi.

Normalde alınan büyük kasların eksikliğinde de ayak hareketlerinde bir sorun oluşmadığını belirten Karaaltın, bu yöntemin dünya tıp literatüründe henüz yayınlanmadığını, bu konuda gerekli girişimlerde bulunacaklarını söyledi.

Karaaltın, yöntemin Türkiye adına literatüre geçeceğini kaydetti. 

Kaynak:Haber Kaynağı