Salih Sedat Ersöz
Zekât ve Fitrenin önemi
İslâm; fakiri, yoksulu ve ihtiyaç sahibini gözeten, koruyan ve kollayan bir dindir. Zekât, fitre ve sadaka gibi mali ibadetler, fakirin ihtiyacını gidermek içindir.
Allah, bazı insanları zenginlikle, bazılarını da fakirlikle imtihan eder. Zengin olanlar, zenginliklerinin imtihan vesilesi olduğuna inanarak, Allah’ın kendilerine emanet olarak vermiş olduğu mallarını temizlemek gayesi ile, bir kısmını fakir ve yoksullara vermelidir. Müslüman; Allah için vermekle malın eksilmediğine, aksine temizlenip arttığına inanır.
Zekât ve fitre varlıklı olan Müslümanlardan, fakir ve yoksul olan insanlara uzanan bir köprüdür. Zengin olan bir Müslüman, Allah’ın kendisine bahşettiği nimetlerden, Allah’ın rızasını kazanmak gayesi ile, ihtiyaç sahiplerine yardım ederek bu önemli ibadeti yerine getirmiş olmanın bahtiyarlığı ve mutluluğu içinde olur. Alan insan ise, ihtiyacının giderilmesinin mutluluğu içindedir. İki taraflı bu mutluluğu tüm toplumun yaşamasına sebep olmak çok hoş, çok güzel ve çok önemli bir haslettir.
Varlıklı Müslüman böylece, hem malını fakirin hakkından temizlemiş olur, hem de insanlar arasında sevgi, kardeşlik, yardımlaşma, paylaşma ve samimiyet bağlarını güçlendirmiş olur.
Zekât ve fitre; cimrilik hastalığını ortadan kaldıran, cömertlik, şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ibadettir. Zekât ve fitre, hem fakirlerin kalbindeki haset ve kıskançlığı giderir hem de fakirler de, kendilerine yardım eden zenginlere karşı sevgi ve saygı meydana getirerek, toplumda birlik, beraberlik ve kardeşliğin kuvvetlenmesine sebep olur. Böylece yine iki taraflı bir güzellik ortaya çıkar.
Allah; Zekâtı verilen serveti, yok olmaktan, kötü insanların zararından korur. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurur: "Mallarınızı zekât ile koruyunuz."
Zekât ve fitresini Allah için veren bir insan, dünyada güven, bolluk, huzur ve berekete kavuşur, ahirette ise cennetle müşerref olur.
Zekât ve fitreyi sırf Allah rızası için vermeli, hiç bir dünyevi menfaat ve karşılık beklememeli, yapılan hayrın ibadet olduğunu asla unutmamalıyız.
Mali bir ibadet olan zekât ve fitreyi verirken karşımızdaki muhatabı incitmemeli, rencide etmemeli, verirken insan onuruna yakışır bir şekilde hareket etmeliyiz. Hatta, onlar sayesinde bu önemli görevi yerine getirme fırsatı bulduğumuz için, ihtiyaç sahiplerine teşekkür etmeliyiz.
Fitre, Ramazan ayında yerine getirilen ve fakirin hakkı olan bir ibadettir. Fitrenin, bayramdan önce fakirin eline geçmesinin fazileti büyüktür.
“Ramazan orucu, gökle yer arasında durur. Sadaka-i fıtr verilince yükselir” ve “Sadaka-i fıtr, oruçlunun, uygunsuz sözlerinden hâsıl olan günahları temizler” Hadis-i Şerifleri, fitrenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyar.
Zekât, farz olan bir ibadettir, İslâm’ın beş temel şartından birisidir ve halkımız tarafından genellikle Ramazan ayında yerine getirilir. Bu önemli görevi yapmamanın çok büyük vebali vardır.
Unutmayalım ki; bizler rahat halde iken, sıkıntıda olan kardeşlerimiz vardır ve onların zenginler üzerinde hakları vardır. Bu hakkı ödemenin huzur ve bahtiyarlığı içinde olalım efendim.