Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye'nin kuzeyindeki Afrin'e yönelik, 20 Ocak’ta ‘Zeytin Dalı Harekatı’nı başlattı. Türkiye içerisinde her zaman olduğu gibi yine çatlak sesler harekata karşı olduklarını belirterek Türkiye’nin gerçekleştirdiği operasyonu eleştirdiler.

Türkiye’nin, diğer güçler gibi gerçekleştirdiği operasyonla Suriye topraklarında gözü olduğunu dahi öne sürdüler. Ancak şunu net şekilde bilmeliler ki Türkiye geçmişte olduğu gibi bugün de barışı, birliği ve adaleti temsil etmek, o topraklara adaletin getirilmesi, düzenin sağlanması amacıyla bu harekatı başlatmıştır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi “Afrin'i işgale gitmiyoruz. Orayı terör örgütlerinden temizleyerek asli sahipleri için yaşanabilir bir yer haline getirmeye çalışıyoruz. Suriye'deki son terörist ortadan kalkana bu ülke asli sahipleri için emin hale gelene kadar operasyonlarımızı sürdüreceğiz. Irak sınırına kadar hiçbir terörist bırakmayana kadar bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Birileri operasyon kısa sürsün diyor. Biz de o birilerine telefonda söyledik. İstersek birkaç günde tankla gireriz. Ama sivillerin güvenliğini hesaba katıyoruz.”

Operasyonun başladığı günden itibaren geçen sürede Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada en az 343 PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütü mensubunun etkisiz hale getirildiği açıklandı.

AFRİN NEDEN ÖNEMLİ

Afrin, muhaliflerin kalesi İdlib ile Halep’in kuzeybatısında, Türkiye sınırında kontrol ettikleri Azez ilçesinin arasında kalmasıyla önem taşıyor. PYD’nin Afrin ile Kobani’yi birleştirerek, koridoru Türkiye sınırı boyunca yayabilme hedefi için ÖSO’nun elindeki Azez’i de ele geçirmesi gerekiyor. Bu kuşağın Akdeniz’e doğru uzanma ihtimali de Türkiye için bir başka tehdidi olarak görülüyor.  Hatay’ın Amanos dağlarına açılan ilçe, PYD’nin sınırdan militan, silah ve mühimmat sızdırarak, Türkiye’deki terörü beslediği en önemli merkezler arasında.