Ahmet Ünver
3. Dünya Savaşı Çıkar mı?
Küresel güçler ve finans çevreleri tarafından, yaşlı dünyamız, son günlerde yeniden bir Dünya savaşına sahne olmak üzere! Dünya Savaşı çıkar mı? Tarihteki büyük Dünya savaşlarının tamamına yakın bir kısmı, Anadolu ve Mezopotamya bölgesinde cereyan etmiştir. Küresel güçler kendi aralarındaki çıkan savaşlar tamamen din ve mezhep savaşlarıdır! Neden? Küresel güçler, Dünya savaşlarını neden çıkarmaktadır? Küresel güçler, savaşlardan ne gibi kar veya çıkarlar elde etmektedir? Dünyamızı yönettiğini zanneden küresel güçlerin liderlerini de yöneten bir başka güç var mıdır ve bu güçler kimlerdir? Dünyada ve özellikle de Anadolu ve Mezopotamya bölgesindeki savaşlar neden olmaktadır? Dünyayı yönettiğini iddia eden küresel güçler neyi ve neleri paylaşamazlar, neden ve nasıl anlaşamazlar? Yoksa bizlerin göremediği başkaca şeyler mi olmaktadır?! Savaş olmadan bir çözüm yolu bulunamaz mıdır? Her bir Dünya savaşında minimum ELLİ MİLYON insan hayatını kaybetmekte, bir o kadarı sakat kalmakta ve kaybolmaktadır! Küresel güçler veya bu güçlerin liderlerine GAZ veren Küresel Sermaye ve Finans çevrelerinin umurunda mı; Bu kadar insanın ölmesi, sakat kalması, kaybolması ve ülkelerin tarumar olması!
Yüz yıl önce Dünya yine bizim bölgemizde paylaşım savaşlarına sahne olmuştur! Sanayi devriminden sonraki süreçte hammadde sıkıntısı çekmeye başlayan küresel sermaye, hammadde kaynaklarının bol olduğu Anadolu ve Mezopotamya bölgesine gözlerini dikmiştir! Küresel sermaye ve finans çevrelerinin çok kazanması ve karlarına da yeni ve büyük karlar ekleyebilmesi için tahmin edilen hammadde kaynaklarının kolay ve ucuz bir yoldan kendi ülkelerine taşınması gerekiyordu! Bunun da en kolay yolu ise sözlerini dinleyen bir devlet başkanı veya küresel bir liderin delilik yaparak, Dünya savaşını çıkarmasından geçmektedir! Gerisi zaten çorap söküğü gibi gelecektir!
2011 yılında, Küresel güçler, yine emir aldıkları küresel sermaye ve finans çevrelerinin talimatları doğrultusunda, dokuz yüz on bir kilometre sınırımız olan Suriye devletinde iç karışıklık cereyan ettirdiler! Arap Baharı ile karıştırılan ve dış müdahaleye de hazır hale getirilen Tunus, Libya ve diğer ülkelerde çok kolay bir şekilde büyük plandaki hedeflerine ulaştılar! Suriye’de hesap ve plan şaşırmış, aksamalar olmuştu! Bir şeyler planlarına göre gitmiyordu! Planda gecikmeler oluyordu! Suriye’nin bir şekilde parçalanması ve dış müdahaleye de hazır hale getirilmesi gerekiyor! Burada kurulan ve desteklenen terör örgütlerinin de birincil hedefleri sadece budur! Küresel sermaye ve finans çevrelerinin, Suriye sınırları içinde ve özellikle de doğu Akdeniz’de rezerve olarak tespit edilen doğal gaz ve enerjiye mutlaka erişmeleri, dostluklar bir yana fakat devletlerin çıkarları her şeyin üstündedir felsefesi gereğince, Yeni İpek yolu projenin denizlere açılan kapısının da kontrol edilmesi gerekir! Bu erişim normal yollardan olmuyorsa, savaş son çare olarak planlanmış ve hesap edilmiştir! Son günlerde küresel güçler tarafından yaşadıklarımız, yüz yıllık tarihi paylaşım hesabı ve planın sadece bir göstergesidir!
15 Temmuz tarihinde küresel güçler ve işbirlikçiler tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölgemizdeki yüz yıllık plan çerçevesinde tamamen teslim alınmak istenmiştir! Mezkûr büyük planın çok rahat bir şekilde yürüyebilmesi ve paylaşım noktasında Türkiye’nin de saf dışı bırakılması planlanıyordu! Türkiye, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtları ile yüz yıllık büyük oyun ve plana dur demiştir! Suriye devleti üzerinden bir Dünya Savaşı çıkar mı? Küresel güçler ve finans çevreleri sadece çıkarları zaviyesinden bir anlaşma sağlanacağını ve son günlerde Dünyamızı ayağa kaldıran savaş tamtamlarının da geride ve tarihin tozlu raflarında kalacağını düşünüyorum! Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Milleti, Ana Muhalefeti ve Muhalefeti ile birlikte içeride sağladığı birlik ve beraberlik, Yeni Kapıda şahlanan Milli birlik ruhu da devam ettiği sürece, bize sormadan, bizimle birlikte yürümeyen hiç bir küresel güç, bu bölgede savaş çıkaramayacak, paylaşım hesabı da yapamayacaktır! Batılıların kendi ifadesi ile yüz yıllık ''Uyuyan Dev'' uyanmıştır! Türkiye Cumhuriyeti Devleti, iki bin yıllık ''tarihi TÜRK devlet kodlarına'' dönmekte ve ecdadımızın hatıraları ile dolu, yirmi dört milyon kilometrekarelik bölgedeki gönül bağları ile birlikte, Tarihsel ve Kutlu davası olan ''Kızıl Elmaya'' doğru yürümektedir!