Bu hafta sizlere ‘Görücü usulü evlenmenin yerini İnternet usulü evlilik mi alıyor?’ yazımı yazacaktım ki… 3 generalin görevden alınmasıyla başlayan tartışmalar kafamı bozdu.

Sonra öğrendim ki; zaten konuyla ilgili, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin (AYİM) kararını gelecek hafta açıklaması bekleniyormuş.

30 Kasım tarihinde ise Yüksek Askeri Şura’nın kış dönemi toplantısı yapılacak. Terfi ve atamaların yapılmadığı kış dönemi toplantısı generallerin açığa alınmasıyla daha da önemli hale gelmiş. Toplantıda her şey belli olur.

Şimdi demokrasilerde asker seçilmiş sivil otoriteye tabidir ve son sözü siviller söyler. Generaller neden görevden alındı? Bilinen bir Balyoz davası var ve üç general darbe suçundan yargılanıyor. Darbe suçundan yargılanan üç generalin hala koltuklarında oturmaları iyi bir şey mi?

Genelkurmay Başkanları Milli Savunma Bakanı'na bağlıdır. Türkiye nedense sanki Başbakanlığa bağlıymış gibidir, bütün Avrupa ülkelerinde Genelkurmay Başkanı Savunma Bakanı'nın arkasında yürür. Belediye başkanları bile Valinin önündedir, çünkü seçilmiştir. Hangi Avrupa ülkesinin yasalarında silahlı kuvvetlerin siyasete karışma, rejimi kollama gibi görevleri vardır?

Bizim ülkemizde konuyu‘Sivil Darbe’,‘Askeri vesayet’ gibi ilginç boyutlara çekilmek isteniyor.

Bana göre bu olayda şaşırılacak hiç bir şey yok. Milli Savunma Bakanı’nın da, İçişleri Bakanı’nın da ‘başarısız olan personeli’ görevden alma yetkisi vardır. ‘Benim ülkemde demokrasi vardır’ diyorsanız, inisiyatif almak yönetenlerin hakkıdır. Kaldı ki darbe planı kapsamında yargılanan komutanları veya ‘memur’u ödüllendirmek ne kadar doğru?

Asker yapmıştır. Yapar. Ama bunu ortaya çıkarmak yanlıştır öyle mi?

PKK militanlarını tespit edip bilgileri karargâha gönderen insansız uçakları düşürme emrini veren komutanlar da haklı mıydı? Caminin minaresini yıkacak projeler geliştirecek kadar ileri gidenler haklı mıydı?

Genelkurmay Başkanlığı’nın 3 yıl öncesinden bu konuda soruşturma başlatıldığını kabul etmesine şaşırılmıyor da, halkın bu “hainliği, ihanet”i öğrenmesine neden şaşırılıyor?

Buna benzer çok olay var zaten…

Bunlar karşısında susmak, sorgulamaktan kaçmak korkaklık değil de nedir?

Bu açıdan bakıldığında siyasi çıkar peşinde koşan birkaç liderden ya da partiden başka kimse, görevden almaları yadırgamamış ve anti-demokratik görmemiştir. Bu işler gerçek demokrasilerde böyledir.

 Çağdaş toplumlarda kararları siviller alır, yürürlüğe koyar ve uygular. Sivil iradenin aldığı kararlar yanlış da olsa telafisi vardır. Ki, görevden alınan generaller yargı yolunu kullanıp haklarını zaten arayabilirler… Ancak eli silahlı adamların koyduğu kurallardan geri dönüş yoktur. Yıllarca askeri bir anayasa ile yönetilen ülkemiz bunların acısını fazlasıyla çekti.

Biz hiç bir zaman ordusuz bir millet istemiyoruz. Ama namlusunu milletine çeviren komutanların olduğu bir ordu da istemiyoruz.

 Birilerinden hesap sorma zamanı çoktan geldi ve de geçiyor bile…

‘Seçilmişler atanmışlardan her zaman üstündür.’

Hoşça, sağlıcakla kalın. Ama en önemlisi adam gibi adamlar seçerek adam kalın.