Halep ordaysa arşın burada bayım

Halep ordaysa arşın burada bayım


İsterseniz bugünkü yazımıza kısa bir anekdotla başlayalım. Herhangi bir yerde amaçsız bir şekilde beklemektesiniz.  Bir baktınız ki bulunduğunuz yerden, AK Parti’nin ikinci adamı konumundaki biri, yani Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç geçiyor. Hem de konuşma mesafesinde ve sizi dinlemeye meyilli de bir hali var. Bu durumda nasıl bir tavır içerisine girersiniz. “Hoş geldiniz Sayın Bakanım” der kenara mı çekilirsiniz yoksa  sırf kişisel marifetleri yüzünden  bir camiayı bölen, bir şehrin kaderi ile  bu kadar  basit şekilde oynayan ve  her halükarda  kendisinin en büyük desteksisi  olduğunu ima eden kişiye  “fırsat bu fırsat” deyip ona şikayet etmeyi mi denersiniz? 

 İşte böyle bir fırsatı yakalayan hemşerimiz olan bir vatandaş; Sayın Arınç’ı bir anda karşısında görünce, yaşamakta olduğu şehirde kısa süreli de bulunsa ülkemizin yönetimine doğrudan etki eden ve birçok önemli icraatta imzası bulunan birisine gösterilmesi gereken saygı ve hürmeti göstererek şöyle diyor: “Biz Sayın Harun Tüfekçi’yi yöremizde milletvekili olarak görmek istemiyoruz. Onu bir daha milletvekili yapmayın. O, Seydişehir’de AK Parti’ye sürekli olarak oy ve itibar kaybettiriyor.”

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç da o kişiyi muhatap alıp; “Söyle bakalım neden kaybettiriyor?” diye sorduğunda vatandaş da ona; “O, son belediye başkanlığı seçimlerinde; partililerimiz ve ilçemizde yaşayan her partiden vatandaşlarımız tarafından, hizmetleri ve kişiliği ile çok beğenilen, bu yüzden de bir dönem daha seçilmesini istediği başkanımızın, bizlerin rızası olmadan ve sırf kişisel ihtirası yüzünden genel merkezi de yanıltarak aday olmasını engelledi. Kendi inisiyatifi ile belirlediği belediye başkan adayına da halk tepki göstererek, Seydişehir’de AK Parti’nin belediye seçimlerini kaybetmesine neden oldu. Ayrıca, ilçemizin çok sevilen kaymakamını da yanlış bir takım karalamalarla bir başka yere gönderilmesine neden oldu” diyerek içindeki sıkıntıdan bir nebze olsun kurtuluyor ve görevini yapmış olmanın hazzını yaşıyor.

            Anlattığım bu olay, kendiliğinden gelişen ve bir kişi de olsa aslında İlçemizdeki AK Parti seçmeninin düşüncelerini bire bir yansıtan bir olaydır.

Şunun kesinlikle bilinmesini istiyorum ki; yaşanan bu gerçek olayı yazıp yazmamakta çok tereddüt ettim. Ama sonrasında Seydişehir’in hayrına bir davranış olacağını düşünerek ve buna inanarak da yazmaya karar verdim. Bu olay, aslında üzerine yorum ve değerlendirme yapılamayacak kadar açık, seçik ve bir o kadar da manidar bir olaydır. Ben yine de affınıza sığınarak bu olay üzerine birkaç şey söylemek istiyorum.

            Şimdi sizlere sormak istiyorum: “Teşkilat mensubu olmayan, partinin hiçbir kademesinde görevi bulunmayan, kısaca; siyasetle çok da ilgisi olmayan birisinin yaptığı bu şikâyetin konusu olan zatı muhterem; demokrasi adına mı, yoksa halkın iradesine rağmen mi orada bulunuyor? Yoksa bir takım yanıltmalar ve yanlış bilgilendirmeler ve genel merkezden de gizlediği gerçeklerin gizli kalması sayesinde mi hala o mevkide bulunabiliyor?”

Bana birileri; “sen nefsi davranıyorsun, kendi adına konuş” diyebilirler. Hayır, gerçekler asla bu sorunun sorulmasını gerektirecek şekilde değildir. Ben bu konuda hem AK Parti içinden, hem AK Parti seçmeninden hem de AK Parti’li olmasa bile diğer vatandaşlardan sürekli olarak yüzlerce telefon, yorum ve mesajlar almaktayım. Bu mesele şahsımın ya da bir başka şahsın meselesi olmayıp Seydişehir’imizin ve en önemlisi de demokrasimizin bir meselesidir. Hiç kimse; “ben yaptım oldu” diyerek önce bir camianın dolayısı ile bir şehrin kaderi ile bu kadar oynayamaz, oynamamalıdır. Eğer tersi yapılırsa da birileri kalkar her yerde ve her platformda hesap sorar ve bu işin çözüm mercilerine de şikâyette bulunma yolunu kendisine yol seçer.

            Bütün bu problemlerin halli ve milletin güvenini sağlamanız için partinize ve demokrasimize zarar vermemek üzere sorulan bu sorulara cevap vermek ve milleti ikna etmek zorundasınız. Çünkü sizler Sayın Başbakanımızın da sürekli olarak söyledikleri gibi, “bu milletin hizmetkârlarısınız”.  Yok, “bunun nesine cevap vereceğim, Seydişehirliler beni zaten seviyorlar” diye düşünüyorsanız size şöyle bir teklifim olacak.   

            Eğer cesaretiniz varsa; Seydişehir de bir anket yaptırmak üzere genel merkeze başvurun. Ankette sadece şu iki soruyu sorun:

          1-Önümüzdeki genel seçimlerde yöremiz milletvekillerinden Sayın Harun Tüfekçi’nin Konya’dan yeniden aday gösterilmesini istiyor musunuz?

2.    Harun Tüfekçi’nin milletvekili adayı yapıldığı bir AK Parti’ye oy verir misiniz?      

Çıkan sonuçta sizin aday gösterildiğiniz durumdaki oylar daha fazla yani anketten çıkan sonuçta halkın sizi tekrar aday olarak görmek istediği yönünde bir bilgi sonucunu veriyorsa işte o zaman çağırırsınız tüm gazetecileri, sivil toplum örgütlerini,  kendi oluşturduğunuz yönetimi… Açıklarsınız ve dersiniz ki; “birileri benim hakkımda sürekli olarak karalama yapıyorlar. Gelin görün ki halkım da benim bir dönem daha vekil olmamı istiyor. Bunun delili de işte şu elimdeki Türkiye’nin en güvenilir anket firmalarının yaptığı anket sonuçlarıdır.”

Ben de tüm samimiyetimle söylüyorum ki; böyle bir ankette; AK Parti’ye oy verenlerin içinde sizi milletvekili olarak görmek isteyenlerin oranı yüzden ondan daha fazla çıksın, bu durumda bir daha adınızı ağzıma bile almayacak ve şu şekilde haykıracağım: “Büyüksünüz Ağabey. Gördüm ki sizi halk istiyor. Bu durumda bize halt etmek düşer.”

Var mısınız böyle bir anket düzenlemeye? Böyle objektif bir değerlendirmeye ve tarafsız bir anket yaptırmaya cesaretiniz varsa eğer buyurun o halde, “Halep ordaysa arşın da buradadır.”

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.