''3 vekil verene bir bakan bedava !''

''3 vekil verene bir bakan bedava !''

Kılıçdaroğlu'nun, "3 vekillik verin bir bakanlık vereyim” dediği Kütahyalılar “Fiş almasak kaça olur” dedi mi acaba; ya Bahçeli'nin yarının seçmenine 'Püskevit' söylemi...

Demiray Oral/ Taraf

O biliyor, her şeyi biliyor, çok iyi biliyor...

Kısa süre önce kendi bünyemde oluşturduğum “Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çetelesini Tutma Servisi” perişan vaziyette.

Kemal beyin vukuatlarına yetişemiyorlar bir türlü.

Servis, son zamanlarda düzenli olarak fazla mesaide.

Onlara diyorum ki, üzülmeyin nasıl olsa CHP iktidara gelirse her şey emeklilik süresinden sayılacak.

Fazla mesaide geçen süreler kesin emeklilikten sayılır, hatta yakında sigara molalarında geçen sürenin bile emeklilikten sayılacağını açıklamalarını bekliyorum.

Artık benim lafıma mı itimat etmiyorlar, yoksa CHP’nin iktidar olacağına mı itimatları sıfır bilmem, ikna çabalarım başarısız kalıyor...

Servis elemanlarının, tuttukları çetele önüme günlük olarak geliyor.

Tespitlerine göre Kılıçdaroğlu’nun yeni takıntısı, “Ben biliyorum... hepsini biliyorum... çok iyi biliyorum” demek.

Bu “her şeyin arkasındaki bilme” gücünü Kemal bey ilk olarak “hayali mail” vukuatında keşfetti.

YGS soruşturmasını yürüten savcıya yönelik, “bir Bakan’ın, yeğenine torpil yapılması için ÖSYM başkanına mail attığını biliyorum, açıkla...” minvalinde konuştu.

Gerçi sonra ne öyle bir mail, ne de yeğen olduğu ortaya çıktı ama o, “her şeyi bilmek” ile korku salmaya devam ediyor.

1 milyon 700 bin gencin nasıl mağdur edildiğini çok iyi biliyorum...

Olaylara nasıl müdahale edildiğini biliyorum, yargı yönlendiriliyor...

Önce kararı siyasi mekanizmada alıyorlar sonra yargıya diyorlar ki ‘sen bunu tatbik et’, hepsini biliyorum...

Yolsuzluk yapan bakanları açıklamazsan namertsin. O bakanların adı var bende, hepsini ben biliyorum...

Belki de gerçekten bir bildiği vardır diyeceğim ama genel başkanlıktaki kısa mazisi, bu bilgilerin “Lefter’in müthiş bir Fenerbahçe kalecisi olması” kıvamında güven telkin ediyor ancak.

Hem sonra madem biliyorsun, neden söylemiyorsun da sürekli “hepsini biliyorum, açıkla” diyorsun.

Hadi bir kere dedin, karşı taraf da sana “yürüyen yalan” diye cevap verdi. Artık il il, “biliyorum da biliyorum” diye dolanmanın alemi var mı?

Sanırım bu durumu Rizeliler de keşfetmiş ki, Erdoğan’ın yaptığı mitingde, “Kemal, bilmemek ayip değildur yeter ki çakturma” yazılı pankart açmışlar.

Aynı mitingde Erdoğan da, “Yalan Rüzgarı” dizisini yeniden çeksinler, çık başrol oyna” demiş Kılıçdaroğlu’na.

Şimdi açık konuşmak gerekirse, pembe dizi jönlerini düşününce Kılıçdaroğlu’nun başrol konusunda fazla şanslı olduğunu söylemek güç.

Hatta iddia ediyorum ki, eğer Kemal bey Yalan Rüzgarı’nda başrol oynarsa sahillerdeki kadınlar bile hiddetlenip oy atmaz kendisine.

Bu onun felaketi olur, Gürsel Tekin’in Pollyanna’ya yaptırdığını düşündüğüm anketler bile durumu kurtarmaz.

Nereden biliyorsun diye sormayın lütfen. Hepsini biliyorum, çok iyi biliyorum...

Fakat Erdoğan’ın ikinci önerisi, yani “madem hesap uzmanısın, ‘Bir Kelime Bir İşlem’ programına çık kendini orada ispat et” demesi bana daha makul geldi.

Neden mi?

Bakın Kütahya’da ne demiş Kılıçdaroğlu: “AKP’ye zamanında 5 vekillik verdiniz size ne verdi, bana 3 vekillik verin size bir bakanlık vereyim...”

Kütahyalılar, “fiş almasak kaça olur” diye sordu mu bilmiyorum fakat gördüğünüz üzere tam bir hesap uzmanı kendisi.

3 vekil verene bir bakan bedava!

Olur mu olur valla...

Netice itibarı ile işin başında, “siyasete girersem ne olursa olsun yalan söylemeyeceğim” diye söz vermişti Kılıçdaroğlu, “asla sallamayacağım” dememişti ki...

Seçim meydanlarından yansıyan bir başka güzide mevzuumuz ise bilindiği üzere Bahçeli’nin püskevit söylemiyle bugünün küçüğü yarının seçmeni olan çocukların oylarına talip olması. 2023 vizyonu diye buna derim işte...

MHP, Bahçeli’nin gittiği illerde üzerinde “püskevit budur” yazan stantlarda bisküvi arasında lokum dağıtarak ciddi bir atağa kalkmış durumda. Facebook’ta açılan “püskevit” grubunun takipçi sayısının 315 bin, MHP’nin “Ses Ver Türkiye” sayfasının takipçisinin ise sadece 24 bin olması memleket insanın da bu hamleyi onayladığının göstergesi...

Gördüğünüz gibi gayet seviyeli bir seçim atmosferi içindeyiz.

Bilhassa üç büyük parti memleketin temel sorunları hakkında proje üretmek için adeta birbiriyle yarışıyor.

Kürt meselesi, yeni demokratik anayasa, binlerce faili meçhul, işsizlik, azınlıkların durumu, nükleer enerji kullanımı gibi sorunlarla ilgili üretilen çözümlerden çözüm beğenemiyoruz.

Ama nasıl olsa onları herkes yazdığı için ben bugün biraz siyasi magazin yapayım dedim. İçinde bulunduğumuz döneminin ruhuna uygun olarak seçim sloganı şeklinde özetlersek, “Her şey yolunda Türkiyem, rahat ol!”