Ağustos Böceğinin o unutulmaz anısı ünlü siyasilerimizin dilinden düşmez oldu. Şairlerimizin bile duygusal yapıtlarında yer alır. Her ne olursa olsun Şairlerin daima ilham kaynağıdır. Bu konudaki duygu ve düşüncelerimi vezinli kafiyeli Şiir diliyle vaktiyle nakleylemiştim. Birlikte okuyalım.
AĞUSTOS BÖCEĞİ
Cır cır öter aşk ehline seslenir.
Yaz ayları bir başkadır Konya,nın.
Bu garip kuş bilmem neyle beslenir
Cevri cefasını bilmez Dünyanın.
XXX
Bilen bilir yaradana şükrü hoş,
Ve diyor ki bu alemde her şey boş,
Gaflet elme gel benimle zimre koş
Yalancıdır sonu gelmez Dünyanın.
XXX
Daldın yine tefekküre ey fani
Bu alemde bütün hisler ruhani
Anan baban, Deden Ninen yok hani.
Tende kefen cebi olmaz Dünyanın.
++++++++++++++
KIRLANGICIN HAZİN ÖYKÜSÜ
Bir dağın eteğinde
Boş arı peteğinde
Bir Kırlangıç yaşarmış,
Yaarusuyla annecik
Cik cik cik.
Sabah akşam gözlemi,
Anne şefkat özlemi.
Yedirdiği her yemi
Korkuyla yutuyormuş
O yaramaz çocuklar
Kuşları tutuyormuş.
Bir sabah kesilmiş
O cik cik cik sesi.
Dönmemişti yuvaya annesi.
Bir hüzün kapladı cıhanı
Anlatmak çok zor bu hazin anı.
Bir çocuk inadına inadına
Taş atıı kanadına
Ah seni çılgın yaramaz
Neden kalbin ağlamaz.
Bereket ki gördü bir çoban
Gördü götürdü yuvasına
Kavuştu duasına
Görenler ağladı. Dağlar inledi.