Haşim Akın
Ah bu terör! Ne canlar yakıyor
Bu sayfayı takip edenler bilirler ki artık Burkina Faso’dan sizlere ulaşmaya çalışacağım. “Delilik işte” dediğimiz bir kararla buralara açıldığımızı biliyorsunuz. Dünyanın her bir köşesi bizi bekliyor. Beklenen bir medeniyetin parçası olmak çok güzel bir duyguymuş. Zor da olsa buralara daha çok gelmek lazım… İnsanların kalbine dokunmak gerek. Asla atılan hiçbir tohum boşa gitmeyecektir.
Bunlardan milletimiz ve ülkemiz için çok büyük kazanımları olacaktır. Bazısını kısa, bazısını da daha uzun vadede göreceğiz. İklimi sıcak, havası tozlu olsa da içinizin ısınmaması için bir sebep yok.
Hayat burada da devam ediyor. Küresel odakların güçlerini denedikleri ve birbirine meydan okudukları bunu yaparken de yerli halkı ezdikleri yerlerden birisi burası.
Burkina Faso’da üç günlük yas var. Sadece kendi menfaatini düşünen, kazanacakları pire kadar menfaat için koca dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen küresel zalimlerin oyunu devam ediyor... Bunu en iyi anlayacak olanlardan birisi de Türkiye’dir. Bizler bunu ve acılarını çok iyi biliriz.
Bu terör olaylarında atan ve vurulan aynı toprağın evlatlarıdır. Ama kazanan hep onlardır. Cuma günü Kanada merkezli altın arama şirketinin konvoyuna büyük bir terör saldırısı olmuş ve üç günlük yas ve seferberlik ilan edildi.
Cumhurbaşkanın aldığı karar gereğince gönüllüler de silahaltına alınacak. Ülkede zaten bizdeki gibi bir askerlik sistemi yok. Paralı askerlik var. Bu gönüllüler işi bayağı karışık bir durum. Birden çok dini ve etnik kökeni barındıran, altmış kadar ayrı kabile dilinin konuşulduğu bir ülkede gönüllülerin silahlandırılması inşallah daha büyük iç çatışmalara fırsat vermez. Böyle bir durum, eski defterlerin açılması sonucunu doğurursa işler karışır.
Ümit ederiz ki buna fırsat olmaz. Aklıselim galip gelir.
Kim yaptı? Kimin için yaptı? Bunlar henüz belli değil. Ama ortada bir gerçek var. Bundan buranın yerli halkı zararlı çıkacak. Veya yerin altındaki altın madenini ülkesine taşıyan sömürgeci şirketin adı ve uyruğu değişecek.
Filler tepişir, çimenler ezilirmiş. Buda öyle bir şey. Elbette böylesi bir terörün etkisi tüm yurtta hissedilmese de halkın tedirginliği yok değil. Bu işe maşa olanlara Allah basiret versin. Zalimlere de fırsat vermesin.
Burası laik bir ülkedir. İçinizden “Ne var bunda? Biz de laik bir ülkeyiz!” Dediğinizi duyar gibiyim. Buranın laiklik anlayışı bizden daha farklı... Mesela burada Cuma günün çalışma saatleri, Cuma namazına göre ayarlanmış. Kimse de bundan rahatsız olmamış.
Hz. İsa’nın (AS) doğum günü olarak kabul edilen yılbaşı ve Noel günleri gibi mevlit kandilinde de bir günlük resmi tatil var. Şayet bu gün hafta sonuna rastlarsa o zaman da kural gereği pazartesi tatil yapılıyor. Tüm resmi kurumlarda tatil... Yani ben bu yazıyı tatil olan bir pazartesi gününde hazırlıyorum.
Bunu Müslümanların gazını alma ve onları aldatma hareketi olarak görenleriniz de çıkacaktır elbette. Ama durum bu... Amaç tatilden öte yaşam alanının özgür olabilmesi…
Ülkede mevlit kandili bir gecede değil ay buyunca çok daha büyük organizelerle kutlanır. Daha önceki görevimde böylesi gece boyunca kutlanan iki büyük organizasyona katılmıştım. Şimdi ya nasip…
Allah tüm Müslümanların işini asan eylesin…