Prof. Dr. Ali Akpınar
Ahiret karnelerimiz
Çocuklarımız, karnelerini aldılar. Anne babalar olarak heyecanla çocuklarımızın karnelerine baktık. Kimi çocuklarımız sevinçle karnelerini getirdiler, onlar gibi anne babalar da sevindiler. Kimileri biraz mahzun bir halde karnelerini getirdiler, kendileri gibi anne babaları da üzüldüler.
Üzülen anne babalar, bazı nasihatlerle çocuklarını teskin edip, telafi edebileceklerini söylediler. Zira bu karnelerin telafi imkanı ve fırsatı var. Zira çalışmayan, yaramazlık yapan çocuklar, önümüzdeki dönem çalışırlar ve kırıklarını düzeltirler.
Aslında bu dünya karneleri gibi, bir de ahiret karneleri var. Hem de sadece çocuk ve gençler için değil, herkes için! Bir gün gelecek, gelmesinde hiç şüphe olmayan diriliş günü. O gün herkese karnesi verilecek ve herkes karnesinde dünya okulundaki başarı yahut başarısızlığını görecek. Amel defterleri. Mükellef her insan için tutulan defterler. O defterlerin, asıl yazarı tamamen kişinin kendisi. Onun için o defterler açılıp sahiplerine sunulduğunda, oku kitabını, bugün senin hesabını görmek için kendi kitabın yeterli denilecek. (17/14)
O kitaplarda kişi yapıp ettiği her şeyi bulacak ve hayretler içerisinde kalarak şöyle diyecek:
Amel defteri ortaya konunca, suçluların, onda yazılı olanlardan korktuklarını görürsün, «Vah bize, eyvah bize! Bu defter nasıl olmuş da küçük büyük bir şey bırakmadan hepsini saymış!» derler. İşlediklerini hazır bulurlar. Rabbin kimseye haksızlık etmez. (18/49)
Başarılı olanların karneleri sağ ve ön taraflarından verilecek. Onlar sevinç içerisinde alacaklar karnelerini. Herkese okutmak isteyecekler:
Kitabı sağından verilen «Alın, kitabımı okuyun, doğrusu bir hesaplaşma ile karşılaşacağımı umuyordum» der. (69/19-20)
Başarısız olanların karneleri ise sol ve arka taraflarından verilecek, onlar da hüzünle alacaklar karnelerini. Almak istemeseler de zorla onlara verilecek. Böyleleri, karnelerini hiç kimseye göstermek istemeyecekler:
Fakat kitabı kendisine solundan verilen kimse: «Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; bu iş keşke son bulmuş olsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı» der. (69/25-29)
Şimdi karne günlerinde çocuklarının karnelerine bakan veliler olarak Rabbimizin ayetlerinde haber verdiği asıl büyük karne gününe hazır mıyız?
Çocuklarımızın dünyevî karnelerine özen gösterdiğimiz gibi, onların ahret karnelerini nasıl doldurduklarını da takip ediyor muyuz?
Ya kendi karnelerimiz ne âlemde?
Unutmayalım dünya karnelerindeki kırık notların düzeltilmesi, başarısızlığın telafisi mümkün; ama ahiret karnelerindeki kırık notların düzeltilmesi asla mümkün olmayacak, onların telafisi de söz konusu değil. Çünkü dünya sınav okulunda başarısız olanlar, telafi için tekrar dünya döndürülmek isteyecekler, ancak bu istekleri onlardan hiçbir zaman kabul edilmeyecektir.
Suçluları Rablerinin huzurunda, başları öne eğilmiş olarak: «Rabbimiz! Gördük, dinledik, artık bizi dünyaya geri çevir de iyi iş işleyelim; doğrusu kesin olarak inandık» derlerken bir görsen! (32/12)
O halde fırsat elde iken, bu can bedende iken hep birlikte çalışalım dersimize ve yüzümüzü ağartacak karnelerle gidelim Rabbimize!