Ahmet Hakan: Devlet halkını bombalar ama.
'Uludere Faciası'nı, devletin kendi halkını kasten bombalaması olarak değerlendirmek doğru değildir.'
Yeni yıla 3 gün kala Türkiye acı bir haberle sarsıldı. 28 Aralık akşamı, TSK'nın PKK'lı teröristlere yönelik Türkiye Irak sınırında düzenlenlediği operasyonda, 35 köylü yaşamını yitirdi. Bu acı olayı Taraf gazetesi 'Devlet halkını bombaladı' başlığıyla verdi. Taraf'ın bu başlığı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı çok kızdırdı ve Erdoğan "Hiçbir devlet kalkıp da halkını kastı mahsusa ile bombalamaz..." açıklamasında bulundu.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da bugünkü köşesinde 'Devlet halkını bombalar' başlığıyla bir yazı kaleme aldı; ancak Hakan, 'Uludere Faciası'ndan "devletin halkını kasten bombaladığı" sonucunun da çıkarılamayacağını yazdı..
İşte Hakan'ın o yazısı
Devlet halkını bombalar mı?
BOMBALAR.
Hem de nasıl bombalar!
Devletler, halklarını bombalamışlardır.
Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti de halkını bombalamıştır.
Tarihimizde bunun örnekleri mevcuttur.
Fakat hal böyledir diye...
Uludere Faciası'nı, devletin kendi halkını kasten bombalaması olarak değerlendirmek doğru değildir.
ULUDERE FACİASI PKK'YA HAYAT ÖPÜCÜĞÜ OLDU
Uludere Faciası'ndan "devletin halkını kasten bombaladığı" sonucu çıkmaz, çıkarılamaz.
Çünkü... Uludere Faciası'nda can verenler, devletle kader birliği yapmış bir korucu köyünün mensuplarıdır.
Çünkü... Uludere Faciası, son zamanlarda yenilgilere uğratılan PKK'ya hayat öpücüğü olmuştur.
Devlet şefkatli değildir, kabul... Ama aptal da değildir.
ASIL SORULMASI GEREKEN SORU
Sorulması gereken soru şudur:
35 yurttaşın "kasıt" ile değil de "hata" ile öldürülmüş olması, olayın vahametini azaltır mı?
Ya da şöyle soralım:
Olayda bir kastın olmaması, 35 köylünün katledilmesine "trafik kazası" muamelesi yapmamızı mı gerektirir?
Cevap veriyorum:
"Olayda bir kasıt yok, hadi dağılın" tavrına zerre kadar prim verilemez.
35 yurttaşın uçaklardan atılan bombalarla katledilmesi olayı, çok yönlü özeleştiriye, çok yönlü sorgulamaya, çok yönlü değerlendirmeye, çok yönlü araştırmaya konu olmalıdır.
"Çok yönlü" derken kastettiğim şudur:
Sadece bombaya basan parmakla uğraşmamalı, güvenlik politikalarına abananlarla, "Teröristlere göz açtırılmayacak" diyerek insani dikkatin göz ardı edilmesine vesile olanlarla ve istihbaratta sınıfta kalanlarla da uğraşılmalıdır.
Ancak böyle davranılırsa...
Hem yitip giden canlar için gereken duyarlılık gösterilmiş olur, hem de 35 ölüden kendilerine hayat öpücüğü çıkarmak isteyenlerin amaçlarına ulaşmalarının önüne geçilmiş olur.