Ahmet Hakan Karayılan'a direktif veriyordu!

Ahmet Hakan Karayılan'a direktif veriyordu!

"Gazeteci Ahmet Hakan, sık sık KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan'ı telefonla arıyor ve 'şöyle yapsanız iyi olur, böyle yapsanız iyi olur' şeklinde direktifler veriyor ve önerilerde bulunuyordu."

Ahmet Hakan KCK İddianamesi'nde adının geçmesinin ardından "Eskiden de çamur atılıyordu ama hiç olmazsa bir parça 'inandırıcılık kaygısı' falan güdülüyordu." yazdı.

Hürriyet yazarı  "KCK İddianamesi'nde adım geçiyormuş" dedi ve şöyle devam etti:

 

İSMİM KCK İDDİANAMESİNDE GEÇİYORMUŞ

"KCK İddianamesi'nde adım geçiyormuş. Şu şekilde:
"Gazeteci Ahmet Hakan, sık sık KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan'ı telefonla arıyor ve 'şöyle yapsanız iyi olur, böyle yapsanız iyi olur' şeklinde direktifler veriyor ve önerilerde bulunuyordu."
Bu haber Akşam ve Taraf gazetelerinde yer aldı.
İki gazete de "KCK İddianamesi"nde geçen bu iddiayı haber olarak verdiler.

BUNLAR DELİ SAÇMASI

İddiayı ilk duyduğumda güldüm.
Çünkü "deli saçması"ndan ibaretti.
Ve şöyle dedim:
Eskiden de çamur atılıyordu ama hiç olmazsa bir parça "inandırıcılık kaygısı" falan güdülüyordu.
Oysa bu çamurda, inandırıcılık kaygısı falan bir tarafa bırakılmış. Sallanmış yani...
İddianame'yi kaleme alan eller de bu sallamanın önüne arkasına bakmadan dayamışlar.

NE BU ŞİMDİ ANDIÇ DEĞİL Mİ?

Bu ne şimdi?
"Andıç" değil mi?
Şemdin Sakık İddianamesi'nde "Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand PKK'dan para alıyordu" diye yazmak ile KCK İddianamesi'ne "Ahmet Hakan, Murat Karayılan'a direktif veriyordu" diye yazmak arasında "çamur atmak" açısından ne fark var?
Birincisine "andıç" diyorsak, ikincisine ne diyeceğiz?