Al sana

“Al sana, al sana ne kaldı ki Hasan’a?”


 Türkiye seçim atmosferine girdi. Zaman ve mekân fark etmeksizin milletin gündemini meşgul eden neredeyse tek konu aday adaylığı konusudur. Milletvekilliği aday adaylıklarının başvuru tarihlerinin belli olmasıyla birlikte aday adaylarının hummalı çalışmaları başlamış bulunmaktadır. Tabi ki parti teşkilatları da bu telaşın tam merkezini oluşturmaktalar.

Konya’da, özellikle de iktidar partisine rekor seviyede başvuru yapıldı. Eski milletvekillerinin tamamı ve bunlara ilave olarak da tam tamına 160 kişi aday adaylığı için başvuruda bulundu.

Seydişehir’den AK Parti’ye yedi, MHP’ye de bir kişi aday adaylığı için başvuruda bulundu. 12 Haziran seçimleri için AK Parti’ye, Konya Seçim Bölgesinden çok sürpriz başvurular da yapıldı.

Kişiler hakkında tek tek yapacağım değerlendirmeleri daha sonraki yazılarıma bırakarak daha genel değerlendirmeler yapmak istiyorum.

Konya merkezde yapılan aday adaylığı başvurularının yoğunluğuna bakacak olursak bu defa ilçelerin işinin oldukça zor olacağını düşünmekteyim. Konya’nın 31 ilçesi var ve Konya’nın çıkaracağı milletvekili sayısı 14’tür. Bu zamana kadar gazetelerde konu ile ilgili olarak birçok görüş beyan edildi.

Daha iyimser olmaya gayret göstererek bir değerlendirme de ben yapmak istiyorum. 14 milletvekilli içinden bir tanesini CHP’nin çıkarabileceğini düşünüyorum.

Sayın Recep Konuk’un Ak Parti’ye aday adayı olmasından sonra MHP’in iki olan milletvekili sayısının bire düşmesi kuvvetle muhtemeldir.

Geriye kalıyor 12 sayısı. Bu adaylardan iki tanesinin de bayan kontenjanına ayrılacağını düşündüğümüzde, geriye kaldı 10 sayısı.

Bu adayların üç tanesi de mevcut milletvekillerinden oluşsun, kaldı mı geriye 7, yazı ile yedi.

Birinci sıranın Ahmet Davutoglu’na ikinci sıranın da Recep Konuk’a verileceği yaygın bir kanaat olduğuna göre kaldı geriye 5 evet, yazı ile beş…

Buraya kadarki sayıları ben tasnif ettim, tasnif etmek eğer bu kadar kolaysa geriye kalan bu beş sayısını da; Konya’nın merkez ve 31 ilçesine buyurun siz dağıtın.

 

“Al sana, al sana ne kaldı ki Hasan’a?”

Tüm adayların yoğun bir tempo ile temayül için çalışacakları aşikârdır. Aday adayı olmadan bir sivil toplum örgütünün başkanlığını yaparken istifa eden ya da herhangi bir yerde devletin başka görevlerinde bulunmuş olanların aday adayı oldukları andan itibaren kapı kapı dolaşıp; el ilanı, kartvizit ve daha başka yöntemlerle propagandaya girişmeleri ve teşkilat mensuplarından destek istemeleri de demokrasinin gereği ve güzelliklerindendir.

Ne var ki geçmişteki tecrübelerim bana; “temayül sonuçlarının hikâyeden öte bir anlam ifade etmediğini söylemektedir.

Geçen seçim dönemlerinde iki defa temayül yoklamasına şahitlik ettim. Teşkilatçı arkadaşlarım ve aday adayları alınmasın ama temayül formalitedir. Basına da yansıyan ve Sayın Başbakanın kendi kurmaylarına üç beş ay önce yaptırdığı anket sonuçları aday belirlemelerinde birinci derecede belirleyici faktör olacaktır. (o ankette kimi, milletvekili olarak görmek istiyorsunuz manasında sorular sorumuştu.)

Yakın bir zamanda yine ikinci bir anketin yapılacağını ve bu anket sonuçlarının ise aday belirleme işlemlerinde nihai karara en etkili faktörün olacağını zannetmekteyim.

Bu anketlerde herkes boyunun ölçüsünü mutlaka alacaktır. Özellikle de mevcut milletvekillerinin hemen hemen tamamı yapılan her ankette büyük tepki almaktadırlar.

Bu kez, belediye başkanlığı seçimlerinde olduğu gibi milletvekillerine çok fazla söz hakkı tanınacağına inanmıyorum. Buna inanmamamın asıl sebebi bizzat Sayın Başbakanın ifade ettiği üzere “halkın verdiği karne adayların belirlenmesinde etkili olacaktır” mealindeki sözüdür.

Sayın Başbakan sözünün arkasında durmak zorundadır. Halkın kararını dikkate almayacak olursa hem sürekli olarak “halk halk” deyip hem de dediğini yapmazsa sonuç hiç de beklediği şekilde tezahür etmeyebilir.

Bu halk, küçük çaplı bir uyarı da olsa bunun örneğini belediye başkanlığı seçiminde vermiştir. Halkın istediği şahıs başkan adayı yapılmayınca tepkiler sandığa ne şekilde yansıdıysa kimsenin şüphesi olmamalıdır ki yine aynı şekilde yansıyacaktır.

Halkı ile kavgalı, teşkilatı ile kavgalı, kurumları ile kavgalı vekiller, kendileri de çok iyi biliyorlar ki artık yolun sonu gözükmüştür. Ancak, son bir aylık süre içinde de bu işin keyfini çıkarmak isteyecekleri tabidir.

Her takım lige başlarken nasıl şampiyonluk parolası ile başlıyorsa her aday adayı da aday olabilmek için olabilmek için aynı parola ile yola çıkacaklardır.

Başta da dile getirdiğimiz gibi düşüncelerimiz paylaşmakta da aday adayları için sayısız fayda vardır. Bu defa işleri çok zordur.

Adaylar belirlenirken hiç kimsenin tahmin etmeyeceği sürprizler de yaşanacaktır. Konya’da yaşayan herkes AK Parti aday sıralamasında ilk iki sıraya kimin yerleştirileceğini hemen herkes bilebiliyor ama ondan sonraki sıralamalar konusunda hiçbir kimsenin sağlıklı bir fikir yürütmesi çok kolay görünmemektedir.

Kim ne söylerse söylesin, son sözü Sayın Başbakan söyleyecektir. Ondan sonraki son sözü de elbette millet söyleyecektir.

İşte bu son söz, vatana ve millete yerelde de Konya’mız ve Seydişehir’imize hayırlı olur inşallah.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum