Şakir Tuncay Uyaroğlu
ALIŞTIRMALAR-5
Saygı değer okuyucularım; bugün size 50 tane alıştırma maddesi daha sunuyorum. İmla ve noktalama bilginizi bir yoklayın bakalım. Bu cümlelerin doğrularını bir yere yazın ve sonra da benim sunduğum doğrularla bir karşılaştırın. “Türkçe Konuşacaksak, Türk’çe Konuşalım.” adlı kitabım için 1001 alıştırma maddesi olarak hazırladığım bu bölümle ilgili paylaşımlara arada bir devam edeceğim. İnşallah, faydası olur diye ümit ediyorum.
Yanlışlar
201. Bir milletin ahlâkı, dişleri gibidir; çürüdüğü nisbet de dokundukca ağrıyıp sızlar.
202. Bir musibet, bin nasihattan yeğdir.
203. Bir münasip zaman da, meselâ saat on da, buluşalım Kordonda, der gibi geldi bana…
204. Bir mütdet sonra tiren Kara deniz ereğlisine varır.
205. Bir sabah bakacaksınki, birtanem ben yokum, Dünyayı sana bırakıyorum birtanem…
206. Bir sima yüreğimize yaklaşdıkca, kusurları silinir.
207. Bir süre kapı da durup bana bakdı.
208. Bir şair yada yazarı, bir bilim adamıyla karıştırmak hiçte doğru olmaz.
209. Bir şairin hafızası tarihleşdimi, anlayınızki ihtiyarlamıştır.
210. Bir uzman, çok dar bir alan da yapıla bilecek her hatayı yapmış demekdir.
211. Bir yazar, diline özen göstermiyorsa, sözcüklerin seçimin de titiz değilse, hemen veri vermeliyiz yargımızı; o yazar, düşüncesinede, söyleyeceklerinede özen göstermiyor demektir.
212. Bir yer de hayat varsa, ora da umut ta vardır.
213. Biraz çalıştımı; gömleği, pantolonu hatta belki birtakım elbisesi olurdu.
214. Biraz insan ol diyeceğim, ama senide zor durum da bırakmak istemiyorum.
215. Birazda ben dersime çalışayım.
216. Birazda sen çalış oğlum, biraz-da sen çabala!
217. Birde istiyorumki, Neriman bu sessiz gülümsemesin den ve dalğın bakışlarından sıyrılsın.
218. Birde korkunç rüzgar varki, sorma gitsin!
219. Birde utanmadan gülüyorsun.
220. Birden çekip gitti; oysa ne kadarda alışmıştık ona.
221. Birgün baksamki gelmişsin, / Bir güvercin gibi yorgun uzaklar dan yar. / Gözlerin de bir bitmez, bir tükenmez güzellik, / Saçların da ilk bahar.
222. Birgün, iki yarına bedeldir.
223. Birlik de gülüyorsanız mutluluktur, birlikde ağlıyorsanız dostluktur; Ama birlik te susuyorsanız, bu aşktır…
224. Birşey koptu benden, şey, herşeyi tutan birşey… / Benim adım Bay Necip, babamın ki Fazıl Bey.
225. Birşeyin aslın da ne kadar bilgi varsa, daha fazla sevgi vardır.
226. Biz biliyoruzki, kültür de üst yapıyı belirleyen alt yapıdır.
227. Bizde, seve-seve bu gidişe uyduk.
228. Bizdemi böyle, böyle olacaktık, bu en güzel çağ da yasmı tutacaktık, aramız da sıradağlar, dağlarmı olacaktı? Üzülme sen meleğim, gün olur kavuşuruz; ecel ayırsa bile mahşer de buluşuruz.
229. Bizden daha kötü durum da olanları görüp, halimize şükür etmeliyiz.
230. Bize yardım etmek istedide, kabul etmedikmi?
231. Bizi ziyarete gelmen hepimiz için bir süpriz oldu.
232. Bizim çocuk, okuyacakta adam olacak.
233. Bizim eve, seninkide gelebilir.
234. Bizle mutlaka bağlantı kurmalısınız.
235. Blendaks 2'si 1 arada şampuanları.
236. Boş çuval ayakda durmaz.
237. Boş kafa, şeytanın atelyesidir.
238. Boş mide haykırır derler, bizde ilâve edelimki, dolu ağızların sesi çıkmaz.
239. Böyle lâvanta dökme adetinede ilk defa şahitoldum.
240. Böyle sert konuşmanız hiçte iyi olmadı.
241. Böyle şaşırıpta kalmak, tuhaf bir halmiki?
242. Böylece, bu yılda sınıfda kaldık.
243. Böylemi esecekti son günüm de bu rüzgar?
244. Bu akşam mesayiye kalalımda, yarım kalan işimizi bitirelim.
245. Bu akşam, küçük tiyatroya gideceğiz.
246. Bu akşam, size gelmez olurmuyum hiç?
247. Bu akşam ki toplantıya Serap’ta katılacak.
248. Bu dünyaya kim geldide gitmedi?
249. Bu eser, İzmit'de eski harflerle basılmışdı.
250. Bu hayâl kırıklığı, bir çok şeyi alıp götürdü benden.
DOĞRULAR
201. Bir milletin ahlakı, dişleri gibidir; çürüdüğü nispette dokundukça ağrıyıp sızlar.
202. Bir musibet, bin nasihatten yeğdir.
203. Bir münasip zamanda, mesela saat onda, buluşalım Kordon’da, der gibi geldi bana…
204. Bir müddet sonra tren Karadeniz Ereğlisi’ne varır.
205. Bir sabah bakacaksın ki, bir tanem ben yokum, dünyayı sana bırakıyorum bir tanem…
206. Bir sima yüreğimize yaklaştıkça, kusurları silinir.
207. Bir süre kapıda durup bana baktı.
208. Bir şair ya da yazarı, bir bilim adamıyla karıştırmak hiç de doğru olmaz.
209. Bir şairin hafızası tarihleşti mi, anlayınız ki ihtiyarlamıştır.
210. Bir uzman, çok dar bir alanda yapılabilecek her hatayı yapmış demektir.
211. Bir yazar, diline özen göstermiyorsa, sözcüklerin seçiminde titiz değilse, hemen verivermeliyiz yargımızı; o yazar, düşüncesine de, söyleyeceklerine de özen göstermiyor demektir.
212. Bir yerde hayat varsa, orada umut da vardır.
213. Biraz çalıştı mı; gömleği, pantolonu hatta belki bir takım elbisesi olurdu.
214. Biraz insan ol diyeceğim, ama seni de zor durumda bırakmak istemiyorum.
215. Biraz da ben dersime çalışayım.
216. Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen çabala!
217. Bir de istiyorum ki, Neriman bu sessiz gülümsemesinden ve dalgın bakışlarından sıyrılsın.
218. Bir de korkunç rüzgâr var ki, sorma gitsin!
219. Bir de utanmadan gülüyorsun.
220. Birden çekip gitti; oysa ne kadar da alışmıştık ona.
221. Bir gün baksam ki gelmişsin, / Bir güvercin gibi yorgun uzaklardan yâr. / Gözlerinde bir bitmez, bir tükenmez güzellik, / Saçlarında ilkbahar.
222. Bir gün iki yarına bedeldir.
223. Birlikte gülüyorsanız mutluluktur, birlikte ağlıyorsanız dostluktur; ama birlikte susuyorsanız, bu aşktır…
224. Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey… / Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey.
225. Bir şeyin aslında ne kadar bilgi varsa, daha fazla sevgi vardır.
226. Biz biliyoruz ki, kültürde üstyapıyı belirleyen altyapıdır.
227. Biz de, seve seve bu gidişe uyduk.
228. Biz de mi böyle, böyle olacaktık, bu en güzel çağda yas mı tutacaktık, aramızda sıra dağlar, dağlar mı olacaktı? Üzülme sen meleğim, gün olur kavuşuruz; ecel ayırsa bile mahşerde buluşuruz.
229. Bizden daha kötü durumda olanları görüp, hâlimize şükretmeliyiz.
230. Bize yardım etmek istedi de, kabul etmedik mi?
231. Bizi ziyarete gelmen hepimiz için bir sürpriz oldu.
232. Bizim çocuk, okuyacak da adam olacak.
233. Bizim eve, seninki de gelebilir.
234. Bizimle mutlaka bağlantı kurmalısınız.
235. Blendaks ikisi bir arada şampuanları.
236. Boş çuval ayakta durmaz.
237. Boş kafa, şeytanın atölyesidir.
238. Boş mide haykırır derler, biz de ilave edelim ki, dolu ağızların sesi çıkmaz.
239. Böyle lavanta dökme âdetine de ilk defa şahit oldum.
240. Böyle sert konuşmanız hiç de iyi olmadı.
241. Böyle şaşırıp da kalmak, tuhaf bir hâl mi ki?
242. Böylece, bu yıl da sınıfta kaldık.
243. Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgâr?
244. Bu akşam mesaiye kalalım da, yarım kalan işimizi bitirelim.
245. Bu akşam, Küçük Tiyatro’ya gideceğiz.
246. Bu akşam, size gelmez olur muyum hiç?
247. Bu akşamki toplantıya Serap da katılacak.
248. Bu dünyaya kim geldi de gitmedi?
249. Bu eser, İzmit'te eski harflerle basılmıştı.
250. Bu hayal kırıklığı, birçok şeyi alıp götürdü benden.