Haşim Akın
Meçhullerin Duası
Peygamber Efendimiz, (SAV) kabulü mutlak olan bazı duaları sayar. Onlardan birisi de bir Müslüman’ın başka Müslüman için gıyaben yaptığı duadır. Hatta Allah resulü, Hz. Ömer umreye giderken ondan dua istemiştir. Bu nedenle de Müslümanlar bir birine günahsız ağızla dua ederler.
Ama bazen dualar kayıp adreslerden gelir. Aslında dua eden bu duanın ilgili kişisini hiç görmemiştir. Kendisi için dua edilen şahıs da onu tanımaz. Arada gizli bir ilişki vardır. Anadolu’nun sadaka taşı gibi bir şey…
Geçen hafta Burkina Faso’da bir köye yolumuz düştü. Davet edildiğimiz köyde bir grup insanın ihtida merasimi vardı. Elbette işin burası güzeldi. Törenin sonunda o köyde yaşayan eski bir Müslüman söz aldı ve şöyle dedi.
“Ben bu güne kadar hiç Türk görmedim. Türkiye’ye de gitmedim. Yerini bile bilmem. Sadece adını bilirim. Bir de hayrını bilirim. Çünkü her yıl kurban bayramında bize onlardan kurbanlar gelir. Ramazanda gıda paketleri gelir. Biz de bu nimetlerin bize ulaşmasını sağlayan hiç görmediğimiz ve tanımadığımız bu kardeşlerimiz için dua ederiz. Bu bölgede yaşayan her Müslüman’ın midesine onlara ait birçok gıda girmiştir. Biz onlar için hep dua ederdik. Bazen de haberlerde onların bazı sıkıntıları olduğunu duyuyorduk. İşin gerçeğini de tam öğrenme şansımız olmadı. Ama bizi uzaktan seven ve koruyan bu insanlar için ancak hayır dua ettik. Bilmiyoruz ama inşallah sıkıntıları gitmiştir. Biz bugün en çok da onları tanıyacağımız için mutluyuz. Çok uzak diyarlardan bizi düşünen ve sıkıntılarımızı gideren bu kardeşlerimizin de sıkıntılarını Allah yok etsin. Düşmanlarına fırsat vermesin.”
Anadolu irfanı “İyilik yap denize at, balık bilmezse halık bilir” der. Ama korkmaya gerek yok. Zira balıklar da işin farkında. Bir komşuya, akrabaya iyilik yapıp onun duasını almak mümkün. Ama uzak bir diyarda, hiç tanımadığınız bir yerden size dua geliyorsa, bu başka bir kurtuluşun işareti olmalı… “Burada da fakir fukara var. Oralarda ne işimiz var?” diyenlerin anlayamayacağı veya anlamakta zorlanacağı cinsten sıcak ve içten dualar…
Millet olarak geçtiğimiz ardı arkası kesilmeyen felaketlerden bu kadar kolay kurtulmanın sebebi bunlar olsa gerek. Sağ elin verdiğini sol elin duyamayacağı kadar gizlilik içerisinde yapılacak bu Salih amellerin karşılığını Allah ayrıca verecektir. Ben dua ederken ağlayanları gördüm.
Dünyanın dört bir köşesinde nice meçhul ve münkesir kalpler, duaya devam ediyor. Yeter ki biz onlara varlığımızı hissettirelim.
****
Afrika, dua cenneti bir yer. Ne yaparsanız bolca dua alırsınız. Küçük bir hayır işlerseniz size mutlaka bir karşılığını ödemek isterler. Elinde var olan da sadece temiz bir kalple yaptığı duasıdır. Razıysanız, buyurun…
Geçen gün bir öğrencimiz ve babası geldi. Bir durumu arz ettiler. Bir bölümü konusu da yardımcı olacağımızı söyledik. Artık söz onlardaydı. Dua vakti başlamıştı.
Aile ve çocuklar için, ömrümüzün uzun olması için, yapılan çalışmalar için bolca dua etti. Ama asıl özel olanını sona saklamıştı. Son nefeste, “LA İLAHE İLLALLAH” diyebilmek nasip olsun diye dua etti. Bu, farklı bir gönül yangınının işaretiydi. Dünyalık çok şey için dua edilir. Ama son nefes hassasiyeti ve duyarlılığı farklı bir şey... Her yerde bulamazsınız bunu... İçinde öyle bir derdi varsa, ortaya çıkar. Doğrusu ben bu dua ile ilk kez karşılaştım. Bir kurumda temizlik işçisi olarak çalışan bir gönül erinin duası…
Sadece kendimiz için değil, bu satırları okuyan ve aynı kaygıyı içinde hisseden herkes için ÂMİN dedik.