Gazetede "Vizyoner Diplomat" başlığıyla yer alan yazıda, Davutoğlu'nun kabinede önemli bir yeri olduğu, buna rağmen mütevazi davranmasını bildiği, hedeflerinin ise mütevazi olmadığı belirtildi.

Davutoğlu'nun Pazartesi günü Türk büyükelçileri ile Ankara'da yaptığı toplantıda, Cumhuriyet'in 100. kuruluş yıl dönümünde Türkiye'nin AB üyesi olacağını, komşuları ile barış içinde yaşayacağını ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alacağını söylediği hatırlatılan yazıda, Davutoğlu'nun, Türkiye'yi sadece bölgesel bir güç olarak görmediği, dünya çapında etkili bir "global oyuncu" ülke olarak olarak gördüğü ifade edildi.

Bakan Davutoğlu'nun aslında ne diplomat, ne de politikacı olduğu, ancak İstanbul Erkek Lisesinden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesinde siyasal bilimler okuduğu kaydedilen yazıda, "Stratejik Derinlik" adlı kitabının da Türk dışişleri politikasının "standart eseri" olarak bugün bile geçerliliğini koruduğu belirtildi.

Türkiye'nin komşu ülkeler Suriye ve Irak ile ilişkilerini geliştirdiği, Suriye ve İsrail arasında arabuluculuk yapmaya çalıştığı, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirme çabası içine girerek Azerbaycan ile ilişkilerini riske soktuğu, İran ile yakınlaşarak İsrail ile ilişkilerini tehlikeye attığı, bu hassas dengeler içinde Davutoğlu'nun bugüne kadar başarılı bir politika yürüttüğü ifade edildi.

Davutoğlu'nun, Türkiye'nin gerektiği takdirde hem Avrupalı, hem de bir Şark ülkesi olabileceğini söylediği hatırlatılan yazıda, Türkiye'nin AB üyeliğinin de Türk dış politikasının öncelikleri arasında bulunduğunu açıkladığı kaydedildi.

Eski Almanya dışişleri bakanları Joschka Fischer ile Frank-Walter Steinmeier'in de bugüne kadar Türkiye'nin AB üyeliğine her zaman destek verdiklerine işaret edilen yazıda, bu desteği Davutoğlu'nun, bugün Ankara'da görüşeceği Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'den de görmek istediği görüşüne yer verildi.