Anılan Abdülmecid değil de Vahdettin mi?

Anılan Abdülmecid değil de Vahdettin mi?

Murat Bardakçı Dolmabahçe Sarayı'ndaki Abdülmecid anmasının tarihinin ilginç ve düşündürücü bir tesadüfe denk geldiğinin altını çizdi...

Habertürk yazarı Murat Bardakçı, iki uzmanlık alanından biri olan Osmanlı sultanları tarihi konusundaki bilgisini bugün gözler önüne serdi. "17 Kasım'da padişah sempozyumu yapmak bilgi ve zarafet noksanıdır" diyen Bardakçı, köşesinde Sultan Abdülmecid'in ölümünün 150. yılında Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenecek olan konferansı analiz etti.

TESADÜFÜN BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ

Uzun uzun, Abdülmecid'in yaptıklarını ve böyle bir toplantının neden yapılması gerektiğini anlatan Bardakçı, yazısının ikinci bölümünde ise "AMA..." içeren bir cümleyle konfreans ile ilgili çok çarpıcı bir "tesadüf"ü de okurlarıyla paylaştı.

"Sözün kısası, Büyük Millet Meclisi'ne bağlı Millî Saraylar Dairesi'nin Sultan Abdülmecid dönemini konu alan bir sempozyum düzenlemesi son derece normaldir, yapılması gereken bir iştir ve yapılmıştır, ama..." yazan Bardakçı o "ama..."yı ise şöyle açıkladı:

Bütün mesele işte bu "ama"da, sempozyumun gününün seçiminde edilen büyük hatada! Sultan Abdülmecid'in ölümünün 150. yıldönümü münasebetiyle düzenlendiği söylenen ve 17 Kasım'da yapılan bir etkinliğin tarihine baktığınızda ne düşünürsünüz?

Padişahın hayata 17 Kasım 1861 'de veda ettiğini, değil mi? Ama, Abdülmecid'in ölüm günü 25 Haziran 1861 'dir, yani vefatının 17 Kasım ile bir alâkası yoktur. Doğum tarihi 25 Nisan 1823 Cuma olan hükümdar tahta 1 Temmuz 1839 Pazartesi günü çıkmıştır, dolayısı ile 17 Kasım günü Abdülmecid'in hayatında önemli bir yere sahip değildir!

17 KASIM ASLINDA VAHDETTİN ANMASI MI?

17 Kasım tarihinin, tarihimizde çok başka ve hiç de hoş olmayan sadece tek bir yeri vardır: Osmanoğulları'nın Sultan Abdülmecid'in oğullarından olan son hükümdarı Sultan Vahideddin, bundan tam 89 sene önce, 17 Kasım 1922 sabahı bir İngiliz savaş gemisi ile İstanbul'u bir daha dönmemek üzere terketmiş ve sürgününün ilk durağı olan Malta'ya gitmiştir, o kadar!

Büyük Millet Meclisi'nin, daha doğrusu Millî Saraylar Dairesi'nin Sultan Abdülmecid'i anmak için 17 Kasım'ı kasten seçtiğini tahmin etmiyorum, böyle bir şey sözkonusu bile olamaz,

"Oğlunun gittiği gün babasını anmamız iyi olur" gibisinden bir tuhaflık hiç mi hiç mümkün değildir. Dolayısı ile ortada tek bir ihtimal var; ciddiyetsizlik!