Dutlu suyu bulunmuştur... İlahi sır devrede                                                                                

        Geçen hafta orijinal metnini yayınladığımız Konya Methiyesi ile Konya’nın o devirdeki genel durumu tasvir edilmek istenmektedir.  Özünde Mevlevi Dergâhına yakınlığını ifade etmeye çalıştığı için, Dergâha yakın kişilerden ‘Hemdem Çelebi’nin teveccühünü kazandığından Şemi’ye Dergâha ait önemli görevler verilir. Evkafı Celaliye’nin öşür toplama işlerine memur edilir.

        Konya bu şekilde kendi halinde çalkalanıp dururken siyasi otoritenin aldığı bir kararla Mısır Seferine hazırlanan Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim, Karaman Oğullarının Gülek Boğazı’nda pusu kurmuş olmalarını haber aldığından Konya güzergâhını tercih etmiştir. Bu nedenle ordusu ile Konya’ya gelir gelmez ilk işi Hazreti Mevlana’yı ziyaret eder. Dergâh da o gün Sinekli Baba adı ile anılan ihtiyar Hamza Dede ile karşılaşır. Gerekli tazim ve karşılama yapılır.  Mevlana’nın ziyareti beraber yapılır,  Dergâhtan ayrılacağı sırada Hamza Dede’ye Mısır seferine gideceğini dua etmesini rica eder. Hamza Dede dua için bir “bergüzar” bırakmak gerektiğini söylemesi üzerine Hünkâr, nasıl bir Bergüzar diye sorar. Hazma Dede “Dervişlerin eline devamlı akacak bir abdest suyu dök” deyince, Hünkâr yakında akacak su var mıdır diye sorması üzerine Hamza Dede, Yüce Allah’ın inayeti ile buluruz demesi ile Yavuz bu iş oldu der. Bunun üzerine Su arayışı için derhal çalışma başlatılır.

        Hamza Dede’nin talimatı ile o devirlerde tercihan Deve kullanıldığından deve katarı düzülür. Hünkârın devesi süslenir ve maiyetle birlikte en öndeki deve kendi haline bırakılır.  Anaç deve Konya’nın batısına doğru yönelir,  en kısa zamanda çalılık halindeki şimdiki Dutlu Kırı mevkiine gelindiğinde öndeki anaç deve yere çömelir. Arkasındaki bütün develerde çömelir, öndeki anaç deve “müjde verircesine”  beklemektedir.

        Hamza Dede yanındaki Padişahın huzurunda devenin başını dayadığı şimdiki suyun aktığı yere gelir, Kıbleye yönelir, gür sesle “Ezanı Muhammediye” okunur iken el açar Yüce Mevla’ya sığınır ya rahman ya rahim nidası ile elindeki asayı yere saplar. İkinci üçüncü saplamada yerden üç göz açılır ve “bugünkü su” fışkırır.  Debisinden hiçbir eksilme olmamıştır. Koskoca imparatorluğun yüce Sultanı Yavuz Sultan Selim Han’ın ağzından unutulmayacak su sözler dökülür.

         “Dergâhın dervişi böyle olursa, daha neler olur.”

          Topluca şükür namazı kılınmış ve şehre dönülmüştür. İlk iş “Hazreti Mevlana”yı ziyarette kusur edilmemiştir. Mısır seferine çıkışta yapılan bu tazim Mercidabık’ta kazanılacak zaferin müjdesi gibi ruhlarda yankılanmıştır.

           Devam edecek.