Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Selçuklu medeniyeti seminerleri
02 Şubat 2015 tarihinde Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ile Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin birlikte düzenlediği “Kadim Medeniyetimiz Selçuklu ile Yeniden Diriliş: Selçuklu Medeniyeti” adını taşıyan ve beş gün sürecek olan seminerin açılışı Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Muzaffer Şeker hocamızın konuşmalarıyla fakültemizde yapıldı.
Selçuklu Medeniyeti adını taşıyan bu seminerlerde konuşmacı olarak alanın duayenleri tarafından bilim ve düşünce hayatı, sanat, ahilik, din ve siyaset, idari yapı, bu medeniyetin getirdiği yenilikler, farklılıklarla bir arada yaşama tecrübesi gibi pek çok konu ele alınacaktır.
Cemil Meriç’in “ışık doğudan gelir” sözünde anlamını bulduğu gibi, Orta Asya’nın steplerinden Anadolu bozkırlarına uzanan Selçuklular, büyük bir İslam medeniyetinin meş’alesini yakmışlardır.
Bin yıllık bir tarihten bahsediyoruz. Selçuklular, İslam âleminin Doğu’dan Moğol, Batı’dan ise Haçlı saldırılarına maruz kaldığı bir dönemde yeniden küllerinden İslam medeniyetini diriltmişlerdir.
Selçuklular İslam birliğini sağlamak için “Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat Akidesi”nin yerleşmesi uğruna mücadele vermişler, yazdırdıkları eserlerle râfizî ve bâtınî hareketleri etkisiz hale getirmişlerdir.
Selçuklular, taşa, tuğlaya ve çiniye adeta yeniden bir ruh vererek İslam sanat ve mimarisi alanında özgün şaheserler ortaya koymuşlardır. Bugün hala bu eserlerin birçoğu dimdik ayaktadır.
Tıp, astronomi, dil, matematik, optik, tefsir, hadis, kelam, tasavvuf, fıkıh ve birçok alanda özgün eserler yazılmış ve bu alanda büyük bilginler yetişmiştir. İmam-ı Mâtürîdî, Nesefî, Cüveynî, Gazalî, İbn Heysem, Birunî, İbn Sina, Hatîbî, İsferâyînî, Beğâvî, el-İsfehânî, Zemahşerî, Mevlânâ, Muhyiddin Arabî, Sadreddin Konevî, Yunus Emre, Evhadüddîn Kirmanî vb. gibi çok sayıda âlimden söz edilebilir.
İslam’ın kandil şehirleri Merv, Isfahan, Rey, Bağdat, Basra, Şam, Konya, Kayseri, Sivas vb.gibi birçok İslam şehrinde eğitim kurumları açılmıştır. Nizamiye medreseleriyle birlikte sivil eğitimden resmi eğitime geçilmiştir. Bu bağlamda Konya, Anadolu Selçuklularının payitahtı olmuştur. İnce Minare medresesinde Hadis, Karatay medresesinde Uzay bilimleri, Sırçalı medresede Fıkıh ilmi, Dâru’ş-şifa medresesinde teorik ve uygulamalı Tıp bilimleri tahsil edilmiştir.
Selçuklu medeniyeti denildiği zaman asıl akla gelen şey, farklılıklarla birarada yaşama tecrübesinin pratiğe geçirilmesidir. Yaşadığımız dünyanın yaşadığı bu kaotik ortamdan çıkmada Selçuklu tecrübesini tanımaya büyük ihtiyaç vardır.
Selçuklu medeniyeti adını taşıyan bu programın düzenleyici ve katılımcılarına teşekkür ediyor, medeniyetimizin yeniden ihya ve inkişafına zemin hazırlamasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.