Ayıplı Meclis'in ayıplarını yazdı
Meclis'te yaşanan kavgalar herkesi ikiye ayırırken Deniz Ülke Arıboğan en ortada yazıyı yazdı. İşte MHP'nin de AK Parti'nin de ayıpları...
Deniz Ülke Arıboğan, TBMM'de yaşanan olayları öyle ortadan değerlendirmilş ki... İşte onun kaleminden ayıplar zinciri...
Ayıplı Meclis
Ayıplar zincirini sıraya koyalım:
1- AKP'li bir siyasetçinin daha önce yapmış olduğu 'Tayyip Erdoğan'ı bir peygamber olarak tasvir eden konuşması' ayıptı. İstenildiği kadar mecaz anlamda kullanılsın, bu kavram birçok inanç sahibi için (Başbakanımız da dahil) böyle rahatlıkla kullanılabilecek bir sıfat değildi. Nitekim Aydın İl Genel Meclisi üyesi İsmail Hakkı Eser'in sarf ettiği bu söz, kendi partisinin de zorda kalmasına neden oldu ve nihayetinde söyleyen kişinin istifasına gidecek bir süreci başlattı.
2- Eskiden bakanlık da yapmış olan MHP'li Osman Durmuş'un Meclis'te AKP'li siyasetçinin bu sözlerini zemin olarak kullanarak, Emine Erdoğan'ın GATA'ya alınmaması konusundaki alaycı tutumu ayıptı. Özellikle sağ tabana hitap eden ve başörtüsü konusunda hassasiyet gösterdiği iddiasında olan bir partinin sözcüsünün, sanki Emine Hanım'a karşı takınılan bu tutumu onaylarmış gibi konuşması, kanımca kendi seçmenini bile rahatsız edebilecek bir söylemdi. Bu noktada özellikle ailelerin ve eşlerin siyasetin malzemesi olarak kullanılması konusunda bir centilmenlik anlaşması yapılmasının önemli olduğu da ortaya çıktı. Başbakan da çok kızdı ve bence haklıydı.
3- AKP'li vekillerin ne kadar kızarlarsa kızsınlar, MHP'lilerin oturdukları sıralara doğru yönelmeleri ve fiziksel kavga ortamını oluşturmaları ayıptı. Yaşını başını almış erkeklerin ilkokul çocukları gibi koz paylaşmaya yönelmesi, gördüğüm kadarıyla Meclis'in kadınları tarafından da hayretle izlendi. Meclis'te zaten bu kadar çok erkeğe bu kadar az kadının olması ayıptı; sayın vekillerimizin zarafeti(!) bir kenara bırakıp, işleri horoz dövüşüne doğru kaydırması ayıbı katlayarak büyüttü.
4- MHP'li vekillerin ayıp eden AKP'li vekilleri sükunete davet etmek yerine karşılık vermeyi tercih etmeleri ayıptı. Vekillerin birbirlerinin gözlerini morartıp, dövüşüp, sonra da kendilerinden çok memnun bir biçimde Meclis dışında böbürlenmeleri külliyen ayıp oldu.
5- Bülent Arınç'ın, ister bakan, ister vekil kimliğiyle olsun Güldal Mumcu'nun odasına izinsiz gidip, Meclis'i daha iyi yönetmesini söylemesi ayıptı. Nitekim kendisi ne kadar aksini ifade ederse etsin, tavrının sert ve üst perdeden olduğu ve Güldal Hanım tarafından rahatsız edici bulunduğu ortada. Bir kadının odasına izinsiz girerek emir verir gibi konuşmak insani bakımdan bir derece ayıptır, oturumu yöneten başkana yönelik psikolojik de olsa ezici bir tavır sergilemek ise siyaseten bir başka ayıptır. Arınç'ın son ayıbı ise sonrasında özür dilemek yerine savunmaya geçmesidir ki, ben kendisinden kesinlikle şöyle tüm vekil ve vekil adaylarına örnek olacak bir şövalye ruhu sergileyecek bir özür beklerdim.
6- Tüm bunların dışında en büyük ayıplardan bir tanesi de Emine Erdoğan'a ve onun akıbetine uğrayan, örtülü tüm kadınlara yönelik ayıptır. Bırakın Başbakan'ın eşi olmayı, sıradan bir insan olarak bile, hastasını ziyaret edemeyecek olması kabul edilebilir bir şey değildir.
7- Bu sanıldığı gibi siyasi değil, insani bir konudur. Bunu siyasetin malzemesi yapanların (her yönden) ve adaletsizliği, haksızlığı sıradan, normal bir durum gibi yorumlayanların tavırları ayıptır. Akşam