Baransu'dan Atalay'la İlgili Şok İddia?
“Eski devletin” ve de “eski düzenin” devam etmesini isteyen bakanlar arasında yer alan Atalay, yeni Anayasa'yı çalışmalarını da Habur'a benzetmesin...
Taraf Yazarı Mehmet Baransu, Eski İçişleri yeni dönemin Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'a ilgili çarpıcı iddiaların yer aldığı bir analiz kaleme aldı.
Atalay'ın yeni anayasa komisyonunda olmasından dolayı duyduğu endişeyi dile getiren Baransu, Beşir Atalay'ın İçişleri Bakanı iken yaptığı "icraatları" tek tek sıraladı.
İşte Mehmet Baransu'nun Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'la ilgili analiz;
Habur’a benzemesin de...
AK Parti’nin, Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında bir ay önce yaptığı bir toplantıda dokuz kişiden oluşan yeni anayasa ekibi kurduğu ortaya çıktı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik koordinatörlüğünde çalışacak olan ekip, ekim ayına kadar kendi anayasa taslaklarını hazır hale getirecek. Ardından da muhalefetin kapısı çalınıp, taslak üzerinde uzlaşı aranacak.
Kurulan ekibin çoğunluğu bakanlardan oluşuyor. Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, Burhan Kuzu, Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin, Ahmet İyimaya, Mahir Ünal ekipte yer alan isimlerden. Ekipteki bir diğer isim ise eski İçişleri Bakanı, yeni Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay.
Atalay, önceki gün MÜSİAD heyetini kabulünün ardından kameralar karşısına geçmiş ve anayasa çalışmalarıyla ilgili yeni hazırlık sürecini kamuoyuna duyuran isim olmuştu. Atalay, “Benim de içinde bulunduğum dokuz kişilik bir heyet kuruldu. Hem yöntem çalışması hem de öz olarak çalışmamızı başlattık” dedi.
Atalay’ın açıklamasını televizyonda izlerken “Benim de içinde bulunduğum” açıklamasını duyunca doğrusu yeni anayasa çalışmalarından endişelenmeye başladım. Atalay ismi beni endişelendirdi.
Endişelenmemin onlarca nedeni var. Bu köşeye sığmayacak onlarca neden.
Atalay, AK Parti hükümetleri döneminde “eski devletin” ve de “eski düzenin” devam etmesini isteyen bakanlar arasında yer alan isimlerden biriydi. Tıpkı Milli Savunma eski Bakanı Vecdi Gönül ve yeni Meclis Başkanı Cemil Çiçek gibi.
Kamuoyunun bir bölümü, özelikle AK Parti çevreleri kendisini uzlaşı sahibi ve Ergenekon operasyonlarının arkasındaki isimlerden biri olarak biliyor. Dönemin İçişleri Bakanı olması, kendisine bağlı polis teşkilatının operasyonlarda etkin rol alması, bu algının oluşmasındaki en önemli etken.
Atalay’la ilgili kamuoyunun bir bölümünde bu algı olmasına rağmen, gerçek durum hiç de göründüğü gibi değil.
BEŞİR ATALAY'LA İLGİLİ ÇARPICI İDDİA
Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında eski HSYK’nın durduğu yerle, Atalay’ın durduğu yer arasında bir fark yok. HSYK, operasyonların adli ayağını by-pass etmeye çalışırken, Atalay da kolluk ayağını by-pass etmek için yoğun çaba harcıyordu. Operasyonu yürüten polis teşkilatını her operasyon sonrası çağırıp, uyaran kendisiydi. Ergenekon medyasının her manşetinin ardından, operasyonu yürüten kadroları görevden almak için, Başbakan’ın kapısını çaldı. “Hocalık” vasfını, Başbakan’ın üzerinde kullanmaktan hiç geri durmadı.
Seçimlerden önce de Ergenekoncuların ve Ergenekon medyasının hedef tahtasına koyduğu bir ismi giderayak görevden aldı.
Atalay, aslında en başarısız bakanlardan da biriydi. İçişleri Bakanlığı döneminde gündeme damgasını vuran hiçbir icraata imza atamadı. İmza attığı tek icraat ise, Demokratik Açılım adı altında Habur’da yaşanan fiyaskoydu. Kendisini uyaranlara kulağını tıkadı. Ekibiyle birlikte Habur karşılama mitinginin mimarı oldu. PKK’lıların üniformalarını çıkartmamasının ne anlama geleceğini düşünemeyecek kadar, toplum psikolojisinden ve de devlet adamlığından uzak bir isim olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Açılım, Atalay ve ekibinin eliyle başladığı gün bitti.
Ergenekon ve Balyoz soruşturmasını yürüten ekibi görevden almak için elinden geleni ardına koymayan Atalay, kendisine bağlı Jandarma Genel Komutanlığı’na ise hiç karışmadı. Karışamadı. Onlarca muvazzaf asker, hukuksuz işlere imza atmasına rağmen, bu kişileri açığa almaya cesaret edemedi. Yetkilerini kullanamadı.
Jandarma Genel Komutanı ve Jandarma İstihbarat Daire Başkanı’nın emriyle Van Jandarma Alay Komutanlığı’nın beni ve eşimi yasadışı yolla dinlemesine ve de bunu belgelememize rağmen, Atalay bu isimlerden hiç biri hakkında soruşturma açtırmadı. Sahte belgelerle dinleme yapan ve suç duyurumuz üzerine mahkeme tarafından hapis cezasına çarptırılan bu isimleri soruşturmadı. Sahte belge düzenleyen, hukuk dışına çıkan bu isimleri bir de terfi ettirdi. Sahte belgeyle özel hayatımıza tecavüz edenleri sahiplendi.
Demokrasinin ve hukukun egemen olduğu bir ülkede, böyle bir skandalın yaşandığında bakanın aynı gün istifa etmesi gerekirken, o çok sevdiği koltuğuna oturmaya devam etti. İstifa etmeyi aklının ucundan bile geçirmedi.
Atalay isminin anayasa hazırlayacak bir ekipte yer alması açıkçası beni endişelendiriyor. Endişelenmemin nedeni yukarıda anlattığım kişisel nedenden dolayı değil. Atalay’ın temsil ettiği “zihniyet” beni endişelendiriyor. Eski düzenin temsilcisi bir ismin nasıl yeni bir anayasa teklifinde bulunacağını merak ediyorum. Yeni anayasa çalışmalarının Habur’a benzemesinden korkuyorum.