Başbakan 32.Gün'de Mert'e vurdu

Başbakan 32.Gün'de Mert'e vurdu

32. Gün'e konuk olan Erdoğan Nuray Mert için "sözlerimi hesap ederek söyledim, Bayan Mert cevabın aldı" dedi.

32 .Gün programında Mehmet Ali Birand'ın sorularını yanıtlayan Erdoğan, Birand'ın "Nuray Mert, bir yazı yazdı, 'O'na bedelini öder' dediniz. Abbas Güçlü, 'Burada işler iyi gitmiyor' dedi. İnan Kıraç, bir şey söyledi. 'Bak, dikkat et' uyarısı geldi sizden. Bu noktada 'keşke, söylemeseydim' dediğiniz şeyler var mı?" sorusunu "Hepsini hesap ederek söyledim. Bayan Mert, Dersim'le bizim duble yolların mukayesini yapıyor. Bu fikir özgürlüğü değil. Bu ülkede bir hizmet ehlini siz kalkar da güvenlik harekatına indirirseniz bunun cevabını alırsınız" sözleriyle yanıtladı.

Erdoğan, "Mitingler esnasında çok etkilendiğiniz bir olay var mı?" sorusuna 'İzmir' yanıtını verdi.

Erdoğan'a yöneltilen sorular ve verilen yanıtlar şöyle:

- Seçim kampanyası döneminde parti liderlerinin kullandığı üslup sert. Niye bu sertlik? Bunca şeyden sonra, seçimden sonra el sıkışıp konuşabilecek misiniz bu insanlarla?

''Sert konuşma, üsluptan ziyade hakarete bakıyorum... Düşünün ki bir genel başkan çıkıyor, Tayyip Erdoğan için 'ben onun dişlerini sökeceğim' diyor. Bu nasıl bir siyaset? Sen hesap uzmanı mısın, bir siyasi partinin genel başkanı mısın, yoksa bir diş hekimi misin, nesin? Böyle bir yaklaşım olabilir mi?''

BAYAN MERT CEVABINI ALDI

- Amerikan Büyükelçisi 'bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu' demişti. Bir çelişki çıkıyor ortaya. Sizin, eleştirilere tepkiniz var. Nuray Mert, bir yazı yazdı, 'O'na bedelini öder' dediniz. Abbas Güçlü, 'Burada işler iyi gitmiyor' dedi. İnan Kıraç, bir şey söyledi. 'Bak, dikkat et' uyarısı geldi sizden. Bu noktada 'keşke, söylemeseydim' dediğiniz şeyler var mı?

Hepsini hesap ederek söyledim. Bayan Mert, Dersim'le bizim duble yolların mukayesini yapıyor. Bu fikir özgürlüğü değil. Bu ülkede bir hizmet ehlini siz kalkar da güvenlik harekatına indirirseniz bunun cevabını alırsınız. Bu özgürlük değildir. Özgürlüğün de bir de sınırı var. Onunki özgürlükse bu da benim özgürlüğüm. Bundan daha ağır bir hakaret nasıl olur. Bu yollardan sen de gidiyorsun, bu millet gidiyor. Halkımız için yaptığımız yolları Dersim'le eş tutarsan bunun cevabını alırsın. Kaldı ki benim bedel öder diye bir lafım yok. Abbas Güçlü konusunda da bedel öder lafım yok.

Daha önceki ÖSYM Başkanı, KPSS'nin içine etti.. Onunla ilgi bir dava açılmadı, yazı yazılmadı. Peki, bu adama niçin bu kadar yükleniyorsunuz? Lütfen, bunu bir araştırın. Ben, biliyorum o yüklenme sebeplerini..."

ŞIK İÇİN DÜŞÜNÜYORSUNUZ YA METİNER İÇİN...

- Gazetecilerin üzerine karanlık bir bulut çökmüş gibi ortam var. Nedim'den bahsediyorum, Ahmet'ten bahsediyorum. Seçim sonrası bu konuyla yasal bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı?

"Şu anda içeride olan yazar, çizer diye geçinen bunların içerisinde şahsen benim, Cumhurbaşkanımın, birçok arkadaşlarımla ilgili öyle kitaplar yazanlar var ki bu kitaplar şu anda ne fikir özgürlüğü, ne düşünce özgürlüğü içerisinde değerlendirilebilir. Burada hakaretin, yalanın daniskası var. Çok açık konuşuyorum belden aşağı her türlü vuruş var. Bunlar sizin çok iyi tanıdığınız bildiğiniz yazarlar, çizerler. Öyle karikatürler, öyle resimler var ki bu resimlerin anlatılması, izahı mümkün değil.

Mesela siz Ahmet Şık, şu, bu filan bunlar için bu kadar düşünüyorsunuz ama mesela Mehmet Metiner için bunu düşünmediniz, Mehmet Metiner için aynı kıyametleri koparmadınız. Mehmet Metiner ölümle tehdit edildi...

Cizre'deki yurtla ilgili hiç ciddi manada medyada bunlar manşete girmemiştir. Daha ne olacak? Bir yurt molotoflarla bombalanıyor ve bu örgütün şu anda arkadan desteklemiş olduğu parti hala yazılı ve görsel medyada ciddi destek alıyor. Bunları biz hala özgürlük planında mı değerlendireceğiz?"