M. Mustafa Özdemir
Bir KONESOB seçimi yazısı
Rahmetli Mustafa Başoğlu vardı.
Sağlık-İş Başkanı Başoğlu…
Başoğlu, Sağlık-İş başkanlığını tam 50 yıl aralıksız yürütmüş.
Dile kolay yarım asır.
Yaş olmuş 78.
Sonra gençler artık “Yeter Mustafa Abi teşekkür ederiz” demişler.
Kürsüye çıkıp ağladığını hatırlıyorsunuzdur.
“Ben devam etmek istiyorum ama genç arkadaşlar bana teşekkür edip artık yeter diyorlar” deyip tabiri caizse bir çocuk gibi döktüğü gözyaşları gözünüzün önüne geliyordur.
***
2012 yılında vefat etti Başoğlu
Başörtüsü yasağının olduğu yıllarda, öğrencilerin üniversite kapılarından içeri alınmadığı, diploma törenlerinde hakaret edildiği, yeri geldiği zaman coplandığı, hor görüldüğü, dışlandığı utanç yıllarında, sık sık yasağa karşı çıkan söylemlerle gündeme gelirdi rahmetli Başoğlu. Allah mekanını cennet eylesin, hizmetlerinden dolayı razı olsun.
Oda ve sendika, milletvekilliği, belediye başkanlığı, dernek koltuklarında on yıllarca oturan çok sayıda isim sayabiliriz. Konya’dan da çok sayıda isim sayabiliriz. Mustafa Başoğlu’nun ismini, hayırla yad ettiğimiz için verdim.
***
Koltukta yıllarını geçiren bu isimlerle konuşsanız böbürlene böbürlene anlatırlar, “Şu kadar yıldır oda başkanıyım, şu kadar yıldır sendika başkanıyım, kaç dönemdir milletvekiliyim, vatana millete hizmet ediyorum” derler…
Orada makam mevki için bulunmazlar.
Maazallah rant için hiç bulunmazlar!
Sadece hizmet için oradadırlar!
Ceplerinden harcarlar! Milletin kahrini çekerler! Çile çekerler!
Onlardan başka memlekete hizmet edecek kabiliyette adam yoktur!
2 nesil gelip geçer de hizmete namzet birisi çıkmaz!
Bu memleketin çocukları layık değildir o koltuklara, beceremezler, etrafındaki arkadaşları bile layık değildir. O hep başkan, arkadaşları hep yönetim kurulu üyesi kalırlar…
Onlardan başka kimse bu yükü kaldıramaz!
***
Bir ülke, gençlerine saygı duyuyorsa, koltukları bir rant ve reklam aracı olmaktan çıkarmak istiyorsa, iki bilemedin üç dönemi geçmemeli görev süreleri. Koltukta yıllarca oturmanın maharet değil, en hafifiyle genç nesillere saygısızlık olduğunu bilmeyenleri, kanun zoruyla kaldırmak lazım o koltuklardan. Bu anlamda AK Parti’nin 3 dönem şartı çok önemli bir adımdır. Keşke ülke, olağanüstü dönemlerden geçmese de bu tür kararlarda geri adım atılmasa…
***
Makam ve koltuk da nefis hastalıklarından biridir.
Koltukta oturanlar elbette bunu kabul etmezler.
Bilirsiniz Nasreddin Hoca fıkrasını;
Bir öğle vakti, kavurucu sıcakta, komşusuna rast gelmiş Hoca,
Hoca’ya yaranacak ya komşu:
“Hocam buyur bizim eve sana bir tas soğuk hoşaf ikram edeyim de bana dua et” demiş.
Gitmişler eve…
Buz gibi koca bir tas hoşaf getirmiş ev sahibi.
Hoca’ya kötü tahta bir kaşık vermiş.
Kendisi ise kepçeyi eline almış.
Hoca, tahta kaşıkla iki yudum içebilmek için çabalarken ev sahibi kepçeyle götürüyormuş hoşafı…
kepçeyi her yudumlayışında da, “Yandım Allah” diyormuş.
Hoca, en sonunda dayanamamış, almış komşusunun elinden kepçeyi ve şöyle demiş:
-Ver bre adam, biraz da biz yanalım…
***
Bırakın da biraz da başkaları yansın!
***
Yarın yapılacak Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği seçimleri hayırlı olsun.