Sevilay Yükselir/ Sabah

Ben, "Paşa hanımlarına hizmet vatan borcu mudur?" diye yazdıkça inanın ortalık yıkılıyor.
Öyküler. Akla hayale gelmeyecek abuk sabuk anılar.

Okudukça kâh güldüğünüz... Kâh ağlayacak gibi olduğunuz inanılası güç anekdotlar.
Mesela dün geldi bir mail.
"Arkadaşım aşçı olarak gittiği askerde iki günde bir paşanın eşinin köpeğinin dişlerini fırçalamış. Şimdi kendi dişlerini fırçalayamıyor. Çünkü çocuğa nefret gelmiş!" diyor.

Koptum yahu!
"Bu kadar da olmaz. Yalandır" dedim.
Ama değilmiş...
Şimdi izninizle buradan köpeğinin dişlerini Mehmetçiğe fırçalatan o paşanın eşine ya da onları ev işlerinde ve özel işlerinde kullanan bazı rütbeli askerlerin hanımlarına sesleniyorum...
"Kızdınız biliyorum. Sizler de çakma adresler üzerinden bana mesaj yolluyorsunuz. 'Kesss sesini kadınnnn!!! Ne istiyorsun bizden!'" falan diyerek isyan ediyorsunuz.

Hakaret ediyorsunuz. Ama inanın umurumda değil! Bu konuyu yazmaya devam edeceğim.
O nedenle tavsiyem bir an evvel kendinize çeki düzen vermeniz.
Bence kullanmayın artık şu kocalarınızın apoletlerini ya! Vazgeçin beleşçilikten!

Bakın pandoranın kutusu açıldı bir kere. İnsanlar bugüne kadar başına gelenleri biz gazetecilere anlatmaktan çekiniyordu. Korkuyorlardı çünkü kocalarınızdan!
Ama artık konuşmaya başladılar. Ve emin olun devam edecekler. Bakın beni sustursanız bile onlar başka mecralarda anlatacaklar başlarına geleni.

Mesela Londra'da bir okurum site kurmuş asker anılarının yayınlanabileceği. http//askerleranlatıyor.blogspot. com
"İsimleri saklı kalmak koşulu ile bu tür anıları sitemde yayınlamak istiyorum" demiş Ozan.

Bence, "Eyvah!" yani...
Vallahi yazarlar. Ve öyle benim gibi isminizi saklı tutarak falan da değil!
Açık açık yazarlar. Allah muhafaza, "Filanca paşanın eşi köpeğinin dişlerini bana fırçalattı! Filanca paşanın eşi poşetleri kafama geçirdi" deyiverirler de neye uğradığınızı şaşırır kalırsınız!

Benden söylemesi...