Bu fıkra sıfır kilometre
A. Turan Alkan, fıkra üretenlere özenmiş ve bir sinema filminden de yola çıkarak bu Karadeniz fıkrasını uydurmuş...
Temel eşyalarını toplarken karısı (ona da Fadime diyelim mi?) Temel'i yaşlı gözlerle seyrediyor. Temel diyor ki,
-Niye sızlanıp duraysun be Fadime, sus.
-Nasıl susayum, sık sık beni bırakub başka karilara gideceesun; ben ağlamayim da kimler ağlasin?
-İyi ama o cezilerum hep iş icabi idi Fadime, vallahi gözüm senden paşkasını görmeyii..
-İnanmam, isbat et o zaman...
-Bak Fadime beni zorlama; bilmemen gereken şeyler var; bu ev nasıl dönüyor, bu tencereye nasıl yemek konuluyor zannedeysun. Söyletme beni, pişman olursun pak!
-Pişman olmayacağum, yeter çi sen gerçeği soyle pağa!
-Peki sen istedun; ben aslinda kiralik kaatilum. Dahasını söyleyum mu?
-Soyle...
-Bugüne kadar bir sürü adam furdum; pek çok zaman hapislerde yattum, kaçak gezdum; o yüzden eve gelemedum... Dahasını söyleyum mu?
-Soyle soyle...
-Şimdi de yeni bir iş üzerindeyum; iki tehlikeli adamı furmak için peşlerine gideceğum. İnandun mu haçan şimdi pağa?
-Hüü hüüü....
Temel elinde valizi, belinde tabancası ile evden çıkar. Fadime huzur içinde ellerini yukarıya kaldırarak duaya başlar,
-Yarabbim, hamdolsun sağa; Temel'in közü tışarda değul imiş!