Bu kavga Fehmi Koru'nun da kafasını karıştırdı!

Bu kavga Fehmi Koru'nun da kafasını karıştırdı!

Koru, Taha Kıvanç şapkasıyla kaleme aldığı yazıda süreci özetledikten sonra kendi deneyimlerini paylaşıyor.

Star yazarı Fehmi Koru da Can Ataklı'nın başlatığı 28 Şubat tartışmasına dahil oldu. Koru, Taha Kıvanç şapkasıyla kaleme aldığı yazıda süreci özetledikten sonra kendi deneyimlerini paylaşıyor.

Sürecin kafa karıştırdığını kaydeden Koru, "Yukarıda aktardıklarımdan hangisi gerçek, hangisi gerçek değil; bilmekte ben bile zorlanıyorum." dediği yazısında 28 Şubat'a tartışmasının vardığı nokta için "ne diyeceğimi bilemiyorum" dedi.

İşte Koru'nun yazısındaki ilgili bölüm:

 

Bunlar doğru ve gerçekmiş... Refahyol hükümetini düşüren bakan istifaları kampanyasında yer aldığı da doğruymuş; hükümetin istifasından 15 gün önce istifa etmiş gerçekten... “Ancak” diyor Bahattin Yücel, “Olay doğru değil...”

Gerçekler ve gerçek olmayanlar arasında kayboluyor insan... Yukarıda aktardıklarımdan hangisi gerçek, hangisi gerçek değil; bilmekte ben bile zorlanıyorum.

28 Şubat sürecinin yaşandığı 1997 ve 1998 yıllarında Ankara’daydım ve yazdığım gazetenin Ankara temsilcisiydim de... İktidarda Refahyol vardı ve ben de siyasete çok yakın duruyordum. O dönemde kulağım hizasında konuşulanlar yanında tanığı olduğum ‘olağanüstülükler’ hiç de az değil. İster inanın ister inanmayın, çoğunu Kulis’te yazdım ve günün muktediri meslektaşlar tarafından, yazdım diye, dışlandım da...

O yüzden şimdi “Gerçek değil” denilen türden olaylar da, “Gerçek değil” denilerek inkâr edilmeleri de, vaktiyle ben yazdığımda sessiz kalındığı halde şimdilerde bildiklerimden çok daha masum sayılabilecek bir tanıklık yüzünden kopartılan fırtına da... Beni hiç mi hiç şaşırtmıyor.

Tek şaşırdığım, bayağı masum bir tanıklığa Aydın Doğan’ın verdiği “Bunu yapan dünyanın en şerefsiz insanıdır” tepkisi...

Dönemin ileri bir safhasında (1998 sonu) Milliyet’in yayın koordinatörlüğü görevini üstlenmiş Umur Talu, dün, son tartışmanın odağındaki ‘bir kısım medya’nın siyasilere dönük günah galerisinden -çoğu kendi kulağının hizasında anlatılan- birkaç olayı aktarıyordu.

Verdiği örnekler Güneş Taner’den, Yaşar Okuyan’dan, Uluç Gürkan’dan, M. Ali İrtemçelik’ten, Erdal İnönü’den, Ahmet Necdet Sezer’den... Evet Ahmet Necdet Sezer de cumhurbaşkanı iken, RTÜK yasasına hoş gözle bakmadığı için, daha sonraları 1 Mart tezkeresine takoz koyduğundan ‘bir kısım medya’nın hedefi haline gelmişti...

Milliyet ve Akşam’da da yazmış ‘rotahaber.com’ yazarı Memduh Bayraktaroğlu o dönemde Tansu Çiller’in yanındaydı ve DYP’li bakanlarla da yakındı. O da, “Sadece Bahattin Yücel’e mi?” sorusu eşliğinde ‘bir kısım medya’ tarafından “Haber yaparız ha...” tehdidine pabuç bırakarak istifaya zorlanan DYP’li bakanların adlarını sayıyordu: Ufuk Söylemez... Yaman Törüner... Yıldırım Aktuna...

Bahattin Bey “Gerçek değil” diyor... Aydın Bey “Yapan şerefsizdir” diyor... Hürriyet haber yapmıyor...

Ben ise ne diyeceğimi bilemiyorum.

Yazının tamamı için