yazar-2
Bu kez muhtıra milletten
Çalkantılı bir seçim dönemini geride bıraktık. Bütün seçim tahminlerini alt üst eden bir sonuçla karşı karşıyayız. Seçimin iki galibi AK Parti ve MHP sürpriz sonuçlarla parlamentoya girmeyi başardı.
Seçmen sandığa oyunu atarken bir de muhtıra verdi. Etkili odakların ‘AKP’den kurtulma senaryoları’nı boşa çıkardı. Millete ve demokrasiye rağmen, dayılanan bürokrasiye, Anayasa Mahkemesi’ni milletin meclisinin üzerinde gören CHP’ye, içerden ve sivil bir cumhurbaşkanını cumhura çok gören DP’ye ve ANAP’a, 15 milyondan fazla seçmene ‘Bizans’ın çocukları’ diyenlere, arsıza, hırsıza, haddini bilmeyene bir muhtıra verilmiştir. Seçimden önce ‘AKP karşıtı’ kampanyalar, CHP ve MHP tabanında kısmen etkili olmuş ancak geneli dikkate alırsak başarısızlıkla sonuçlanmıştır. “Oyunuzu MHP’ye ya da CHP’ye verin” ya da “CHP=MHP” şeklinde formüle edilmiş kampanya ise başarılı olmuş görünüyor. CHP, DP ve ANAP tabanından bağımsız oyların Meclis’e gireceği düşünülerek yüzde 6 civarında oyun MHP’ye kaydığı görülmüştür. Bu seçimde CHP ve Saadet oylarını korusa da bu iki partinin başarılı olduğunu ancak liderleri söyleyebilecektir.
2007 Seçimleri, elbette bu sonuçla kalmayacak, bir çok dengeyi de değiştirecektir. Ekonomi, siyaset, eğitim, sağlık vs. bütün kurumların dünden daha iyi, daha emin, daha güçlü olacağına inancımız tamdır. 15 milyon seçmenin oyunu alan partiye karşı önümüzdeki 4 yılda yapılacak “Bu milletin çoğu sizi istemedi?”, “Halkın yüzde bilmem kaçı size karşı” itirazlarının ise içi bu kez doldurulamayacaktır.
AK Parti, anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde edemese de beklenen oy oranının ve milletvekili sayısının çok üzerinde oyla yeniden gelmiştir.
Biz o günleri görmedik, ancak tarih sayfaları 53 yıl öncesinde benzer bir seçimi hatırlatıyor. Oylarını 1954 seçimlerinde, 50 seçimlerine göre yüzde 3 oranında artıran Demokrat Parti’nin o günkü zaferinin bir benzerini AK Parti bugün seçmenine yaşatıyor…
Seçimin ikinci sürpriz partisi MHP’ye gelince…
Devlet Bahçeli’nin ipli urganlı gerilim siyasetine rağmen yüzde 15’e yakın oy alması kendisinin değil, teşkilatların zaferi olarak okunmalı. Başta Konya teşkilatı olmak üzere gece gündüz büyük fedakârlık örneği gösteren MHP’lileri başarılarından ötürü kutluyorum.
AK Parti Konya’da yüzde 65 civarında oy almış görünüyor. Milletvekili sayısının 14’ten 13’e inmesi, MHP’nin barajı aşarak AK Parti’nin 1 milletvekilini çalması olarak yorumlanabileceği gibi, AK Parti il teşkilatının Mustafa Çevik’i parlamentoya gönderecek kadar çok çalışmadığı ya da Çevik’in vekilliği çantada keklik görerek kendisinden beklenen performansı göstermediği şeklinde de yorumlanabilir. Erbakan’ın kalesi olarak görülen Konya’da Saadet’in oylarının da AK Parti, MHP ve CHP arasında paylaştırılmış olması, bu partiye oy veren on binleri üzmüştür ama ne yapalım bu sonuç Türkiye demokrasisinin ve siyasi partiler yasasının garip tecellisidir.
Konya’da bu seçimin en çok çalışanları şüphesiz Saadet’liler olmuştur. Bazen aşırı giderek AK Partilileri hizaya getirmeye kalkışsalar, bayrak yarışında uygunsuz ataklarda bulunsalar da enerji ve heyecanlarını alkışlamak gerekiyor. Gönül isterdi ki bu çabalar, arzu edilen oy oranlarıyla sandığa yansımış olsaydı.
AK Parti’den sırasıyla Prof. Sami Güçlü, Hasan Angı, Özkan Öksüz, Orhan Erdem, Ayşe Türkmenoğlu, Hüsnü Tuna, Harun Tüfekçi, Kerim Özkul, Abdullah Çetinkaya, Mustafa Kabakçı, Ahmet Büyükakkaşlar, Muharrem Candan, Ali Öztürk bu dönemde Meclis’te Konya’yı temsil edecekler. Barajın çok üzerinde oy alarak bana göre seçimin sürprizi olan MHP’den de Faruk Bal ve Mustafa Kalaycı Ankara yolcusu… CHP ise MHP’nin barajı aşmasıyla tek milletvekili çıkararak sevilen siyasetçi Rahmi Baştoklu’yu Meclis’e gönderemedi. Ankara’ya tek başına gidecek Atilla Kart ve diğer CHP’liler, sol ittifaka ve Cumhuriyet mitinglerinin getirdiği kamplaşmaya rağmen Atatürk’ün partisinin bu hale kimlerin eliyle ve nasıl geldiğini umarım daha sağlıklı bir şekilde yorumlayabilirler. Görüldü ki bu parti, bu haliyle iktidar olamayacak. 5. kez seçim kaybeden Baykal’ın liderliği herhalde parti içinde tartışılacaktır.
Durum böyle… Bu seçimler, darbeleri, postmodern de, e muhtıra da olsa tarihe gömecek. Tünelin ucunda ışık görünüyor. Hayırlı olsun…