İnsanlığın son adası tabiri,  Ahmet Cevdet Paşa tarafından Osmanlı için kullanılmıştır. Biz de onun şerefli ve haysiyetli bir bakiyesi olarak Türkiye için kullanabiliriz. Ülkemiz bütün insanlık ve İslamlık için ümmü’l-vatandır. Balkanlarda bir Müslümanın başına bir iş gelse, yönünü bu topraklara çevirir. Kafkaslarda bir Müslümanın başına bir acı gelse, yönünü Türkiye’ye çevirir. Hicaz’da, Afrika’da bir Müslümanın başına bir felaket gelse, gözü-kulağı bu topraklarda olur. Bunun başlıca sebebi, ümmü’l-vatan oluşumuzdur.

Etrafımız ateş çemberi. Buna rağmen –çok şükür ülkemiz- bir barış adası olmaya devam ediyor. Sanki İslam dünyasının sağlam kalmış tek kalbi gibi. Henüz kalp ölmedi, sağlıklı ve diri olarak atmaya devam ediyor. Kirli kan temizleniyor. Bu millet kendisine samimi olarak hizmet edenleri var oldukça bütün kirlilikleri dışarı atacak ve buna asla izin vermeyecektir. Çünkü biz, bir büyük âl-i Osmanın bakiyesiyiz. Biz gücümüzü, asırlarca dünyaya adâlet, şefkat, merhamet ve paylaşma ahlakı dağıtmış erdemli bir ümmetin son adasıyız. Bu ada varolduğu sürece dünyaya iyiliklerin ve güzelliklerin dağıtılması devam edecektir. Bu ise, güçle olur. Çünkü biz, “vela havle velâ kuvvete illa billahi’l-aliyyi’lazîm/Allah'ın güç ve kuvvetinden başka hiçbir şeyin güç ve kuvveti yoktur” zikrini kendimize vird ve davranış tarzı edinmişiz.

7 Haziran 2015 genel seçimlerine giderken, bu milletin medeniyet ve kültür köklerinden kopmuş olan insanlar, bu milletin dokusuyla barışık olmayanlar, bu aziz milletimizi terörle korkutup sindirmek istiyorlar. Bunlar yanlış ata oynuyorlar.  Maalesef bazı gafil çevreler de bu tür kişi ve örgütlere teşnelik yapıyor. Milletimizin her alanda yükselen gücünü gelecekleri için tehdit gören bazı batılı ülkelerin maşalığına soyunuyorlar. Dış güçlerin oyununa geliyorlar. Bunun en açık örneği, temiz bir Anadolu evladı olan savcımızın şehit edilmesinde ortaya çıktı. Ama bu millet bir avuç teröriste ve onun taşeronlarına fırsat vermeyecek kadar uyanıktır. “Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” diye Türkçemizde güzel bir atasözümüz vardır. Âyinesi olmayanlara bu millet aslı fırsat ve prim vermez. Bir dünya ülkesi olmak yolundayız. Bu milletin küresel güç olması, bütün dünya mazlumları için bir rahmete dönüşecektir. Ferasetli, basiretli ve bu milletin ruh köküne bağlı yöneticilerimiz var olduğu sürece önümüze dikilen bariyerler bir bir aşılacak ve devrilmeye mahkûm ve mecbur olacaklardır. Çünkü rüzgâr bu yönden esmektedir. Bu millet kendisine hizmet eden kimseleri asla terk etmez, sadakatsizlik yapmaz.  Onlarla yıllar boyu birlikte koşu yapar. Hızı kesilmez. Emin olun, bu milletin hızı kesilmeyeceği gibi, kesemeyecekler de.

Gelin bir olalım, diri olalım, neticede iri oluruz. Sayısal çokluk değil, nitelikli çokluk önemlidir. Ülkemiz, bağımsız bir politika ile yönetilmeye başlamıştır. Millet, her şeyi görüp bilmektedir. Millete rağmen, varolmak isteyenleri, bu millet bir safra gibi dışarı atar. O halde ey insan, kendin ol, bu milletin kendinden, değerlerinden ve medeniyetinden ol. Başka çare de yok.