Bu sorular TSK'ya ilk kez soruluyor
TSK, angarya ordusu mu?
Habertürk yazarı Umur Talu Genelkurmay'ın asker kadrosundaki vatani hizmet dışındaki hizmetleri ve hizmetli olarak çalıştırılan erleri sorguladı. İşte yazısı:
MESAJ YAĞDI
Dünkü yazıda bir merak ve soru denemesı vardı. Mesajlar yağmur oldu yağdı. Belli ki soruyu sormaya hazır "dertli, deneyimli" nüfus çok kalabalık. Sıra geldi, sivil veya askeri sorumlu mevkilerin cevaplamasına.
Konu şuydu: Genelkurmay, "Kozmik hâkim"i takip gerekçesiyle durdurulan iki askeri araç olayını, belki bu kez haklı olarak, "Paranoya" diye teşhis etmişti ya... Hani kimileri de dalgasını geçmişti; "suikast silahı erzaklar" babından.
Açıklamalar şunu da ortaya koymuştu: Bir uzman çavuş ve iki er bulunan ilk araç bir Kuvvet Komutanı "konutuna tahsisli" idi ve alışveriş yapıyordu. O sırada dondurma, yaş pasta, kuruyemiş görevindeydi. İkinci araç, içindeki iki şoför, bir marangoz, bir elektrikçi asker ile başka bir komutan "konutuna tahsisli" idi; konutta tadilat işinde görevli olup bir yandan da yaş pasta şevkinden sorumlu idi.
FİİLİ ANGARYA
Çorba yapmadan ayırmaya çalışırsak:
1. Elbette "askeriye"nin de gündelik işleri vardır; bir kısmında, uzmanlıklarına göre, mevcut geçici veya sürekli personelden yararlanılır.
2. Lakin, "genel işler" ile "özel, çok özel,epeyce keyfi, hatta keyif işi" olanları, fiili angaryayı, hatta köleliği karıştıranlarda insanı hiçe sayan bir çorba yapar.
RÜTBE HİYERARŞİSİ
Rütbe hiyerarşisi, "ordunun sevk ve idaresinde mana taşır tabii. Lakin, "askerlik görevi ve askeri hiyerarşi" sayesinde, "ev işleri"nin "bedava emek"le görülmesinde, görev icabı bir hiyerarşinin ezeli ve ebedi üstün ve aşağı insanlık olarak telakkisinde, olsa olsa "rütbe, statü ve de kınalı kuzu istismarı"ndan bahsedilebilir.
Bakın, Anayasa açık: "Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır." Gördüğünüz gibi, mesele Anayasa ihlali! Aynı Anayasa, her özgürlük ve hak maddesindeki gibi, tabii "istisna" da koyar:
BADANA, DONDURMA İŞLERİ ÜLKE İHTİYACI MI
"Kanunda düzenlenmek üzere hükümlülük ve tutukluluk sürelerindeki çalıştırmalar, olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler, ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz."
BU SORULAR İLK KEZ SORULUYOR
(Mahpus ile başka görevlerin aynı maddede düşünülmesi bile bilinçaltı bir şey olmalı!) Şimdi kıymetli hükümet ile değerli komutanlar bize; kuruyemiş, yaş pasta, badana, dondurma, ev işleri, ayak işlerinin "ülke ihtiyacı ve vatandaşlık ödevi" olduğunu kanıtlamak zorunda! Tabii şu soruların cevabıyla birlikte: Önce, Milli Savunma Bakanı cevaplamalı; çalınmış haklarını arayan emekli askerlere, "Kaynak yok" diyen hükümetin "Sabret Gönül'ü:
1. "Terörle mücadele"de onca şehit olduğu için "Asker açığı var" denen yurt sathında, "vatani görev"de kaç asker, "özel hizmet müdafaasında çalıştırılıyor?
2. Posta kapsamında, fiilen kaç er, erbaş mevcut?
3. Kaç askeri araç, devlet (ve millet) yakıtıyla özel işlere tahsisli?
4. Lojman, kamp, orduevi, özel konutlarda ve (hakikaten zorunlu koruma dışında) emekli ler emrindeki "Angarya ordusu"nun insan ve araç mevcudu nedir?
BU SORULARI SORMAK İÇİN HÜKÜMETİNDE DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNÜN OLMASI LAZIM
Soru peşine düşebilmek için, "sivil" hükümetin de, "darbe korkusu" dışında, hakiki insan hakları, demokrasi, cumhuriyet kültürü olması lazım tabii. Emrindekini köle gibi gören, mebusları parmak çocuk yapan, itiraz edeni kesen, işçi ve memur hakkını ve hak arayışını hainlik sayan, emir kulu, biat eri, itaat neferi, cemaat postası kültürüne sahip olanlar... vatandaş azarlayıp memura, polise uşak gibi buyuranlar, kamu kaynaklarını babadan miras sananlar bu soruların peşine düşemez tabii!
BU MİLLETE HER EŞYİ ÖĞRETTİM UŞAK OLMAYI ÖĞRETEMEDİM
O yüzden, ülkenin en derin, en kadim ittifakı, "Sivil veya askeri, kamusal veya özel; ağalık ve paşalık ile köle ve uşak düzeni"dir. Cumhuriyetin, demokrasinin, hukukun, insanın ve vicdanın esas göbekten "kırılma anları"! Yoğun istek üzerine bir daha yazayım: Ne demişti Mustafa Kemal: "Bu millete her şeyi öğrettim, uşak olmayı öğretemedim!" Öğreten öğretti!