"CHP bir gün kazayla iktidar olursa.."

"CHP bir gün kazayla iktidar olursa.."

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Ergenekon sanığı tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması için yemin boykotu yapan Kılıçdaroğlu'nun çelişkisini yakaladı

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Ergenekon sanığı tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması için yemin boykotu yapan Kılıçdaroğlu'nun büyük çelişkisini yakaladı.

Haberal ve Balbay için özgürlük isteyen Kemal Kılıçdaroğlu'nun Merve Kavakçı için Meclis'in kurallarını hatırlatmasına öfkelenen Ahmet Hakan, köşesinden Kemal Kılıçdaroğlu çok mu demokrat?' sorusunu yöneltti.

İşte Ahmet Hakan Coşkun'un Kılıçdaroğlu'nu köşeye sıkıştıran yazısının o bölümü...

"Bugün Merve Kavakçı Meclis'e gelse ne yapardınız" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Meclis'in kuralları var, herkes ona uyacak" diye karşılık vermiş.

Milli irade sözünü dilinden düşürmeyen CHP liderinin başkaları için sınır çizmesi ve kuralları hatırlatmasına sinirlenen Hakan, Kılıçdaroğlu'nun demokratlık anlayışını yazısında böyle sorguladı:

"Bu cevaptan şu çıkıyor: Demek ki bugün başörtülü bir kadın, seçilip Meclis'e gelse, "Ama kurallar var şekerim" diyen CHP'liler...
Kürsüyü işgal edecekler, "dışarı, dışarı" diye tempo tutacaklar, "Burası devlete meydan okunacak yer değildir" diye haykıracaklar, "Bu hanıma haddini bildiriniz" diye çıkış yapacaklardı.
• • •
Demek ki neymiş?
Bugün "milli irade", "demokrasi", "Seçilmiş arkadaşlarımızı satmayız" diye eylem koyan, yiğitlik yapan, demokrasi savaşçısı pozu takınan Kemal Bey'in de boyasının döküldüğü bir yer varmış.
İş türbana gelince ne demokratlık kalıyormuş ortada, ne de milli irade...
Demek ki neymiş?
Seçilmiş arkadaşlan için "yargı kararı" falan dinlenmemesini talep eden Kemal Bey, başka seçilmişlerin önünün kesilmesi için "Meclis kuralları"nı bile yeterli bulabiliyormuş.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Ben artık şuna karar verdim: Bugünün mazlumu gibi görünen CHP, eğer bir gün kazayla tek başına iktidar olacak gücü eline geçirsin, en büyük zalim olur.
• • •
Sanırım bu ülkede bize "mazlumları sadece mazlumken sevmek" gibi bir yükümlülük düştü."