Cumhuriyet mitingleri sivil değilmiş
AK Parti hükümetine karşı 2007’de düzenlenen mitinglerle ilgili çarpıcı bilgiler ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Köşk’e çıkma sürecinde yaşanan karanlık olaylar bir bir deşifre oluyor. Türkiye, 27 Nisan muhtırasıyla derin bir siyasî krize sokulurken aynı günlerde PKK da saldırılarını artırmıştı. Mayıs 2007’de Ankara’da intihar saldırısı olmuş, Ulus’ta bulunan Anafartalar Çarşısı önünde 7 kişi ölmüş 60’tan fazla kişi yaralanmıştı. Hükümetin sınır ötesi operasyon için gerekli tezkereyi uzatıp uzatmayacağı tartışılırken 8 Haziran 2007 gecesi, Genelkurmay’ın internet sitesine şu açıklama konuldu: ‘’TSK’nın beklentisi; terör olaylarına karşı, yüce Türk milletinin kitlesel karşı koyma refleksini göstermesidir.’’
Terörle mücadelede alışılmamış bir yöntem olarak görülen bu çağrıya Türk-Kürt çatışmasına neden olabileceği kaygısıyla karşı çıkanlar oldu. Fakat, Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen ekip kısa sürede sokaklara indi ve 7 Temmuz’da Ankara Tandoğan’da, “Teröre Karşı Birlik Mitingi” yaptı. Aralarında Tuncay Özkan gibi çok sayıda ulusalcının bulunduğu mitingde tek hedef AK Parti hükümetiydi. Atılan sloganlar, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın o günlerde söylediği sözlerden derlenmişti: “Alt, üst kimlik yok. Ne mutlu Türk’üm diyene, Yan gelip yatmadı, vatanı satmadı, Hepimiz Kemal’iz, hepimiz Türk’üz, ‘Askere uzanan eller kırılsın.”
Genelkurmay’ın Ergenekon davasını gören mahkemeye gönderdiği hard disklerde yer alan bir belge, o süreçte yaşanan mitingleri analiz ediyor. Belgede, TSK’nın terör mitinglerini Cumhuriyet mitingleri gibi değerlendirdiği ve ‘mitinglerde hedeflenen etki’nin kısmen elde edildiği belirtiliyor.
Eski ismi Psikolojik Harekat Dairesi olan Bilgi Destek Daire Başkanlığı’nda görevli Albay Fuat Selvi tarafından hazırlanan ‘Terör mitingine ilişkin değerlendirme’de, Cumhuriyet ve terör mitingleri kıyaslanıyor. 23 maddelik çalışmada “Yurt genelinde yapılan Cumhuriyet mitinglerine nazaran terör mitingi organizasyonları etkisiz olmuştur.” tespitinde bulunuluyor ve ‘hedeflenen etkinin daha güçlü olması için’ yapılması gerekenler sıralanıyor. ‘TSK tarafından talep edilmesine rağmen’ mitingin etkisiz kalmasının nedenleri şöyle dile getiriliyor: “Kitleler miting için örgütlendirilememiştir. Duyuru yetersiz kalmış, katılım için ayrı bir örgütlenme yoluna gidilmemiştir. TSK personelinden katılım oranı da oldukça düşük olmuştur.”
Mitinglerde konuşma ve sloganlar tamamen Başbakan’ı hedef alırken, değerlendirmede ‘Slogan atılması zayıf kalmıştır.’ tespitine ilave olarak şu yorumda bulunuluyor: “Sloganlar nispeten uygun seçilmiştir ama mitingde sık sık uzun şiir okunması mitingin heyecanını düşürmüş, kitleleri soğutmuştur.” Katılımcı kitleyi artırma ve coşturma konusunda yapılması gerekenler anlatılırken bir siyasi partinin seçim mitingini hatırlatırcasına şunlar teklif ediliyor:
“Pankart sayısının çokluğu mitingin başarısına doğrudan etki etmekte, kitleleri coşturmaktadır. Mitingde çeşitli il, ilçe, semt, mahalle, oluşum ve derneklerin isimlerinin yazılı olduğu pankartlar oluşturulabilirdi.” Belirlenen ‘uzman slogancılar’ın coşkuyu artırmak için miting alanında yeteri kadar hareket etmediği belirtilip “Hem Cumhuriyet mitinglerinde, hem de terör mitinglerinde yapılmamıştır.” deniliyor. Mitinge gelenlere bant ve bileklik gibi simgesel değeri olan bedava malzeme verilmediği hatırlatılarak, “Cumhuriyet ve terör mitinglerinde bu olmamıştır. Bunlar miting alanına gelmeden önce dağıtılmalıydı.” eleştirisi yapılıyor. Konuşmaların dağınık olması sebebiyle kitlelerin ilgisinin de dağıldığına işaret ediliyor: “Konuşmacıların, amatör (Tuncay Özkan hariç) olması, hitap edebilme yeteneklerinin sınırlı olması mitingin coşkusunu azaltmıştır.”
Dikkat çeken bir başka tespit ise “Mitingde bir şehit çocuğunun konuşturulması mitingi asıl amacından uzaklaştırmıştır.” cümlesi. Bunun yerine teklif edilen kısım şöyle: “Terör şehidi olan Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok gibi kamuoyunda çok bilinen isimlerin yakınları da terör mitingine katılarak çok kısa konuşmalar yaptırılabilir veya kitleye takdim edilebilirdi.”
Çankaya Belediyesi’nin aksaksız hizmet verdiğine dikkat çekilen değerlendirmede, “Mitingleri düzenleyen derneklerin yetersizliği nedeniyle terör mitinglerinde hedeflenen etki kısmen elde edilebilmiştir.” deniyor. Metnin sonuç bölümünde bundan sonrası için şunlar öneriliyor: “TSK’nın talep ettiği veya ‘destek verilmesinin uygun olacağı değerlendirilen’ miting vb. uygulamalara; TSK tarafından örtülü olarak ve kompartmantasyon yöntemi kullanılarak güç verilmesi ve desteklenmesi uygun bir hareket tarzı olabilecektir.”
‘Eylemler ne kadar sivil?’ diye sordu, basıldı
Genelkurmay hard disklerinden çıkan bilgiler, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasını engellemek için yapılan planları deşifre ediyor. 27 Nisan’dan önce Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen ulusalcılar, muhtıradan sonra terör mitingleriyle sokağa inmişti. Nokta Dergisi 5-11 Nisan 2007 tarihli sayısında ‘Genelkurmay’ın 2004’teki STK’larla işbirliği palanını’ belgesiyle açıklamış ve “Plan bugün de geçerli mi? Geçerliyse… Günümüzdeki sivil eylemler ne kadar sivil?” sorusunu yöneltmişti. Bu yayından sonra Nokta’ya baskın düzenlenmiş ve dergi kapatılmıştı. Daha sonra Cumhuriyet mitinglerini eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un akıl ettiği ortaya çıkmıştı. Kamuoyu bunu emekli Genelkurmay Başkanı İ. Hakkı Karadayı’dan öğrenmişti. (Zaman / Ali Akkuş)