Nihat Çiftçi
Deprem neden olur?
Deprem neden olur?
Bize ne der?
Olunca ne yapmalıyız?
Depremi nasıl okumalıyız?
Asrı saadette ve onu takib eden dönemlerde deprem olunca Rasulüllah sas, Hulafâi Raşidiyn ve onların yolunda olanlar ne yapmışlar:
Önce Rasulüllah sas zamanında olan depremde Efendimiz sas ne yapmış; İlk Rasulüllah sas Medine'deki bir sarsıntıda namaz kıldı.
Efendimiz sas den sonra bu dini bize taşıyan, gökteki yıldızlara benzetilen sahabeler ra bulundukları bölgelerde deprem olunca Namaz kılanlar:
Medinedeki depremde Ömer ra iki rekat kıldı.
Kufedeki depremde Ali ra 4 veya 6 rekat kıldı.
Basradaki depremde İbni Abbas ra iki rekat kıldı.
Huzeyfe ra kıldı, El-Medâinde ki depremde.
Yine kufedeki bir depremde El-Muğıyre bin Şube ra kıldı.
Bizim önderlerimiz ve en güzel örneklerimiz nasıl değerlendirmiş ve ne yapmışlar, biz ne yapıyoruz ve depreme nasıl bakıyoruz.? Bakınız Aişe ra anamız ne güzel anlatıyor:
عَنْ أَبِي الْعَالِيَةِ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ: دَخَلْتُ عَلَى عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا وَرَجُلٌ مَعِي،
فَقَالَ الرَّجُلُ: يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ حَدِّثِينَا عَنِ الزَّلْزَلَةِ، فَأَعْرَضَتْ عَنْهُ بِوَجْهِهَا،
قَالَ أَنَسٌ: فَقُلْتُ لَهَا: حَدِّثِينَا يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ عَنِ الزَّلْزَلَةِ
فَقَالَتْ: يَا أَنَسُ، إِنْ حَدَّثْتُكَ عَنْهَا عِشْتَ حَزِينًا، وَمُتَ حَزِينًا، وَبُعِثْتَ حِينَ تُبْعَثُ وَذَلِكَ الْخَوْفُ فِي قَلْبِكَ، فَقَالَ: يَا أُمَّهْ حَدِّثِينَا،
فَقَالَتْ: «إِنَّ» الْمَرْأَةَ إِذَا خَلَعَتْ ثِيَابَهَا فِي غَيْرِ بَيْتِ زَوْجِهَا هَتَكَتْ مَا بَيْنَهَا وَبَيْنَ اللَّهِ مِنْ حِجَابٍ،
فَإِنْ تَطَيَّبَتْ لِغَيْرِ زَوْجِهَا كَانَ عَلَيْهَا نَارٌ وَشَنَارٌ،
فَإِذَا اسْتَفْحَلُوا فِي الزِّنَا،
وَشَرِبُوا الْخُمُورَ مَعَ هَذَا،
وَضَرَبُوا الْمَعَازِفَ،
غَارَ اللَّهُ فِي سَمَائِهِ،
فَقَالَ: تَزَلْزَلِي بِهِمْ،
فَإِنْ تَابُوا وَنَزَعُوا وَإِلَّا هَدَمَهَا اللَّهُ عَلَيْهِمْ "،
فَقَالَ أَنَسٌ: عُقُوبَةً لَهُمْ؟
قَالَتْ: «بَلْ رَحْمَةً وَبَرَكَةً وَمَوْعِظَةً لِلْمُؤْمِنِينَ،
وَنَكَالًا وَسُخْطَةً وَعَذَابًا عَلَى الْكَافِرِينَ»
فَقَالَ أَنَسٌ: مَا سَمِعْتُ حَدِيثًا بَعْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَا أَشَدُّ بِهِ فَرَحًا مِنِّي بِهَذَا الْحَدِيثِ، بَلْ أَعِيشُ فَرِحًا، وَأَمُوتُ فَرِحًا، وَأُبْعَثُ حِينَ أُبْعَثُ وَذَلِكَ الْفَرَحُ فِي قَلْبِي، أَوْ قَالَ: فِي نَفْسِي.
الفتن لنعيم بن حماد ج:٢ ص:٦١٩
Ebil-Âliye ra Enes bin Malik ra dan rivayetine göre, Enes bin Malik ra şöyle anlattı: Ben yanımda bir adamla Aişe ra anamızın yanına girdik, yanımdaki adam, Ey Müminlerin annesi bize depremi anlatır mısın dedi?
Aişe ra anamız yüzünü çevirdi,
Ben dedim ki Ey Müminlerin Anası bize depremi anlatır mısın?
Ey Enes sana onu anlatırsam, üzüntülü yaşarsın, üzüntülü ölürsün ve kıyamette kalbinde o korku ile dirilirsin dedi!
Ey Annemiz onu bize anlatır mısın?
Aişe ra anamız dedi ki;
Kadın kocasının evinden başka evde soyunursa, Allah cc ile arasındaki perdeyi yırtmış olur.
Kadın kocasından başkası için koku sürünürse, onun üzeri ateştir ve ârdır ve çok çirkin bir iş dir.
Zinada kurtuluş arayıp onunla beraber içki içtiklerinde, Estrürmanlarla müziği çaldıklarında bu Allah cc’nün Ğayretine dokunurda derki;
Ey yer onları salla ve sars, eğer tevbe eder ve o günahları terk ederlerse Allah cc depremi bırakır, eğer tevbe etmezlerse Allah cc orayı helak eder.
Enes ra dedi ki: bu onlara ceza olarak mı gelir?
Aişe ra dedi ki; hayır bilakis: müminler için rahmet, bereket ve nasihat olarak, kafirler içinse örnek ibretlik bir ceza, öfke ve azab olarak gelir.
Enes ra dedi ki: Rasulüllah sas den sonra bu hadis kadar beni sevindiren başka bir hadis işitmedim, bil akis mutlu yaşayacağım, mutlu öleceğim ve yeniden dirilme gününde de o mutluluk kalbimde veya nefsimde olduğu halde dirileceğim.”
El-Fiten li-Neıym bin Hammad c.2 s.619
عَنْ نَافِعٍ، عَنْ صَفِيَّةَ، قَالَتْ:
" تَزَلْزَلَتِ الْمَدِينَةُ عَلَى عَهْدِ عُمَرَ، وَابْنُ عُمَرَ قَائِمٌ لَا يَشْعُرُ، حَتَّى اصْطَفَقَتِ السُّرُرُ، فَلَمَّا أَصْبَحَ عُمَرُ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ،
قَالَ: يَا أَيُّهَا النَّاسُ، مَا أَسْرَعَ مَا أَحْدَثْتُمْ "
قَالَ ابْنُ عُيَيْنَةَ: وَفِي غَيْرِ حَدِيثِ نَافِعٍ:
"لَئِنْ عَادَتْ لَأَخْرُجَنَّ مِنْ بَيْنِ أَظْهُرِكُمْ"
الفتن لنعيم بن حماد ج:٢ ص:٦٢٠
Nâfi’ ra Safiyye ra dan rivayetle dediki: Ömer ra'ın halifeliği zamanında Medine'de deprem oldu, ibn-i Mmer namazda idi ve hissetmedi ama koltuklar bir birine girdi. Sabah olunca Ömer ra şöyle dedi: Ey insanlar “ amma da hızlı bozuldunuz”
İbni Uyeyne dedi ki, Nâfi’ ra başka rivayetlerde “eğer tekrar olursa sizi terk ederim“ dedi.
El-Fiten li-Neıym bin Hammâd c.2 s.620
عَنْ لَيْثٍ، عَنْ شَهْرٍ، قَالَ: زُلْزِلَتِ الْمَدِينَةُ فِي عَهْدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالَ: «إِنَّ رَبَّكُمْ يَسْتَعْتِبُكُمْ فَأَعْتِبُوهُ»
مصنف ابن ابي شيبة ج:٢ ص:٢٢١
Leys ra dan, Şehr ra dediki; “ Nebi sas zamanında medinede deprem oldu ve Rasulüllah sas şöyle buyurdu “ Kuşkusuzki Rabbiniz sizi azarlıyor, onun bu azarıyla azarlanınız.”
Musannef ibni Şeybe c.2 s.221
عَنْ نَافِعٍ، عَنْ صَفِيَّةَ ابْنَةِ أَبِي عُبَيْدٍ، قَالَ: زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ عَلَى عَهْدِ عُمَرَ حَتَّى اصْطَفَقَتْ السُّرَرُ، فَوَافَقَ ذَلِكَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ وَهُوَ يُصَلِّي فَلَمْ يَدْرِ، قَالَ: فَخَطَبَ عُمَرُ لِلنَّاسِ، فَقَالَ أَحَدُهُمَا: لَقَدْ عَجِلْتُمْ،
قَالَ: وَلَا أَعْلَمُهُ إِلَّا قَالَ: «لَئِنْ عَادَتْ لَأَخْرُجَنَّ مِنْ بَيْنِ ظَهْرَانِيكُمْ»
مصنف ابن ابي شيبة ج:٢ ص:٢٢١
Nâfi’ ra dan, Safiyye binti Ebi Ubeyde ra dan rivayetle dediki: “ Ömer ra’ın halifeliği zamanında medinede deprem oldu, ibni ömer ra’ın namazda olduğu ana denk geldide o birşey ihissetmedi ama koltuklar bir birine girdi. Ömer ra insanlara hitab etti, içlerinde ikisinden biri kesinlikle acele ettiniz dedi: onun “ eğer tekrar olursa sizi terk ederim “ dediğinden başkasını bilmiyorum dedi.”
Musannef ibni Ebi Şeybe c.2 s.221
((... وَقَدْ زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ فِي عَهْدِ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، فَمَا عَلِمْنَاهُ صَلَّى ، وَقَدْ قَامَ خَطِيبًا ، فَحَضَّ عَلَى الصَّدَقَةِ ، وَأَمَرَ بِالتَّوْبَةِ.
وَأَنَا أُحِبُّ لِلنَّاسِ أَنْ يُصَلِّيَ كُلُّ رَجُلٍ مِنْهُمْ مُنْفَرِدًا عِنْدَ الظُّلْمَةِ وَالزَّلْزَلَةِ وَشِدَّةِ الرِّيحِ وَالْخَسْفِ وَانْتِشَارِ النُّجُومِ وَغَيْرِ ذَلِكَ مِنَ الْآيَاتِ...))
السنن المأثورة ج: ١ ص:١٤٤
(... Ömer ra zamanında medinede deprem oldu, onun namaz kıldığını bilmiyoruz ama kesinlikle insanları: sadaka vermeye teşvik eden ve tevbeyi emrettiği bir konuşma yaptı.
İnsanların; gündüz oluşan karanlıkta, deprem olduğu zamanda, şiddetli kasırga ve rüzgarda, toprak kayması kara batmasında, yıldızların yayılmasında ve diğer ayetlerden biri olduğunda, herkesin kendi başına namaza durması bana en sevimli olandır.
Es-Sünen El-mesûr c.1 s.144
Ay tutulması, güneş tutulması, deprem ve diğer semavi ve arazi afetlerde ne yapmamız gerektiği bize bildiriliyor:
1 ) Sadaka vermek,
2 ) Namaza durmak,
3 ) Tevbe etmek,
4 ) Orada yapılan kötülüklere engel olmak,
5 ) O afet açılana kadar Allah cc’ duada kalmak,
6 ) Afetler kalkana kadar cemaatle kılınan bütün namazlarda kunut yapılır. Vb.
Yani mesajı aldığımızı, uyarıyı anladığımızı ifade edecek, Allah cc nün öfkesini ve ğadabını dindirecek toplu tevbeler yaparak, meydanlarda toplu namazlar kılarak, kurbanlar kesip fakir ve yetimler doyurarak toplumsal bir uyanış ortaya koymamız gerekir. Yapmamız gerekenler bunlardır. Rasulüllah sas in emrine Reşit Halifelerimiz ra emrine ve sahabelerin emrine uymak, onlara en güzel şekilde tabi olmak bir müslüman olarak boynumuzun borcudur.
وَقَدْ رَوَى الْبَصْرِيُّونِ، أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ، صَلَّى بِهِمْ فِي زَلْزَلَةٍ.
Basralılar; depremde İbni Abbas ra ın kendilerine namaz kıldırdığını rivayet ettiler.
رُوِي عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ، أَنَّهُ قَالَ: «إِذَا سَمِعْتُمْ هَادًّا، مِنَ السَّمَاءِ فَافْزَعُوا إِلَى الصَّلَاةِ»
المكتبة الشاملة: معرفة السنن و الآثار
İbni Mesud ra muhakkakki (( gökten böyle ayet işittiğiniz zaman hemen namaza koşun.)) dedi. Şamil Mektebesi: Marifetüssünen vel-Êsêr.
Yukardaki naklettiğimiz delillerden şu sonuçlara vara biliriz:
1 ) Güneş ve Ay tutulması olunca müslümanlar hemen namaza koşmalı,
2 ) Tevbe edip zikir ve dua etmeli,
3 ) Güneş tutulmasında cemeatle namaz kılmak ve açılana kadar dua ve zikirde bulunmak,
4 ) Ay tutulmasında namazı herkezin kendi kılması ve zikir ile meşğul olmak,
5 ) Deprem olunca hemen namaza koşmak, tevbe edib bol sadaka vermek,
6 ) Şiddetli rüzgar ve tusinamilerde ve güpe gündüz havanın kararmasında hemen namaza durub dua etmek, zikir ve tevbe etmek,
7 ) Şiddetli yağmur ve doluda namaz, istiğfar, tevbe ve dua ile Allaha yalvarmak,
8 ) Savaş ve iç savaş olduğu zamanlarda, tevbe edib sadaka vererek istiğfarı çoğaltıp Allah cc tedarru için de:
Yukardaki belalardan kurtulana kadar yalvarmaya devam etmek.
Urve ibniz-Zübeyr ra, Medineden bugünkü evinin olduğu akik vadisi kenarına taşınıyor. Neden taşındığı sorulunca, Medinede büyük günahların yayılmaya başladığını ve bundan dolayı deprem olma korkusu olduğunu ve bu sebeble medineden kaçtığını söylüyor. Medinede Urve mescidi, Urve sarayı ve Urve kuyusu olarak bilinen bir mıntıkadır. Urve ra, Aişe ra anamuzın yeğeni Ebu Bekir ra da torunudur. Zalim Hacca karşı Mekkeyi savunan Yezide beyat etmeyen Abdullah ibniz-Zübeyr ra ın kardeşidir.
DEPREM VE BENZERİ SEMAVİ VE ARAZİ AFETLERİN GETİRDİĞİ İMANİ TEHLİKELER
Depremi, dünyamızın büyük patlama ile oluştuğu ve mağmasındaki devam eden soğumalardan çıkan gazların sıkışması sonucu onların toprak katmanlarının en zayıf bölgelerinden yer yüzüne çıkışı olarak tarif etmek öncelikle:
1 ) Dünyanın kendi kendine oluştuğunu söyleyenlerin ve böylece Darvin teorisini savunan tabiatçıların ve dehrilerin inancını kabullenmek demektir.
2 ) Allah cc den gelen bir ceza, uyarı ve tehdid olduğunu kabullenmemek demektir. Yani doğal fiziki ve belli periyotlarda fay hatlarından gelen bir şey, bunun Allah cc den bir ceza ile alakası yok demek tir.
3 ) Güneşin, dünyadan önce Nabula denen bir buluttaki patlaman oluştuğuna inanmak demektir. Bu konuda kurandaki kevni ayetlerde ve kevni hadislerde yaratılış düzenini inkar demektir. Yer yüzünün yani dünya gezegeninin göklerden önce yaratıldığında alimlerin ittifakı var çünkü ayetler böyle söylüyor. Güneş dördüncü kat semada yani dünya gezegeninden sonra yaratıldı demektir böylece bunun inkar etmiş oluyoruz.
Bu saydıklarımızın her biri imani konular ve bizim imanımızı bize hissettirmeden söküp alan konular. Müslümanlar uyanalım ve Allah cc nün gönderdiği uyarıları doğru anlayıp korkup ona dönelim. Toplu tevbeler edelim namazlar kılalım tedarru edelim.
Şu ayete kulak verelim:
Diyanet İşleri Başkanlığı: “İnsanlardan öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu eğlenceye almak için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır. İşte onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.” Lokman suresi 6 ayet.
Bu ayetin iniş sebebini okursak konuyu daha iyi anlıyacağız ve günümüze daha ışık tutacaktır.
Bilimcilik ve bilim insanları adı altında kuran ve sünnetin kainatın oluşumu ile ilgili anlatımlarına efsane, hikaye ve yanlış olduğuna inanılıyor, hocalar hacılarda aynı inançta, onları dinleyincede Nadır bin Harisin dinleyenler gibi İslamdan yüz çevirmiş oluyoruz, ayet ve hadislere kulak tıkamış oluyoruz, Allah cc ye ve Rasulüne değilde bu bitmelerin batıllarını doğru kabul etmiş oluyoruz. Böylecede imandan oluyoruz. Maazallah hafazanallah.
Nihat Çiftci Guddusi Hoca Kütübhanesi