Ekranda yeni bir rezalet daha
Fatmagül'ün Suçu Ne? isimli dizi yayınlandığı ilk günden itibaren olumsuz tepkilerle karşılaşmaya başladı. 3. sayfa haberi tecavüz renkli sayfalara taşındı
Televizyon kanalları dizilerinin daha çok izlenmesi için birbiriyle yarışırken, toplumsal değerler, aile yapısı yada çocukların ruh sağlığını ihmal edebiliyor.
Televizyon kanalları dizilerinin daha çok izlenmesi için birbiriyle yarışırken, toplumsal değerler, aile yapısı yada çocukların ruh sağlığını ihmal edebiliyor. Bunun son örneği "Fatmagül'ün Suçu Ne?" isimli televizyon dizisinde yaşandı.
Televizyon kanalları rakiplerinden öne geçmek ve daha çok reyting almak için her yolu serbest olarak görürken bu konuda en büyük desteği ise yayın grubuna bağlı gazetelerden alıyor. Bugün Doğan grubunun üç gazetesinde de bir tecavüz haberi yayınlandı. Ancak bu kez haber 3. sayfa yerine 2. yada arka sayfalarda idi. Kullanılan üslupta 3. sayfadakilerden oldukça farklıydı. Ne tecavüz kötüleniyordu ne de bu eylemi yapanlar. Çünkü haber "Fatmagül'ün Suçu Ne?" isimli televizyon dizisinin reklamı için yapılmıştı.
Haberde kullanılan dil, tarz ve fotoğraflar, filmin 80'li yıllarda çekilen Hülya Avşar'lı sahneyle yapılan karşılaştırmalar dikkate alındığında tecavüzün insanlık dışı olduğuna dair bir izlenim edinmek mümkün değil. "Bütün Türkiye ekran başına kilitlendi" tarzında yapılan haberlerde kullanılan başlıklar da bunu gösteriyor: "İşte o sahne", "İnternette rekor kırdı", "Tecavüz ekrana kilitledi"... 4 zengin, sarhoş ve uyuşturucu kullanmış genç, pek çok hayali olan fakir bir kıza tecavüz ediyor ve bu haber "İşte o sahne" başlığıyla veriliyor. Üstelik "İşte Beren'li tecavüz sahnesi" ve "İşte Hülya'lı tecavüz sahnesi" diye karşılaştırma yapılarak okura alternatif bile sunuluyor.
REYTİNG İÇİN HER ŞEY SERBEST
Reyting, dolayısıyla daha çok reklam ve daha çok para için yapılan yayınlardaki dozajın nasıl kaçtığıyla ilgili tek örnek tecavüze övgü haberleri değil elbette. Birkaç yıl önce yayınlandığı günlerde tüm zamanların seyirci rekorunun kırıldığı belirtilen "Binbir Gece" isimli dizinin reklamında da benzer bir yöntem izlenmişti. Çocuğu hasta olan bir kadın çocuğunun tedavi masrafı için patronuyla bir geceliğine birlikte olup 150 bin dolar almıştı. Bu gazetelerde haber konusu edilmiş, ünlülere "siz olsanız ne yapardınız" sorusu sorulmuştu. Kimi olumlu kimi olumsuz cevaplar vermiş ve konunun günlerce kalması sağlanmıştı. Tabiî ki dizide reyting patlaması yapmıştı.
Aşk-ı Memnu isimli dizide amcasının eşiyle birlikte olan bir adama övgü dizilmiş ve yine bir çok ünlüye "Siz olsanız yengenizle birlikte olur muydunuz?" sorusu iletilmişti.
Başka dizilerde de başka skandallara imza atılmıştı. Bu haberler çocukların da ulaşabileceği gazetelerde yayınlanmış yine çocukların izlediği saatlerde televizyon ekranlarında gösterilmişti. Peki bunun topluma yansıması nasıl oluyor?
Sorunun cevabı için uzağa gitmeye gerek yok. Aynı gazetelerin üçüncü sayfalarındaki haberleri okumak yeterli: "...tecavüz edip öldürdü", "...yaşındaki çocuğa taciz", "....yengesiyle kaçtı". Ve daha onlarca benzer haber, hem de her gün...