Elimizin Altında Bulunsun

İslam Düşünürleri ve Evrim ! Aşk Güneşe Benzer’i yazarken sadece 13.yy Selçuklu dönemini araştırmak yeterli olmamıştı. Gerçekten  muhteşem bulduğum ve bugünün de Osmanlı’nın da çok ilerisinde olduğunu her fırsatta söylediğim Selçuklu Medeniyetinin temellerini merak ettim.  Dolayısı ile düşünce, ilim ve edebiyat olarak daha gerisini , öncesini epeyce okumaya çalıştım . Beni şaşırtan epeyce sürpriz içinde Evrim teorisinin, İslam tarihinde Darwin’den bin küsür yıl önce ele alınmış ve işlenmiş olmasıydı. Hatta Batıda Darwini bu teoriyi Müslüman bilim adamlarından kopyalandığı için eleştiren yazılar vardı. İşin ne siyasi ne de bilimsel tartışma kısmına girmeden , bence herkesin bilmesi gereken özeti paylaşıyorum:

El-Cahız  (M.S. 761-898)

İslam düşüncesinde evrimleşme konusunu ciddi bir şekilde ilk işleyen kişilerden biri İslam felsefesi konusunda kitapları olan El-Cahız‘dır. Kitab el-Hayavan (Hayvanlar Kitabı), 350’den fazla hayvan türünü şiirsel anlatım, anekdotlar ve atasözleri ile açıklayan ve tanımlayan ansiklopedik bir eserdir.

Kitapta el-Câhiz doğal çevrenin hayvanlar üzerindeki etkisinden söz etmiş ve evrim kuramından bahsetmiştir. Böylece bilim tarihinde bu kavramdan bahseden ilk kişi olmuştur.

İbn Miskeveyh  (M.S. 940-1030)

 Müslüman filozof İbn Miskeveyh ise evrimi felsefi açıdan ele almıştır. İbn Miskeveyh, ‘el-Fevzü’l-Asgar’ adlı eserinde evrimleşmeyi, Darwin’den tam 850 yıl önce incelediği  ve Darwin’in vardığı sonuçlara daha o zamandan vardığı bilinmektedir.

İbn Miskeveyh’e göre; Yüksek alemden inen nefs (ruh) çeşitli dünya varlıklarında kendini göstere göstere tekamül etmiş, nihayet insanlık mertebesine gelmiştir. Ruh bitkiden sürüngen hayvanlara, oradan maymunlara ve insanlık mertebesine kadar yükselmiştir. ( el Fevzü’l-Asgar, s.76-83)

Mevlana Celaleddin-i Rumi (1206/1273)

‘Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.

Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.

Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.

Öyleyse ölümden korkmak niye?

Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,

Ya da alçaldığım görüldü mü?

Bir gün insan olarak ölüp,

ışıktan bir yaratık,

rüyaların meleği olacağım.

Fakat yolum devam edecek,

Allah?tan başka her şey kaybolacak.

Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım.

Yıldızların üstünde bir yıldız olup,

Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım…’

Gibi şiirlerinde Mevlana’nın Evrim’den bahs ettiği düşünülüyor .

Erzurumlu İbrahim Hakkı   (1809-1882)

Marifetname  (s. 31-33) evrim hakkındaki görüşleri: Varın yok olması, yoğun var olması mümkün değildir. Var daima var, yok da daima yoktur. Fakat var, bir mertebeden diğer mertebeye, bir halden diğer hale geçebilir. Allah’ın emriyle felekler ve yıldızlar hareket edip dört unsur (eleman), istihale (evrim) ile birbirine karışmış, unsurların izdivacından (karışımından) önce madenler, ondan bitkiler, ondan hayvanlar vücuda gelmiş ve hayvan kemalini bulunca insan meydana gelmiştir.

Madenlerle bitkiler arasında ara varlık mercandır, bitkilerle hayvanlar arasında ara varlık hurmadır, hayvanlarla insanlar arasında ara varlık maymundur. Zira cümle azası, kıl ve kuyruktan başka içi dışı insana benzer. Aracıların varlığının hikmeti şudur ki, her biri kendi mertebesinin aşağısından en yükseğine vasıl olup varlıklar mertebesi bir düzenle sıralanıp insan mertebesinde son bulur. Gaye, devr-ü zemanın tetimmesi (yaratıkları dolaşan nefsin, olgunluğun doruğu olan başlangıç noktasına varması), cihanın özü olan insanın meydana gelmesidir. İşte bu mertebede ahlaken yükselip Tanrı huylarıyla vasıflanan kişi, marifet kemaline erip küllî (bütünsel) akla kavuşmuş ve bu mertebede varlık dairesi birleşip tamamlanmıştır. Onun iptidası (o dairenin başlangıcı) akl-ı evvel (ilk akıl), sonu da insan-ı kâmildir .

Darwin’in evrim teorisi ile İslam düşüncesindeki evrimin farkını kısaca ; Darwin evrimi, doğal seçilim, uyum sağlama ve tesadüfler gibi etmenlere bağlarken, İslam düşüncesindeki evrimciler, tüm bu süreci Allah’ın yarattığını söyler.

Ateizm’in ünlü savunucusu Richard Dawkins ile atışmaları pek meşhur olan John Lennox’un ‘Aramızda Kalsın Tanrı Var’ isimli kitabında evrim teorisinin Allah’ın gerekliliğini ortadan kaldırmadığını, bilakis Tanrı olmadan evrimin olmayacağını anlatıyormuş ben okumadım ama alanla ilgili olanlara tavsiye ediliyor.

Aslında tarihi belgeler Darwin ve dedesi Erasmus Darwin’in evrim konusunda, kendilerinden yüzyıllar önce yaşayan islam bilginlerinin eserlerinden etkilendiğini gösteriyor.

John William Draper, The Conflict Between Religion and Science adlı kitabında evrim teorisinin batı kökenli olduğu varsayımını reddediyor. Evrim teorisinin Müslüman okullarında yüzyıllar önce okutulduğunu ve hatta Müslümanların evrimi çok daha geniş kapsamlı düşündüklerini, minarelleri ve inorganik maddeleri bile evrim olayına dahil ettiklerini tartışıyor.

Konuyu çok daha geniş kapsamlı incelemek mümkün .Örneğin, sosyolog tarihçi İbni Haldun ünlü Makaddime’sinde minerallerden başlayan bir evrimi savunur. Minareller evrimleşerek çekirdekli ve çekirdeksiz bitkiler oluştururlar. Bitkiler hurma ağacı ve asma ile zirveye ulaşıp hayvanların ilk evresi olan salyangoz, kabuklu deniz hayvanlarıyla gelişir. Çeşitlenerek artan hayvanlar yaratılışın yavaş işleyen evreleşmesi sonunda bilinç sahibi ve düşünme yeteneğine sahip olan insana dönüşüp zirveye ulaşıyor. İ.Haldun’a göre de insanlığın ilk evresine maymunlardan erişiliyor. İbni Haldun evrim olayını bilimsel bir dil kullanarak anlatıyor ve varlığın aslınının (yani genetik yapısının) çeşitli değişikliklerden (mütasyonlardan) geçerek bir cinsten diğer bir cinse evrimin gerçekleştiğini savunuyor. Ortaçağ’da dünyanın bilim meşalesini ellerinde tutan Müslüman bilimadamlarının evrimi ilahi bir sistem olarak kabul etmekte hiçbir çekinceleri olmamış. Örneğin, İbni Haldun insan cinsinin kökeni hakkındaki bir paragraftan sonra Allah’ın sünnetinin (yasasının) değişmeyeceğini bildiren bir ayeti anımsatıyor.

Bunlara ek olarak, batıda Alhazen olarak bilinen ünlü optik bilimcisi Muhammed el-Heysam (965-1039) optik bilimini incelediği Kitab-al Menazir adlı eserinde insanların mineraller, bitkiler, hayvanlar ile süren evrelerin bir sonucu olarak yaratıldığını savunur. İbni Arabi (1165-1240), Celaleddin Rumi (1207-1273) gibi ünlü düşünürler de evrim teorisini olağan temel bilgi gibi kullanırlar. Geolog El-Biruni (973-1048) Kitab el-Jamahir adlı eserinde insanlığın basit organizmaların doğal ayıklama yoluyla uzun yıllar süren  evreden evreye gelişimleri sonucu oluştuğunu tartışır.

Yukarıdaki bilgilerin çoğu tatilde olduğumdan kendi notlarıma bakamadan aklımda kalanlar ile internetten yaptığım kısa bir derleme . Eğitim politikamız için söylenecek çok şey var .Ama istedim ki bir yere not edelim , düşünürken konuşurken yazarken elimizin altında bulunsun.Okuyanlar okumayanlara anlatsın .

Şems-i Tebrizinin deyimi ile :

Başımıza ne geldiyse, kör taklitçi, kuru davacı,  düzenbazların yüzünden geldi.

Evet evrim teorisi bir zamanlar yaratılış karşıtı görüş olarak dayatıldı.Benim de dayatmacı ateist hocalarım vardı.Yeri gelirse yazarım. Ama dayatmacıların yaptığını yapmak ilerileme değildir . İyi niyetli isek körü körüne taklittir kuru davacılıktır.Kötü niyetlileri ise izaha lüzum yok bir nesilin geleceğine kast edicilerdir…

Cumanız Kutlu Olsun

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum