Ahmet Ünver
Erdoğan Gitsin diyen; Kimler?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 100 yıl önce vermiş olduğu Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Zaferlerinden sonraki süreçte, bugün Varlığı ve Bekası adına çok büyük bir saldırı ve kuşatma operasyonlarının yoğun olarak yaşandığı bir dönemdeyiz. Peki, millet olarak tüm bu olanların farkında mıyız? Hiç zannetmiyorum! Halen oyunda ve oynaştayız! Yoksa Millet olarak bu saldırıları basite mi indirgiyoruz? Bölgemizde dün parçalanan devletlerde ki vatandaşlar da aynen bizim bugün yaşamakta olduğumuz saldırı ve kuşatma girişimlerini de çok hafife almışlardı. Sonuç ne mi oldu? Devletleri parçalanmış, milletleri dağılmış, namusları kirlenmiş ve ayaklar altına alınmış bir durumdalar! Bu asil millete, Anadolu topraklarını da mezar etmek için içeriden ve dışarıdan çok büyük bir saldırı ve kuşatma altında bulunuyoruz. Peki, Neler yapmalıyız? Bu kuşatmayı nasıl bertaraf edebiliriz? Devlet ve millet olarak, tüm etnik ve dini farklılıklarımızla ancak ve ancak bir ve beraber olabilirsek bu saldırıları çok büyük yaralar almadan kurtulabiliriz. Aksi halde bizi parçalamak için her türlü girişim ve planlar hazırlanmakta olan, küresel güçler ve içimizdeki taşeron - işbirlikçileri ile birlikte hedeflerine ulaşabileceklerdir!
Yazımızın başlığına tekrar dönecek olursak; Erdoğan gitsin diyen ve Erdoğan'sız bir TÜRKİYE hayali kuran, içeriden ve dışarıdakiler kimler? Kabaca bir bakalım! Bölgemiz ve ülkemiz üzerinde hesabı – kitabı olan tüm küresel güçler, yine küresel güçlerin bölgemizde kurdukları ve sınırlarımıza da yerleştirdikleri taşeron – vekalet – vesayet terör örgütleri ve içimizde yine kendilerinin kurduğu, semirtip devletin en üst makamlarına da getirdikleri taşeron ve işbirlikçiler. Dışarıdan gitsin diyenler, denetim ve kontrolleri altına alamadıkları, söz dinlemeyen bir Türkiye’den çok rahatsız olan tüm küresel güçler ve onlara da payanda irili ufaklı devletçikler. Daha dün bölgemizde parçalanan devletlerin liderlerini de yönetemedikleri ve söz geçiremedikleri başkanlarına aynı odaklar dikdatör ve faşist demiyorlar mıydı? İçeriden de çok kolay bir şekilde destekçi ve yandaşlar bulabiliyorlardı. Nasıl oluyordu tüm bunlar? Bu insanlara neler vaat ediyorlardı tüm bu odaklar ve güçler, devlet ve milletlerinin aleyhine olabilecek girişimlerde bulunabiliyorlardı? İnsanın aklı almıyor, tabii ki, tüm bu gelişmeleri, yaşananları ve yapılanları!
Geçtiğimiz yıllarda Avrupalı bir devlet başkanı neler zırvalıyordu, hatırlamayanız da yoktur! Avrupa devletleri ve liderleri olarak dönemin Başbakanı ile anlaştık, Erdoğan sözlerimizi dinlemiyor, bu sebeplerden dolayı da muhatabımız değil diyebiliyordu! Nasıl yani anlamadım? Bir devletin seçilmiş Cumhurbaşkanını muhatap almayacaksınız da, kimi muhatap almayı düşünüyordunuz ki? Yoksa burası hala sizin gözünüzde bir kabile devleti midir? Sizler alışıksınız bu kabile başkanları ile iş bitirmeye; bölgeyi dizayn etmeye ve emperyal hedefleriniz doğrultusunda da kan gölüne de çevirmeye!
Daha dün, ABD Başkanı Trump’ın seçim dönemindeki başdanışmanı neler diyor, bir bakalım! Erdoğan’ın başkanı olduğu Türkiye’yi okuyamıyoruz, onun için özellikle de Ortadoğu ve Dünya üzerinde ki çıkarlarımız açısından en tehlikeli ülke Erdoğan’ın başında bulunduğu Türkiye’dir, diyor! Nasıl?! Ne anladınız, şimdi bu cümleden? Anladın mı şimdi neden gitsin dediklerini Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı? Adam diyor ki; Önceden çok kolay bir şekilde Türkiye’nin neler yapabileceğini, hatta neler düşündüğünü dahi bizler içerideki adamlarımız maharetiyle çok kolay bir şekilde öğrenebiliyor, önlem alabiliyor ve gerekli cevapları da verebiliyorduk mu demek istiyor ki? Şimdi böyle bir durum yok! Bu durum özellikle de bölgedeki çıkarlarımız zaviyesinden bizleri oldukça rahatsız ediyor mu demek istiyor ki!
Erdoğan gitsin diyen ve Erdoğan'sız bir TÜRKİYE hedefi olan koro, bu günlerde ekonomik ve mali olarak da saldırıya geçmiştir. Bankalar ve para üzerinden vatandaşlarımızı devletine karşı bir kışkırtma girişimleri devam etmektedir. Neden mi yapacaklar? Vatandaşlarımız da bir umutsuzluk, karamsarlık oluşturmak ve aşılamak için, yapacaklar tüm bunları! Başarılı olabilirler mi? Hiç zannetmiyorum! Fakat yine de deneyecekler ve gelecekler! Ellerinin altında bulunan tüm enstrümanları deneyecekler! Ne için? Kontrol, denetim, yönetim ve söz dinleyen bir Türkiye ve başkanı karşılarına çıkıncaya kadar! Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın içeride ve dışarıda oluşturmaya çalıştıkları Erdoğan ekolü ve tüm gönül coğrafyamızdaki girişimleri, yatırımlar ve yaptıkları yakalan ivmedeki; BİRLİK – BERABERLİK ve KARDEŞLİK ruhu ile tüm küresel güçler ve işbirlikçileri umduklarına, planlamalarına ve hedeflerine asla ulaşamayacak ve başarılı da olamayacaklardır.