Erdoğan için atılan bu sloganın şifresi...

Erdoğan için atılan bu sloganın şifresi...

Başbakan Erdoğan'ın Lübnan ziyaretinde gördüğü ilgi ve atılan sloganlar tüm dünyada büyük yankı uyandırdı.

Başbakan Erdoğan'ın Lübnan ziyaretinde gördüğü ilgi ve atılan sloganlar tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Ancak Beyrut'ta atılan bu slogan gizli bir anlam taşıyordu... "Müslümanlar “Allahuekber” derken biraz da “Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allah’ı var” demek isterler. Beyrut’ta atılan “Allahuekber Türkiye” sloganında gizli bir anlam vardı..."

Erdoğan'ın Lübnan ziyareti sırasında atılan bu sloganın gizli anlamını Taraf yazarı Hilal Kaplan yazdı...

Hilal Kaplan/ Taraf

Dün Taraf’a Lübnan gezisiyle ilgili ilk izlenimleri aktardıktan sonra esas gezi başlamış oldu aslında. İlk olarak helikopterlere binip Akkar bölgesindeki Kwachra beldesine doğru hareket ettik. Beldeye yaklaştığımızda çatılara çıkıp ellerinde Türkiye bayraklarıyla gelmekte olan heyeti ve aslında özellikle Erdoğan’ı coşkuyla karşılayan halkla karşılaştık. Helikopterden inip toz dumanın içinden çıktığımızdaysa alanda bizi karşılamaya gelen yüzlerce insanın olduğunu görecektik. Dikkatimi çeken pankartlardan birinde “Hepimiz Adalet ve Kalkınma Partisiyiz, Hepimiz Erdoğan’ın Türkiyesiyleyiz” yazıyordu. Ulusal marşların dinlenmesinden sonra Akkar Belediye Başkanı söz aldı ve Erdoğan’a oldukça öven sözler söyledi. İlk defa Lübnanlı olmayan bir devlet adamını ağırlayan belde insanları oldukça coşkuluydu. İşin doğrusu Erdoğan’a ev sahipliği yapan Başbakan Saad Hariri’den çok Erdoğan’a karşı büyük bir coşku mevcuttu. Bu yüzden gazeteciler arasında sıklıkla yapılan esprilerin birisi de Erdoğan’ın isterse burada da başkan adayı olabileceğiydi.

Kalabalık öyle çeşitliydi ki. Envai şekillerde başını örtmüş kadınlar, başı açık kadınlar, Hıristiyan din adamları, Müslüman din adamları, Hizbullah bayrağı taşıyanlar, elinde tespih olduğu halde yumruğunu havaya kaldırıp slogan atan yaşlı amcalar... Erdoğan sözlerini “İsrail hükümetini hatalarından dönmeye, özür dilemeye ve barışa gelmeye davet ediyoruz” diye bağladığındaysa ağızlarda tek bir slogan vardı: “Allahuekber Türkiye!”

Bu slogan beni derinden etkiledi. Malumunuz Müslümanlar “Büyüklük Allah’a mahsustur” derken biraz da “Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allah’ı var” demek isterler. Bu minvalde “Allahuekber Türkiye” sloganında “Mazlumları önce Allah’a sonra Türkiye’ye emanet ediyoruz” gibi bir anlam gizli sanki. Belki o anki duygusallığımdan bu çağrışıma ulaşmış olabilirim, bilmiyorum. Bildiğim, o kalabalığın Türkiye’ye bizim genelde ülkemize yüklediğimizden çok daha büyük ve ağır anlamlar yüklediğiydi...


“Çok cesur bir adam”

Bu duygu selinin ardından tekrar helikopterlere bindik. Artık Lübnan’a akşamın hüznü ve ağırlığı çökmüştü. Yukarıdan ışık huzmelerinden müteşekkil bir renk selini andıran Lübnan’ı seyrederek Aidamon beldesine vardık. Burada Türkiye devleti tarafından yaptırılarak Lübnan’a bağışlanan bir ilköğretim okulunun açılışına katıldık. Bu seferki kitle ilkinden de coşkulu ve kalabalıktı. Erdoğan alana varmadan İngilizce bilen bir Lübnanlı kız kardeşimin yardımıyla alandaki Hıristiyan ve Müslüman cemaatinin temsilcileriyle görüştüm. Ortodoks cemaatinin başındaki rahip Elias Schrib’e Erdoğan’ı sorduğumda söylediği ilk sözler “çok cesur bir adam” oldu. Lübnanlıların, Filistinlilerin problemleriyle ilgilenen, komşularla sorunları gideren bir kahraman olarak tanımladı Erdoğan’ı. Eklemek istediği bir şey olup olmadığını sorduğumdaysa “Erdoğan güçlü durmanın sembolü. Onu tüm kalbimizle seviyoruz” diyerek şöyle dua etti: “Tanrı’dan ona yardım etmesini diliyorum çünkü O herkese yardım ediyor.” Bölgedeki Al Qura Camisi’nin imamı Abdulhak Zekeriya’nın görüşü de aynıydı.

Beyrut’taki Boğaziçi
Beyrut’u gece vakti kuşbakışı izlerken bir an Boğaziçi’ne bakıyormuşum gibi hissettim. Nedense bende İstanbul’un hissettirdiklerine çok yakın bir his uyandırdı. Belki İstanbul gibi yaralı, onun gibi tarihî bir kıyı kenti oluşundandır, emin değilim. Her ne sebeple olursa olsun fırsat bulunca bu şehre mutlaka gelmeli, buradaki boynu bükük güzelliği gözlerinizle görmelisiniz derim.

Bu satırları sabah üçte sahil şeridine bakan odamın balkonunda yazıyorum. Fonda sadece ateş böceklerinin sesleri var. Kıyı şeridi büyülü bir diyar gibi görünüyor. Işıl ışıl, hiç uyumayan, insanın kulağına mütemadiyen ilhamlar fısıldayan bir şehir Beyrut... Duymalısınız