Erdoğan'a etmedik hakaret bırakmadı
Taraf'ın tepe ismi Ahmet Altan kendisini küstahlıkla suçlayan Başbakan Erdoğan için 'zavallı Başbakan’ın aklı iyice karışmış' ifadelerini kullandı
Başbakan Erdoğan ile Taraf bir kez daha karşı karşıya. Gölge CIA olarak bilinen istihbarat şirketi çalışanlarının e-mail yazışmalarını yayınlayan Taraf, iktidarın öfkesini üzerine çekti.
"Doktorları Erdoğan'a iki yıl ömür biçti" şeklindeki manşete kızan Erdoğan, dün "Söylentilere kanıp bize ömür biçenler, cüretkar oldukları kadar büyük de bir küstahlık içindedir. Bu söylentileri manşetlerine taşıyanlar da, bu mihrakların taşeronluğunu yapanlar da aynı şekilde büyük bir küstahlığın içindedir" diyerek Taraf'ı eleştirmişti.
Taraf gazetesi adına cevap Genel Yayın Yönetmeni Altan'dan geldi. Sert sözlere aynı şekilde karşılık veren Altan, Stratfor'un haber kaynağının Başbakan'ın başdanışmanı olduğunu yazdı.
ERDOĞAN'IN YAKININDAKİ STRATFOR'UN HABER KAYNAĞI KİM?
(...)Başbakan Erdoğan’ın, acemi garson çırağı gibi tablasındaki polemik sözcüklerini avuçlayıp âdapsız, usulsüz masaya fırlatması beni bazen öfkelendiriyor, bazen de onun bağırış çağırışlarına bakınca hiddetle olduğu yerde tepinen küçük bir oğlan çocuğunu izliyor duygusuna kapılıp gülümsüyorum.
Dün gene bizim gazeteyle ilgili izandan pek nasibini alamamış bazı laflar söylemiş.
Bizim bir gün önceki manşete ertesi gün tepki göstermesi gazeteleri pek de iyi izleyemediğini gösteriyor, basın danışmanları daha iyi çalışırlarsa adamcağız da sövmek istediğinde öyle eski zamandaki kara trenler gibi istasyona rötarlı girmez.
Bir de, Stratfor’un gizli raporlarını yayımladığımız için bizim gazete hakkında söylediği “müzik kutusu” lafı var.
Zavallı Başbakan’ın aklı iyice karışmış.
O Stratfor’un Türkiye’deki “ortağı” Başbakan’ın yakın akrabalarının yönetimindeki gazete, o Stratfor’un en önemli haber kaynağı Başbakan’ın başdanışmanı.
Başbakan dört bir koldan sarılmış, Stratfor burnunun dibine girmiş.
Ve Stratfor “müzik kutusuna” parayı atınca o müzik başka yerde değil Başbakan’ın odasında çalıyor.
Arada bir, mesela Türkiye’de gazete almak istediğini söyleyen Murdoch’la konuşurken, kulağına bir müzik sesi gelir de oturduğu yerde hafif hafif kıpırdanmaya koyulursa, anlasın ki yanındaki müzik kutularından birine yeni bir “jeton” atılmış, o jetonun başlattığı müzikle kıpırdanıyor.
Kendi polisine sahip olamayan, yönettiği ülkenin ordusunun Uludere’de yaptıklarını açıklayamayan, başdanışmanlarının ilişkilerinden haberi bulunmayan, “yakını” gazetelerin “gayrı resmî istihbarat örgütleriyle” gizli ortaklıklarını başka gazetelerden öğrenen biçare bir başbakandan söz ediyoruz neticede.
SEN ONA BUNA LAF YETİŞTİRECEĞİNE
Onun etrafında kutu da çok, jeton da.
Bence böyle polemiklerden uzak dursun, onun altından kalkabileceği işler değil bunlar, “sen ona buna laf yetiştireceğine önce etrafına sahip ol” derler adama."
Daha sonra sözü Erdoğan'ın sağlığına getiren Altan, spekülasyonları şeffaflıktan uzak olmaya bağladı ve benzer konularda Batılı ülkelerin tavrını örnek gösterdi.
ALATURKALIK
(...)Herhangi bir insanın sağlık durumu onun “özel” hayatıdır, öyle paldır küldür o konuya giremezsiniz ama bir başbakanın sağlığı “özel bir konu” değildir.
Dün dünyadaki birçok gazete Erdoğan’ın sağlığıyla ilgili haberleri ve Stratfor’un iddialarını sayfalarına almıştı.
Stratfor’un yazdıklarından çok daha ayrıntılı ve kapsamlı raporların yeryüzünün bütün devletlerinin dosyasında yer aldığını tahmin etmek de güç değil.
Devlet yöneticilerinin sağlığı bütün toplumu ilgilendirir.
Bizim “muz cumhuriyeti” diye küçümsemeye heveslendiğimiz Latin Amerika’da devlet yöneticileri hastalıklarını derhal açıkladılar halklarına.
Amerika’da başkanın check-up sonuçları, tansiyonunun ne olduğuna kadar kamuoyuna açıklanır.
Bu işler bizde olduğu gibi “alaturka bir laubalilikle” ele alınmaz.
Eğer ortada ne hastalıkla, ne hastalığın gelişimiyle ilgili ciddi ve resmî açıklamalar olmazsa, çeşitli söylentiler kaçınılmaz bir biçimde ortalara dökülür."