Esra Elönü şeriat istedi!

Esra Elönü şeriat istedi!

Kayseri'de 3 çocuğun vahşice öldürülmesine en sert tepkiyi muhafazakar kesimin aykırı yazarı Esra Elönü gösterdi.

Kayserili üç çocuğun vahşice öldürüldüğünün ortaya çıkmasının ardından Ankara idam cezasının geri getirilmesini tartışmaya açarken, yazarlar da bu vahşet karşısında en ağır yazılarını kaleme alıyor.

Olaya en sert tepkiyi gösterenlerden biri de muhafazakar kesimin aykırı kalemlerinden Esra Elönü oldu. Haber7 yazarı Elönü, 'Şeriatın kestiği sapığa acımayacaksın' başlıklı yazısında, 3 çocuğun katilinin cezasının kanunlara bırakılmamasını isteyerek, "Yahu bırakın cezasını kanun versin demeyi… Hukukun dilini damağını kurutan bu adamlar Şeriatla yargılanmalı... Üç odaya alacaksın üç odada vicdanını deşeceksin üç odada ayrı ayrı Azrail ile boğuşturacaksın... Benim adaletim budur…" dedi.

İşte Esra Elönü'nün her satırına çığlık yerleştirdiği o yazısı...

Şeirat'ın kestiği sapığa acımayacaksın!

Kanunmuş yasaymış cezaymış geç bunları... Bu adamı o çocukların bir daha uyuyamadığı yatağın soğuğuyla yıkayacaksın... O çocukların son söylediği şarkı bu adamın salası olacak..

Kaddafi’nin diktatörlüğü değil Kayseri’nin parçalanan melekleri umurumda! Kimin hangi partiden aday olacağı değil evladının gömleğini gözyaşıyla eskiten annenin titreyişi umurumda..

Başbakanın kestane balı yiyerek zinde kaldığını ağzı kulaklarında sunan spiker hanımefendinin enerjik halleri değil, cennetin kapısına şeker toplamaya giden üç kefensiz kardeşi zinde tutmayan ölüm balı umurumda...

Tatlıses’in sahnelere dönüp dönmeyeceği değil evlerine dönemeyen masumların avuçları umurumda... Ünlülerin hangi aptal otuyla zayıfladıkları değil onların başından gölge çalan ağaçların şahit oldukları ölüm umurumda…

Yılın moda trendi değil elbiseleriyle toprağa saplanan çocukların masumiyetlerini vitrine koyacak cenazeler umurumda… Apaçi dansıyla uçuşa geçen anten adamlar değil bayram sabahı kaşığı sofrasında kalmış ve bedenleri yarım bırakılmış evlatlar umurumda…

Bakın bakalım hangi anne sırtında haber niteliği taşıyor kimin yükü ağır? Kimin gözyaşını döksen ateş olur tabut üstünde tüter... Zaaflarıyla rüya celladı olmuş bu sapıkları hangi cezayla yargılayacaksın… Hangi tarafını parçalarsan Türkan’ın saçları yeniden dalgalanır kapı kapı...

Yahu bırakın cezasını kanun versin demeyi… Hukukun dilini damağını kurutan bu adamlar Şeriatla yargılanmalı... Üç odaya alacaksın üç odada vicdanını deşeceksin üç odada ayrı ayrı Azrail ile boğuşturacaksın... Benim adaletim budur… Hoşgörü denen çizgifilm sağanağından nefret ediyorum! Bir babanın kucağında kalmış evlat kokusunu bu adama solutacaksın.

Evladının saçını ölümsüz toplayan annenin eliyle bu adamın vicdanını tokatlayacaksın… Şeriat budur! Kanunmuş yasaymış cezaymış geç bunları... Bu adamı o çocukların bir daha uyuyamadığı yatağın soğuğuyla yıkayacaksın... O çocukların son söylediği şarkı bu adamın salası olacak...

O çocukların son topladığı şekerleri eritip sıcağıyla gözlerine damlatacaksın… Ne o çok sadistçe öyle mi? Sana taş atana ekmek at geyiği öyle mi? Gidin ateş yiyen o evin babasına sorun ekmek mi taş, taş mı ekmek? Gidin o anneye sorun gözyaşı mı içmiş su mu? Gidin bulabilirseniz o çocuklara sorun bayram mı erken geldi ölüm mü?