Faşist 'Türk Solu' kin kustu

Faşist 'Türk Solu' kin kustu

Daha önceki ırkçı ve faşizan kapaklarıyla dikkatleri üzerine çeken 'Türk Solu' dergisi bu haftaki kapağında Dersim tartışmalarına yer verdi.

Tartışma süresince Dersim'de yaşananlarla ilgili hiç kimse 'Oh olsun, iyi olmuş' dememişti. Ancak unutulan bir cenah vardı.

O da Türk Solu dergisi. İçindeki faşizan zehri yine kusan derginin başyazısında 'Devletin tüm bu ayaklanmalardan edindiği ders, ayaklanan vatan hainlerinin, tüm soyu sopuyla yok edilmesi gerektiği, geriye "dedem dedem" diyecek tek bir hain dölünün bile sağ bırakılmaması gerektiğidir.' cümlelerine yer verildi.

İşte derginin başyazarı Gökçe Fırat'ın ırkçı o yazısı ve derginin o kapağı:

Dersimliler devletten özür dilesin!

Başbakan, devlet adına "Dersimliler"den özür diledi.

Başbakan özre başlayınca, bazı CHP'liler de özür dilemeye başladı.

Böyle olunca "özür dile" korosunun sesi daha yüksek çıkmaya başladı, tıpkı "Ermeniler'den özür diliyorum" kampanyasında olduğu gibi.

Hadi oradan diyoruz tüm bu koroya ve bu koronun tüm şakşakçılarına!

ASIL DERSİMLİLER DEVLETTEN ÖZÜR DİLESİN
Asıl Dersimliler devletten özür dilesin!

Madem ki Dersimliler dedelerinin mirasına sahip çıkıyorlar.

O halde dedelerinin bu devlete ve millete karşı işledikleri tüm suçların da mirasını üstlensinler..

Dersimlilerin dedeleri, Türk devletine isyan etmiş vatan hainleridir. Silahlanmışlar ve bu devleti yıkmak için ayaklanmışlardır.

Vatan hainlerinin torunları, dedelerinin hainlikleri için devletten özür dilesinler.

Dersimlilerin dedeleri, İngiliz ve Fransız devletlerinin ajanlığını yapmışlar, onlardan para ve silah almışlar, onların piyonu olmuşlardır.

Bu hainlik ve alçaklık için Dersimliler dedeleri adına özür dilesinler!

Dersimlilerin dedeleri, devletin askerini ve polisini öldürmüş, katletmişlerdir.

Öldürdükleri askerlerimiz ve polislerimiz için devletten özür dilesinler.

Aynı zamanda öldürdükleri asker ve polislerimizin torunlarından da özür dilemeliler.

YIKTIKLARI KÖPRÜLER OKULLAR İÇİN ÖZÜR DİLESİNLER
Dersimlilerin dedeleri, devletin köprüsünü, okulunu, tesislerini yakmış, yıkmış, harap etmişlerdir. Kamu malına verdikleri bu zararlar için devletten özür dilesinler.

Madem ki dedelerinin mirasçıları olduklarını iddia ediyorlar, o zaman devlet malına verilen zararın bedelini, gelsinler şimdi dedeleri adına devletimize ödesinler.

Evet, tazminat istiyoruz bu torunlardan, ayaklanmak öyle bedava değil, madem ki dedeleriniz verdi zararı, hadi o zaman ödeyin tazminatı.

Dersimlilerin torunları, "neden katletti devlet bizim dedemizi" diye devletten hesap sormaya kalkıyor. Soykırımdan bahsediyor utanmadan.
Bu olsa olsa ayrı bir soysuzluk ve yüzsüzlüktür.

Gidin dedenizden sorun hesabı; neden İngiliz'in Fransız'ın parasıyla, silahıyla ayaklanmışlar devlete karşı!

Gören de dedeleri uslu uslu otururken gitti devlet bombaladı sanacak.

Sizin dedeleriniz, tıpkı şimdiki PKK'lı hainler gibi devlete karşı silahla ayaklanmışlardı ve elbette devletimiz de onları silahla yok etti!

Ne yapsaydı yani, tabi gelin ülkeyi bölün mü deseydi!

Devlet, teröristi, ayaklanmacıyı, haini, alçağı, namussuzu yok etmek için vardır.

Evet, devletin bu unsurları yok etme hakkı vardır.

İyi de yapmıştır. Hatta az bile yapmıştır.

BİZİM DİLEYECEK ÖZRÜMÜZ YOK
Devletin tüm bu ayaklanmalardan edindiği ders, ayaklanan vatan hainlerinin, tüm soyu sopuyla yokedilmesi gerektiği, geriye "dedem dedem" diyecek tek bir hain dölünün bile sağ bırakılmaması gerektiğidir.

İşte geride kalan döller, aynı hainliğe nasıl da devam ediyorlar görüyoruz. Ama tüm bu yalanla, ihanetle örülü özür kampanyanız boşuna.

Bizim dileyecek özrümüz yok.

En fazla şehit edilen askerlerimizden özür dileriz; bunların tümünü yok edemediğimiz için.

ONLARI DEDELERİNİN YANINA GÖNDERECEĞİZ
Hain ve isyancı dedelerinin izinden gidenler, o hainlerin, alçakların devamcısı olan içimizdeki Dersimliler eğer dördüncü Dersim isyanını başlattıklarını düşünüyor ve kendilerine güveniyorlarsa, hiç üzülmesinler onlar da dedelerinin yanına gidecekler demektir!

Bizler de Dersim'i bastıran Atatürk'ün, Sabiha Gökçen'in torunlarıyız, onların izinden gidiyoruz...

Ama tek bir farkla:

Bizden Atatürk kadar yumuşak tavır beklemeyin...