Seyit Küçükbezirci

Seyit Küçükbezirci

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Fazıl Hüsnü Dağlarca ile Mevlana'da olmak / gezi

Büyük harflerle yazmalıyız, adını: FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA. Anne tarafından öz Konyalı Kadriye Hanım'ı n oğlu. "Yaşayan Türkçe'nin en büyük şairi…

Gazi Alemşah Mahallesi, yani 'Arapoğlu Makası", Kadı Mürsel Camii’nin hemen arkası, Fazıl Hüsnü'nün annesinin evi. “Türk şiirinin devlerinden biri"nin çocuklu­ğu bu evde,   bu  sokaklarda  geçer.. Yani, Fazıl Hüsnü bu şehrin, bu sokakların çocuğu..

Fazıl Hüsnü mü? O da kim? diyenler çıkabilir. Biz hangi muhteşem değerimizin kıymetini bilebildik ki? Biz hangi muhteşem değerimizin farkındayız ki..

Büyük şair 1914 doğumlu;  94 yaşında, 15 Ekim 2008’de yitirdik O’nu…

1935’de başlayan şiir serüveni 73 yıl sürer.. 130 şiir kitabı, binlerce sayfada

binlerce şiir… Dünya kadar ödül; Amerika/Pittsburg'da,  uluslararası şiir formunda "En iyi Türk sairi" seçilir.

Alışılmadık bağdaştırmalar" kuran; yeni ve özgün benzetimler" yapan Fazıl Hüsnü

Dağlarca, "Garip bir gizemciliği, sezgicilik kadar içinde  barındırarak, görülmeyeni görür, söylenemeyeni söyler.. ‘Düşle gerçek, birbirine yakındır/ Düşler, güçlü düş­ler gerçek olur, er geç" der..

Fazıl Hüsnü Dağlarca “Eşyanın da bir doğası olduğunu; büyülü bir biçimde dillenebileceğini" yüzlerce şiirinde söyler..

GİZEMCİLİK VE SEZGİCİLİK ZİRVELERİNDE

Konyalı küçük Fazıl Hüsnü, Konya günlerini, yıllarını şöyle anlatır: ''Sokaklar evimdi. Evim,   sokaklardı. Demek istediğim evden çok sokaklarda yaşadığımdır. Kendi kendime karar verirdim. Altı yaşında bir turist gibi Konya'yı gezerdim. Hemen hemen her sokakta bulunan bir yatır, evliya kümbeti nedense beni çok ilgilendirirdi. Onlarla ya­kın bir akrabalık duyardım. Üzerlerinde yanan mumlar, kimi yarı, kimi küçülmüş, kimi bitmiş… Beni aydınlatırken başka çevrelerde olurdum. Evdeki yemek zamanını unutur­dum. O çocukluk beni bugün bile etkiler."

İlk çocuklukta, çocuk ruhunun okyanuslarında biriken hisler, gözlemler Dağlarca'da söylenmemiş şiir iklimleri oluşturacaktır. Konya'nın gizemli ikliminde, çocuklukta alınanlar,  şiirin ustası sayıldığı yaşlarda sağanak yağmurlar olarak yine Konya'da,1958'de " MEVLANA’DA OLMAK/ GEZİ” de sunulacaktır.

1958 yılının aralık ayında  Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın “Mevlana'da  Olmak/ Gezi" kitabı, Konya'da  Çağrı  Dergisi yayınlarının ilk kitabı  olarak  yayınlanır..

"Çağrı"nın isim babası Dağlarca'dır. Ünlü şair Feyzi  Halıcı, 1956’da aylık bir sanat  dergisi  yayınlamak ister.. Derginin yayın dünyasına doğmasının arifesin­de Meram'da Dağlarca ile buluşurlar. Feyzi  Halıcı, dergisine  isim aramaktadır.. Dağlarca; adı "Çağrı" olsun, der. Gerçektende adı "Çağrı" gibi; tüm Anadolu sanat­çılarının "Çağrı"sı  olur.. Çağrı, şimdilerde 55 yaşında; 617. sayısında ..

Sadece  Mevlana'yı ve Mevlâna'nın ikliminde "gezi"yi konu alan, gizemin binbir derinliğiyle dolu "Mevlâna'da Olmak/ Gezi" kitabına  geçmeden önce, şunların, sizin için, altını çizmek istiyorum,.

Çanakkale şehitlerini, Kurtuluş Savaşı savaşçılarını, Mustafa Kemal Atatürk'ü, Fatih Sultan Mehmet'i, Malazgirt’i Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan okumayanlar, gerçekten, büyük ziyan içinde.. Kutsal Savaşlar'ı, onların "Ulu Kişiler"ini Dağlarca'dan okumayanlar; ne derlerse desinler, tarihi kavrayamazlar…

130 şiir kitabı, bir "şiir okyanusu.. Şunlar da "Şiir Okyanusu"nun denizleri.. Şiiri seviyorsanız, Konyalı dev bir şairin muhteşem şiir dünyasından nasip al­mak istiyorsanız, bari şu kitapları bulup okuyun.. Çocuk ve Allah, Üç Şehitler Destanı, Delice Böcek, Toprak Ana   İstiklal  Savaşı-Samsun'dan Ankara’ya, İstiklal Savaşı-İnönüler, Sivaslı Karınca, İstanbul-Fetih Destanı, Malazgirt Ululaması..

MEVLANA’DA OLMAK/GEZİ; ÇOK AZ BİLİNEN GİZEMLİ KİTAP

Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Mevlana'da Olmak/ Gezi" kitabını Konya'da yayına baş­layan Çağrı Dergisi'nin ilk yıllarında, Konya'da yayınlanmasına izin vermesi gerçek­ten anlamlı.. "Konyalı" bir sairin "Konya'ya gönül borcu" olarak bakmak lazım bu davranışa. Çağrı'nın ilk filizinde, 55 yaşını sürdüren "Çağrı Çınarı"nın sezinlemesi var, bu tercihte..

Ünlü "Selçukya Şairi" Feyzi Halıcı'dan dinlediğime göre, Fazıl Hüsnü Dağlarca,

"Mevlana'da Olmak/Gezi" de yer alan 22 şiiri; yazmamış, söylemiş..  Şairler, aslında, şiir yazmaz, şiir söyler..

Şöyle de denilebilir mi, acaba? - Şiir, yazan "şair"dir; şiir söyleyen "Ozan"dır. Eski Konyalıların dilinde “Ozan, ozanlamak, çok kullanılırdı”

"Mevlana'da Olmak/Gezi" çok az kişi tarafından bilinen bir kitap.. Elli yıl saklamışım.. Hikmetinden sual olunmaz; bu aylarda, hep aklımda bu kitap; Fazıl

Hüsnü Dağlarca'nın ruhu mu arzu ediyor acaba?

Tek  renk, yeşil/beyaz kapaklı, cep kitabı boyutunda, 45 sayfa kitapta yer alan şiirlerin tümünü, sizin ve Türk şiiri üstüne araştırma yapanların görüşüne sunmayı çok isterdim.. Ama,   görüyorsunuz, yerimiz müsait değil. Kitapta n bir şiir sunarak yazıyı bitireceğim.. En büyük  dileğim; Konyalı şair Türkçe'nin altın şairlerinden biri Fazıl Hüsnü’nün aziz ruhuna, Onu anışımızın malûm olması..

38. SAYFADAN GÜN OLUĞU"  ŞİİRİ

Bir ışık üstünde gelir:

Sizi sevmekten uyandım gece yarısı

Sizi sevmekten ağladım.

Doğudan batıya

Batıdan

Doğu güneye

Savaş çizgileriyle kara toprak geçer

Konya'mız burası.

Güneyden

Kuzeye doğru

Güney doğudan

Kuzeye

Geçer,

Kara toprakta savaş çizgileri

Burası Konya'mız

Doğu kuzeyden

Batıya

Kuzeyden

Güney doğuya

Geçer savaş çizgilerinden kara toprağımız

Konya'mız burası

Batıca

Kuzeydi

Güneycek

Doğu

Yeryüzü yok olmuştu sanki

Kandan

Düşünceden

Savaş çizgilerinde kara toprağı karanlığın geçer

Burası Konya'mız.

Sizi sevmekle uyandım gece yarısı

Sizi sevmekle ağladım,

Gider bir ışık üstünde.

GELECEK PAZARTESİ; YİTİRDİĞİMİZ KUŞLA R, BAĞLA R, BOSTANLAR; OTLAR, ÇÖPLER

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum