yazar-8
Festivalin ardından
Gene bize “festivalin ardından” diye yazı yazmak düştü. Beyaz Kiraz Festivali öncesini bilmem, ama sonrası çok konuşuluyor.
Festivalle ilgili övgüler, eleştiriler, hepsi var. Pazartesi köşemdeki yazıma aldığım olumsuz tepkilerden bahsetmek gerekiyor.
Festivali anlatıyorum, başkanı övüyorsun diye tepki geliyor. Gazetecinin görevi hep aksaklık aramak mı, güzel olan kısımları yazamaz mı?
Festival alanında yapılan etkinliklerde benim her zaman söylediğim protokolde oturanlara yapılan ikramlar. Belki yapılması gerekiyor, ama arkalardan dondurma için kiraz için ağlayan çocukları da görmek lazımdı. Hele protokol kısmı kalktıktan sonra vatandaşların onlardan kalanları yemek için verdiği mücadele karşısında donup kalmamak işten değil. Bu işe bir çözüm üretilsin, ikramlar belli yerde yapılsın.
Gelelim konserlere… Ereğli stadını dolduran binlerce insanın coşkusu vardı. İyi ya da kötü vardı. Bir okurum internetteki yazımın altına attığı yorumda “AK Partili bir Belediye Başkanına İsmail YK gibi birini getirmek yakışıyor mu?” diye soruyor. Bu sorunun muhatabı gazeteciler değil sanırım. Oy verdiğin insanlara bunu kendiniz sorun, onlar ulaşılmaz da değiller. Tamam, İsmail YK sahnede iken aşağıda yaşananları tasvip etmek mümkün değil. İsmail YK’nın şarkıları bana da hitap etmiyor. Dansöz oynattılar diye sitem ediyor okurlar. Ne yapayım, ben yapmayın desem bunlar olmayacak mı? “Sanatçı istiyoruz beyler hani gençlere-çocuklara örnek olacak, dilimizi koruyacak, ruhumuzu okşayacak... Kınıyorum...” Bir okurumun ifadeleri aynen böyle. Biz de bize düşeni yapıyoruz. Okuyucumun istekleri belli. Gençlerin ahlak seviyesini yükseltecek sanatçıların getirilmesini istiyor.
Festivalin ikinci gününde İntizar sahne aldı. Edebiyat öğretmeni olan İntizar’ın aynı zamanda hukukçu olduğunu konser öncesi kadim dostum Balıkçı Adem’in yerinde yaptığımız sohbette öğrendim. İsmail YK ile kıyas bile etmiyorum. İntizar, sanatçı olduğunu konuşmaları ve davranışlarıyla belli etti. Akşam da Ereğli halkına doyumsuz bir konser verdi. Sahneden kaçarak inmedi. Ona yakın istek türkü okudu. “Ereğli insanı asil” dedi. “İçimden geldi, programı uzattım” diyerek Ereğli’yi sevdiğini, Ereğli’yi gittiği her yerde anlatacağını söyledi. İntizar ile anekdotlara ileride yazılarımızda değiniriz.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek bugün Ereğli’de
Ereğli bakan ağırlamaya devam ediyor. Bakanların gelmesi ilk seçimde il olacağımızın işareti gibi geliyor. İl olmak hakkımız, bunda şüphe yok.
Ben Sayın Adalet Bakanımız’dan Ereğli’ye kadar gelmişken Ereğli Cezaevi’ni de gezmesini bekliyorum. Ereğli’nin acilen bir cezaevine ihtiyacı var. Şimdiki cezaevi hem şehrin ortasında kaldı hem de sağlık açısından yenilenmesi gerekiyor.
Bununla ilgili bakanımıza bir dosya hazırlandı mı? Bilmiyorum. Ama bildiğim Bakanın Ereğli ziyaret programında cezaevi ziyareti yok. Bana göre Adalet Bakanı Ereğli’ye geliyorsa, Ereğli için cezaevi de şartsa, Sayın Bakan oraya götürülmeli, yerinde inceleme yaptırılmalı, bu istek de kendisine iletilmelidir. Daha önce Sanayi Bakanı Ali Coşkun gelirken yine bir köşe yazmıştım, “Bakanlar geliyor, bakan biz olmayalım” diye, ama bakan biz oluyoruz. Tek bir projemiz yok, gelen bakanlara kabul ettirdiğimiz.
Sayın Adalet Bakanı’m, Ereğli’nin acilen yeni bir cezaevine ihtiyacı var. Bu konuda sizden destek bekliyoruz. Bu konuda sizin vereceğiniz talimatlar ile şehrin göbeğinde kalan cezaevi yeni yerinde daha sağlıklı hizmetler verecek. Çevre sakinleri de rahatlayacak. Yeni Adliye binası ile birlikte yeni Cezaevi Ereğli için ayrı bir anlam taşıyor. Sayın Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in Ereğlili birçok dostu olduğunu biliyoruz. Ereğli’den bu yatırımı esirgemeyecektir.