M. Mustafa Özdemir

M. Mustafa Özdemir

Fetret’i gördük, yaşadık

7 Haziran’dan bu yana 4-5 aylık sürede herkes için dersler vardı.

Hükümet, muhalefet, vatandaş hepimiz olanları bizzat yaşadık.

Uzun süredir görmediğimiz ve artık unuttuğumuz, “koalisyon süreci, “pazarlıklar”, “görüşmeler” ,“gitgeller”, “hesaplar”, “senaryolar”, “dekikodular”…. hepsini gördük.

Bu ara dönemlerde hem dışarıdaki hem de içerdeki mihrakların nasıl harekete geçtiğini gördük.

Puslun havayı fırsat bilen, fırsatçıların, faiz lobicilerinin, ölü sevicilerinin, akbabaların, çakalların nasıl ortaya çıkmaya çalıştığını gördük.

Ortadoğu alev alev yanarken, bizim boş geçirecek değil 4-5 ay, 4-5 dakikamızın olmadığını gördük.

Çevremizdeki ateşin Türkiye’ye de sıçraması için süregelen oyunların ve çabaların ne denli ciddi olduğunu gördük.

12 yılda atılan adımlar, reformlar sayesinde bu süreci minimum zararla atlattık.

Aslında söylenecek çok söz yok!

Herkes her şeyi gördü.

Herkes her şeyi biliyor.

1 Kasım çok kritik bir seçim.

Tek parti iktidarı ile koalisyon arasında ince çizgi var.

4 partili mecliste1 oyun bile çok önemi var.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlarımızın oyları bence düğümü çözecek.

Şimdi oturup düşünelim:

1 Kasım akşamı AK Parti tek başına iktidara gelirse ne olur?

7 Haziran’ın benzeri tablonun çıkarsa ne olur?

İkisinin cevabını da yaşayarak öğrendik.

Koalisyon, parlamenter rejimin için var olan bir realitedir.

Ancak koalisyon ideal ve arzu edilen bir şey değil zorunluluktur, mecburiyettir.

Koalisyonla yönetilmenin tek başına iktidarla yönetilmekten daha kötü olduğunu söylemeye gerek bile yok.

Dünyanın süper güçleri zaten Parlamenter sistemi bırakmış.

Parlamenter sistemle yönetilen büyük ülkelerde de koalisyon falan çok nadir görülür.

Temennimiz arzumuz, bu küçük fetret devrinin 1 Kasım’da sona ermesidir.

Söz milletimizindir, milletimizin kararı baştacıdır.

***

KOZA YAYIN GRUBU’NDA TERÖR

Hepimiz gördük.  Saatlerce süren canlı yayında; hukukun nasıl yok sayıldığını, mahkeme kararına nasıl direnildiğini, polise nasıl saldırıldığını, kayyum heyetinin görevinin nasıl engellendiğini gördük.

Bugüne kadar tehditle şantajla bir yerlere gelen bu örgüt elemanlarının utanmadan sıkılmadan yüz tane yalanı bir arada söyleyebildiklerini, iftiraları peşpeşe sıraladıklarını gördük.

Mahkemenin kararı hukuksuz da buna karşı gelmenin yolu yöntemi bellidir.

Polise saldırmak, kayyumu binaya almamak, kapıları zincirlemek, zorbalık da neyin nesi?

Yalan iftira, şantaj, zorbalık ruhlarına işlemiş.

Şundan emin olun;

Paralel Çete, Cumhuriyeti tarihinin en büyük ihanet çetesidir.

İBRETLİK TABLO

CHP’lisi MHP’lisi, HDP’lisi Saadet Partilisi, BBP’lisi Cumhuriyet’i, Hürriyet’i, Halk TV’^si hepsi ortak noktada buluşmuş, düne kadar demediklerini bırakmadıkları Paralel Yapı’ya destek veriyor.

28 Şubat darbesinde karşı saflarda yer alanlar, birbirlerine düşman olanlar, bugün AK Parti’ye karşı aynı safta yer alıyor.

Başörtüsüne sövenle başörtüsünü savunanı, Türkçüyle,  Kürtçüyü,  namaza sövenle namaz kılanı, Cemaatle Cumhuriyet’i, Samanyolu’yla Halk TV’y bir arada görünce…

Recep Tayyip Erdoğan, sen ne büyük adammışsın!

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum