Yaz ayları gelince her nedense kültür/sanat olaylarında bir duraksama olur. Sanki kültür/sanat tümden tatile girmiştir. Bu durum hep garip gelmiştir bana. Bu yüzden imza günlerini, fotoğraf sergilerimi fırsat buldukça yaz kış demeden sürdürmeye çalışırım. Hoş, sürdürsen ne yazar, dediğinizi duyar gibiyim. Eğer gideceğim yere tren varsa yolculuğumu trenle yapmayı tercih ederim. Gazete ya da kitap almadan çıkmam yola. İzmir yolculuğunu da öyle yaptım. Biraz uzun sürse de trenle gittim ve gördüm ki koskoca kompartımanda kitap ya da gazete okuyan bir Allah’ın kulu yoktu.

Çarşamba günü, Kıbrıs Şehitleri Caddesinde, Doğan Kitabevindeydi Dursun Özden ile imza günümüz. Kitabevinin önüne iki küçük masanın üzerine kitaplarımızı serip tavla şıkırtıları arasında okurlarımızı beklemeye başladık. Kitabevinin çevresi küçük kafelerle doluydu ve insanlar tavla oynayarak zaman tüketmeye çalışıyorlardı. 

İki saat boyunca eski dostlarla hasret giderdik, yeni dostlar kazandık. Şair Şevki Özdemir ve Milas Belediyesi Kültür Müdürü Ersin Yeniceli gibi.

Ertesi günü imza günümüz Eski Foça’da Foça Karası kafedeydi. Burada da dostlarımız bizi yalnız bırakmadılar. Akşam ise Volkan Sucukçu’nun konuğuyduk. Volkan Sucukçu emekli bir asker, askerlikten ayrılarak Foça’ya yerleşmiş. Foça’ya yakın bir bölgede oluşturduğu bağda Foça Karası üzümünü tanıtmaya, yaygınlaştırmaya çalışıyor. Bu üzüm çeşidi bir zamanlar lezzetiyle ünlüymüş ve İÖ. 11. Yüzyılda Roma’ya kadar gönderiliyormuş. Mübadele yıllarına kadar oldukça yaygın üretilen bu üzüm çeşidi mübadeleden sonra nerdeyse yok olma noktasına gelmiş.

Hamidiye Kurt iyi bir ressam, iyi bir heykeltıraş. İki gün Umutcan ile onun konuğu olduk. Evi resim ve heykellerle dolu küçük bir müze gibi, eserlerinin çoğunu çocukluk yıllarından, köyünden esinlenerek yapmış. Sağ olsun bütün zamanını ayırarak bize Foça’yı gezdirdi. Ersin Yeniceli, Umutcan ve benim için gerçek bir kültür gezisi oldu. Sayesinde ressam Fevzi Yavuz ile tanıştık. Bu değerli ressamımızın atölyesi gerçek bir sanat mabedi gibi, içinden çıkamayası geliyor insanın.

Genç yaşlarına rağmen Kıyı Ege Gazetesini yaşatmaya çalışan, sanata ve kültüre hep yakın duran Çağdaş Can ve Aslı Kurt’a başarılar diliyorum. Onlar sayesinde imza günlerinde dostlarla buluştuk, sanatın içinde yaşayan yeni dostlar edindik.