Gelecek yılın NOBEL'i Elif Şafak'a

Gelecek yıl da NOBEL ödülünü Elif Şafak’a verin!

 

Ermeni Yasa Tasarısı Fransa Parlamentosu’nda kabul edildi, Orhan Pamuk Nobel Edebiyat ödülünü aldı. Gözümüz aydın.

Bu ne anlama geliyor?

Türkiye kuşatılıyor.

Türkiye batıya yüzünü döndükçe batıdan tokat yiyor. Ağzı yüzü kan revan içinde. Bundan sonraki aşamaları düşünmek bile istemiyorum.

Her şey olabilir bundan sonra. Atılan tokatlar kâfi gelmez, kolumuzu bacağımızı keserler muhtemelen.  Sonunda da bir birkaç kürek toprakla bir fatiha okunur ve tarihin tozlu sayfalarındaki yerimizi alırız. Bütün bunları nereden çıkardın diyeceksiniz.  

Görünen köy kılavuz istemez.

Artık hiçbir şey uzak değil.

Bundan sonraki aşama bazı safdillerin sözünü ettiği gibi,  Avrupa Birliğine girme aşaması olmayacaktır herhalde. Onların derdi başka. Yüzyıllarca yapamadıklarını şimdi yapmak istiyorlar. Türkiye’yi bir müstemleke ülkesine dönüştürmek istiyorlar. Bunu da AB marifetiyle gerçekleştirecekler. Bugün Ermeni tasarısı, yarın Kıbrıs’tan Türk askerinin çekilmesi.

Tabii bunlarla da yetinmeyecekler. Bundan sonraki aşamayı söylüyorum size,  sıkı durun.

Türkleri Türkiye sınırlarından dışarıya sürmek. Türkleri bin yıl önce geldikleri topraklara göndereceğiz diyen Haclı zihniyeti bugün de bunu apaçık bir şekilde dile getirmektedir. Türkiye üzerine alınan kararların özeti budur.  Bu bir Sevr paranoyası diyenlere sesleniyorum.

Evet, ben bir paranoyağım.

Sevr’i hortlatmak istiyorlar demiyorum. Sevr’i uygulamaya geçiriyorlar diyorum.

Bunu da ihanet şebekeleriyle “iş tutarak” yapıyorlar. Bugün verilen edebiyat ödülünün gerekçesinde de bunu net bir şekilde görmüyor muyuz. İsveç Akademinin açıklamasında, "yaşadığı kentin melankolik ruhunu arayışında Pamuk'un, kültürlerin çatışması ve birleşmesinde yeni semboller bulduğu" ifade edilmiş. Bu sembollerin ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyorum. Bir edebiyat ödülünün böyle siyasi bir gerekçeyle verilmesi aslında şaşırtıcı da değil. Çünkü bu bir edebiyat ödülü değildir. Son yıllarda bu ödülü alan kişilere baktığınızda, onların geçmişlerine, kendi ülkeleriyle ve toplumlarıyla olan ilişkilerine baktığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Bütün bu kıstasları göz önüne alarak diyorum ki, bir sonraki dönemde Nobel ödülünü alacak edebiyatçı bellidir:  Elif Şafak “ Kendi milletini aşağıladığı için”  bu ödüle layık görülecektir!

***

Kendimi tutamıyorum daha da ileri gidiyorum. Ödül vermek gerçekten çok zevkli bir işmiş bu tarz gerekçelerle.

Önümüzdeki dönemde Uluslararası Barış ödülü de Abdullah Öcalan’ın olsun!

Hatta ödül olarak onun cezasını da sona erdirelim. İmralı’dan çıksın milletvekili olsun.

Bu kadar da olmaz demeyin.

Çünkü bunları paranoyak biri söylüyor ve bütün bu söylenenler paranoyak birinin öngörüleri, siz aldırmayın. Gerçi bu yılki Nobel’i Orhan Pamuk alacak dediğimde de bana “paranoyak mısın?” demişlerdi.

Bu paranoyak diyor ki, ülke bölünme aşamasına gelmiştir artık.

Etnik bölücülük daha da güç kazanacaktır, kültürel haklar, siyasi haklar derken, yeni bir komşu devlet yakında nur topu gibi doğacak ve kucağımıza verilecek. Dost, müttefik hikâyeleriyle uyutulduk yıllarca yine uyutuluyoruz diyeceğim.

Bunların hiç birine aldırmayın siz.

Sibel’in tangası, Pınar’ın kankası bütün bu söylediklerimden daha önemli.  Siz gidin her gün saatlerce onları izleyin kokuşmuş tv kanallarından. AB de zaten sizin bunları izlemenize hiçbir şey demiyor. Hatta destekliyor. Siz hiç duydunuz mu bu toplum neden bu kadar cehalet içinde, bu televizyon kanallarıyla uyutuluyor diyen AB yetkilisini!  Çünkü bunlar vatandan da milletten de önemli.  Vatan ne ki, bir avuç toprak. Millet ne ki, tarih sayfalarındaki efsanelere konu olmuş masalımsı bir kavram.

İlle de Sibel, ille de Pınar.

Bunlar daha önemli olduğu içindir ki, hala milyonlarca kişi sokaklara dökülüp Ermeni Yasa Tasarısını kabul eden Fransa’yı protesto etmiyor, Orhan Pamuk kitaplarını boykot etmiyor. Yazık ki, yazık bize!

Önceki ve Sonraki Yazılar